Bir iftira bir fitne bir anda koltuğunu, makamını, mevkiini altından kaydırabilir.

Bir sivilce, acı bir hastalık sıhhatimizi yok edebilir. Bedenimizi iskelete döndürebilir.

Nice dünya güzellik kraliçeleri vardır ki, çirkinlikten yüzlerine bakılamayacak halde ölmüşlerdir. Dünyada hiçbir şey baki değildir. Ama Allah için sevenler, sevilenler asla solmaz ve kendilerinden usanılmazdırlar. Öyle ise, önce ahlaken mazbut, güzel huylu, geçim ehli bireyler yetiştirmeli ve sonra bunlarla yuvalar kurulmalıdır.

Evlilikte huzur ve mutluluğun birinci şartı eş seçiminde ince eleyip sık dokumalı, iyi bir isabetli tercih yapılmalıdır.

Evlilik anında düğünde dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan birisi de, külfeti az, zahmetsiz, az masraflı, ileride evliliği etkilemeyecek harcamalar yapılması ve altından kalkılamayacak borçla evliliğe gidilmemesidir. Borç batağına batmış bir evlilik ve evliler mutlu olamazlar. Borç saadeti engeller. Yuvada huzur bırakmaz. Onun içindir ki, Yüce Peygamberimiz “evliliğin en hayırlısı külfeti ve zahmeti az olanıdır” buyurmuştur. Demek ki herkes ekonomik ve sosyal durumuna ve konumuna göre davranmalıdır. Lüks ve israftan kaçınılmalıdır.

Evlilikte R.S. A.V’nin ve İslam büyüklerinin şu özlü sözleri dikkate alınmalıdır. Sanırım bu öğütlere kulak verenler asla pişman olmazlar:

-Büyük masraflar yaparak alınan ipek ve ibrişim giysilerin hepsi eskir, eskidikçe güzelliğini yitirir, güzel ahlak erdemli davranışlar eskidikçe çoğalır, asla eskimez.

-R.S. AV: Evlilikte külfet zahmettir. Zahmet engeldir. En güzel düğün engeli olmadan yapılan düğündür.

-Sizin en kötüleriniz evlenmeye gücü yettiği halde evlenmeyip bekar yaşayanlarınızdır.

-R.S.AV.: Günahtan korunmak için evlilik zırhına bürünün. Evlinin bir rekat namazı, bekarın 70 rekat namazından daha hayırlıdır.

-Ölülerinizin en kötüsü, imanı olduğu halde evlenmeyip zina bataklığında ölenlerinizdir.

-Evlilik rızkın cazibi çekici gücü mıknatısıdır. Rızkı çeker, evleniniz rızkınız artsın.

-Bir ömür boyu mutlu olmak için evlenen çiftler için evlilik ülfettir. Muhabbettir, fazilettir, adalettir, mutluluktur, saadettir.

Ancak, huzursuz ve mutsuz aile ise, aile gaile, zahmettir, yüktür, külfettir, hatta esarettir, çekilmez eziyettir, o zaman eşlerin ayrılması selamettir, kurtuluştur.

Demek ki, Allah’ın bir erkeğe verdiği en büyük nimet, Saliha hanım. Bir kadına verdiği en büyük nimet te hanımına bağlı, sadakatli erkektir.

Evlenecek eş adaylarının bilmesi ve uyması gereken kurallarla ilgili yazımıza bugün de devam ediyoruz.

Evlilikte aile yuvası kurulduktan sonra eşlerin görev ve sorumlulukları doğrultusunda hareket etmeleri gereği ile yuvanın huzuru ve devamı için zorunlu kuralları da şöyle sıralayabiliriz:

1.Evlilikte huzurun birinci şartı ailede adalettir. Adalet: Adil, eşit davranıştır. Eşler ailede adil olacaklardır. Nikah anında verdikleri sözlerine sadık kalacaklar, aykırı davranışlar yapmayacaklardır. Örneğin, “İyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta, varlıkta darlıkta, çoklukta, yoklukta, sevinçte kederde, şartsız bir ve beraber olacağız, birbirimize destek olacağız” denmiştir. İşte bu sözlere sadık kalınacaktır.

2.Kurulan aile yuvasının huzur ve devamı için ikinci kural paylaşımdır.

Paylaşım; Aile yuvasında nimetin ve külfetin zahmetin ve rahmetin, ortak ve eşit bölüşümüdür. Problemleri eşler birlikte çözecekler, yükü ortaklaşa kaldıracaklardır.

Özellikle nimetin paylaşımı adil olacaktır. Zahmet senin, nimet benim anlayışının sonu felakettir.

Davranışlar; eşit olmalıdır. Ben istediğimi yaparım, evin reisiyim anlayışı yoktur. Bu gibi davranışlar önce nefret, sonra ayrılık, hatta felaket getirir yuvada. Kendine yapılmasını istemediğini, başkasına, eşine ve çocuklarına asla yapmamalısın. Söz ve davranışlarımızda aile yuvasında ve toplumda kendimizi daima muhatabımızın, öbürünün yerine koyarak empati yaparak davranmalıyız. Acep başkası bana bunu yapsa ben ne yapardım’ı insan daima kendisine sorarak hareket etmelidir.

(SÜRECEK)