Yüce dinimiz İslamiyet insanlığın kurtuluşu ve insanın dünya ve ahiret saadetinin temini için gönderilmiştir. Onun için sadece dünyevi işleri değil, ahiret işlerini de ihtiva etmektedir. Yani, İslam dini, inanç, ibadet, ahlak ve muamelat. kişiler ve toplumlar arası ilişkileri içeren bir bütündür.

İnanç, iman, bölünme, parçalanma, bir kısmına inanıp diğer bir kısmına inanmama gibi eksiklik ve gedikliği asla kabul etmez. Yani, imanın özü de, bütünü de eşittir. Yani imanda asla ve kat’a şüphe olamaz. Bir kişi, ben Allah’a ve resulüne inanırım ama meleğe, şeytana, cine inanmam, derse, haşa ve kella dinden çıkar. Bir mümini ahiret azabından koruyacak ancak onun sağlam imanı ve salih amelidir.

*

R.SAV. efendimiz buyurur ki; “Ey insanlar. Sizleri uyarıyorum. Çünkü insanlarda şunu görüyorum. Sanki ölüm bize değil de başkalarına yazılmış, sanki bize ecel yok, omuzlarımızda taşıdığımız tabutlarla mezarlara taşıdıklarımız misafirliğe gitmişler de geri geleceklermiş gibi düşünüyoruz. Halbuki hiçbir gelen yok. Oysa bizler kabike taşınıyoruz. Ne yazık ki kabiri unutuyoruz. Şu dünyada insanoğluna ibret almak için hiçbir şey olmazsa bile ölüm ibret için yeter.”

Ulu Allah’ın ve sevgili resulü Hz. Muhammed SAV.in müjdelediği şu müminlerden olabilmek hepimizin amacı olmalıdır. Kimdir bunlar:

-Müjdeler olsun Allah’a ve resulüne ve onun getirdiklerine sarsılmaz bir iman ve inançla yürekten iman edenlere.

-Müjdeler olsun, inancının ve imanının gerektirdiği gibi yaşayanlara.

-Müjdeler olsun, alınteri dökerek emek sarfedip helal kazanıp ailesine helal lokma yedirenlere.

-Müjdeler olsun, İrfan, hikmet sahibi olan ve bunları insanlığın hizmetine sunanlara.

-Müjdeler olsun, yükseldikçe gönülleri alçalan, kibirden, enaniyetten, bencillikten arııp alçakgönüllü yaşayan müminlere.

-Müjdeler olsun, hasetten, fesattan, fitneden uzak, kalbi temiz, ruhu temiz, nazik, sevecen, sevgi dolu olanlara.

-Müjdeler olsun, ahlakıyla fazileti ile herkese örnek olanlara.

-Müjdeler olsun, o kimselere ki, ulu Allah’ın kendisine ikram ve ihsan ettiği nimetleri insanlarla bölüşen, paylaşan, yardımlaşan, bu rızıkları insanlara iş, aş ve uğraş olarak sunan hayır sahiplerine.

-Müjdeler olsun, ayrımcılığa, tefrika, senciliğe, benciliğe düşmeyen, eğer üşmüşse barışanlara, ayrımsız insanlar arasına karşıanlara, birlik ve beraberlik içinde Allah yolunda çalışanlara.

-Müjdeler olsun, yüce Allah’ın en büyük sıfatı olan rahmet, mağfiret, hoşgörülü, af ve bağışlama güzelliğini üzerlerinde taşıyanlara. İnsanların kusurlarını bağışlayanlara.

-Müjdeler olsun, ahdine, sözleşmesine sadık, sözünün eri olup verdiği sözü yerine getirenlere.

-Müjdeler olsun, doğru dürüst sağlam haraket edenlere, güzel ahlaka sahip olanlara, insanlara güzel gözle bakanlara.

-Müjdeler olsun, Allah’ın kendisine verdiği nimetlere nankörlük etmeyip şükrünü eda edenlere.

-Müjdeler olsun, Allah’a kul, habibine hakiki ümmet olup ölüp gittiği halde hayırla yadedilenlere, arkasından dua edilenlere.

Netice; müjdeler olsun, dünyada mutlu, ahirette kutlu, cennete girip cemalüllaha erip orada ebedi kalanlara. Ne mutlu bu insanlara ki bu müjdelere nail olanlara.

*

Eğer yaşayabilirsek bütün dertlerimizin dermanı, hastalıklarımızın şifası, problemlerimizin çözümü İslam’dadır. Ancak, ne yazık ki birçok kişilerin sadece adı müslüman, özellikle terörle İslam’ı bağdaştıran zavallılar, İslam’a tüm zıt hareket eden, inkarcıların bile veremeyeceği zararı İslam’a veren ve yüce dinimizi insanlığın nazarında küçük düşüren müslüman olduklarını sanan teröristlerdir. Bu acımasız eli kanlı çetelerin uzaktan yakından İslam’la bir ilgisi olamaz. Bunlar iç ve dış düşmanların, hainlerin, emperyal güçlerin tuzağına düşmüş zavallılardır. Satılmış bedbahtlardır.

Yazıklar olsun bunlara.

İslam öyle yüce bir erdemdir ki, kurbanlık hayvanlara bile şefkatle davranılmasını emreder. Haksız yere bir cana kıyan bütün insanları öldürmüş gibidir. Bir canı ölümden kurtaran, bütün insanları ölümden kurtarmış gibidir. (Maide suresi, 32. ayet) buyurur.

Hz. Ali R.A. hazretlerinin ifadesi ile, “İrili ufaklı R.SAV. ile beraber ve ayrı olarak 84 savaşa katıldım. Düşmanlardan öldürülenlerin tam sayısı 300-500 kişi arasıdır. İslam can almak için değil, insanlara can, hayat vermek için gönderilmiştir” buyurur.

Durum, hakikat bu iken, nasıl olur da camide, en kutsal mekanda Allah’a ibadet eden masum insanların üzerine bomba yağdırmak suretiyle yüzlerce masum cana kıyarsın. Bunlara asla müslüman denmediği gibi, bunlar insan da olamazlar. Bunlar İslam ve insanlık düşmanlarıdırlar. Tekrar yazıklar olsun bunları büyüten, besleyen, destekleyen vatan ve din düşmanlarına.

*

Hiç unutmayalım ki, dünya hiç bir zaman zulümle payidar olmaz. Zalimler cezasız kalmaz. Er-geç herkes ektiğini biçer, ettiğini bulur. Tarih bunun gibi bir yığın örnekler ile doludur.

Bu olaylara bakıp da sakın ha ümitsizliğe düşmeyelim. Ümitsizlik biz müslümanlara asla yakışmaz. Aklımızı, fikrimizi, izanımızı, vicdanımızı kullanarak bu sorunların üstesinden geleceğiz. Bu asil, bu yüce millet yedi düvele karşı salihsız, cephanesiz ölüm kalım demek olan İstiklal Savaşını kazanmış bir millettir. Gayret bizden, hidayet ve inayet Allah’tandır.

Cumanız mübarek olsun. Yurdumuz huzur dolsun. Bütün iyilikler güzellikler sizin olsun. Allah cc. yar ve yardımcımız olsun. Allah’a emanet olunuz aziz ve muhterem kardeşlerim.