Çorum’da gemi çarpar trene
Bura Türkiye olmaz demeyin! (*)

Sayılı günler çabuk geçermiş. Kış bitti; bahar geldi.  Arkasından yaz, derken sonbahar mevsimi kapımıza dayandı. Hava sıcaklarındaki ani değişimler, geceyle gündüz arasındaki sıcaklık farkı adamları hasta ediyor. Hazırlıksız yakalanan bir çok tanıdık, grip olmuş.

Şair, “beni bu havalar mahvetti” derken haklıymış!

Kış mevsiminin kendini hissettirmeye başladığı bu günlerde bazı yerlerde havalar ısınmaya başladı. Mart ayında kara kedilerin çatılarda dolaşmaya başladığı günlerde kıran kırana bir yarış sürecek.  O günlerde havalar ne kadar soğuk olacak, o kadarını bilemem ancak adayların bağrı yanacak. Geceleri yataklarını ateşler saracak. Belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri seçilecek. Bunlardan daha önemlisi şehirlerde mahalle muhtarları, en önemlisi de köylere muhtarlar seçilecek.

Bilen bilir, köyde yaşayanlar için muhtarın yeri bir başkadır.  Şakası yok, adam köy muhtarı olacak! Beline Kırıkkale Makine Kimya ürünü beylik tabancasını takacak. Bıyıkları burup, köy bekçisiyle birlikte kasıla yürümeye başladı mı değme keyfine. Hangi babayiğit ona yan gözle bakabilir; kim karşısına çıkabilir?

Muhtar deyip geçmeyin. Her şeyden önemlisi her köyde bir tane bulunur. Devletin bütün ileri gelenleri onu bilir, onu tanır. Köye her gelen onu arar bulur. Muhtar demek, devlet adına köyü yöneten demektir.

Seçimler yaklaşırken köylerde bir hareketlenme başlar. Adaylar bellidir. Yüzlerce köyde sadece birkaç aile yaşar.  Genç nüfus büyük şehirlere taşınmıştır. Yurt dışına işçi göndermeyen köy yok gibidir.

Köyde yaşayanların hangi adaya oy vereceği bellidir. Oy sayısını artırmanın yolları aranır. Seçimlere yaklaşırken her muhtar adayı yakın akrabalarının kendi köylerinde oy kullanabilmesi için elinden gelen çabayı gösterir. Seçmen listelerinde yer alanların yarısı bile köylerde yaşamaz. Seçimlere bir iki gün kala muhtar adaylarının evleri dolup taşar.

Adaylar için seçimi kaybetmek; ağır bir yenilgidir. Karşısına çıkan adaylarla mutlaka gerginlik yaşamıştır. Her aday, diğerlerine atıp tutmuştur. Bir oy uğruna kalpler kırılmıştır. Çocuklarına hatta torunlarına miras kalacak kavgalar yaşanmıştır.

Kolay mı muhtar mührünü başkasına devretmek? Attan inip eşeğe binmek insana evlat acısı gibi gelir.

Zaman varken akıllı davranıp, mart ayında yapılacak seçimleri mutlaka kazanmak gerekir. Ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış o kadarını bilemiyorum. Ancak, duyduklarıma inanmakta güçlük çektim. Bırakalım doğuluk payını, ne yazık ki duyduklarımın eksiği var: fazlası yok.

Ne hikmetse yıllardır kömür yardımı alan bazı kişilere kömür verilmez olmuş. Kimlere hangi ölçülere göre yardım yapılıyor bilemiyorum. Söylentilere bakılırsa bazı kişilere verilen yaşlılık aylığı, hastalık, dulluk aylığı kesilmiş. Gerekçesi ise yanlış beyanlar! Kimler beyan vermiş; kimler yapılan yanlışları düzeltmek için çaba göstermiş? 

Bu ödemelerin yapılmasında, yapılan yanlışlarda muhtarların en küçük bir hatası yoktur!

Bilindiği gibi seçimler, gizli oy açık sayımla yapılır. Seçmen kağıdıyla sandık başına gelen vatandaş kimliğini sandık görevlilerine teslim eder. Kurallar uygulandığında kimin kime oy verdiğini sade seçmenin kendisi bilir.

Olması gereken budur. Ancak bu kural bazı köylerde geçerli değildir. 

Köylerde genelde yaşlı insanlar kalmıştır. Erkekler askerlik yaparken okuma yazma öğrenmiştir. Muhtar adayları kendilerine oy verecek kişileri sandık başına taşır. Bazı aç gözlü adaylar kendisine oy vermek istemeyenlerin kapısını aşındırır. Laf aramızda seçmenin oyunu alabilmek için elinden geleni yapar.

Bütün muhtar adayları, oy kaybını önlemek için oy pusulalarını kendisi hazırlayıp seçmenlerine dağıtır. Şüphelendiği kişilere verdiği pusulalar diğerlerinden oldukça farklıdır. Muhtar adayının sadece kendisinin seçimi kazanması yeterli değildir!  Onun yanı sıra ihtiyar heyetinde yer alacak üyelerini (azaların)  ayrı bir kağıda yazar. O köye seçilecek ihtiyar heyeti üyelerinin sonuna şüphelendiği kişinin adını yazıp o kişiye oy pusulasını verir. Oylar sayılmaya başlandığında o kişinin kime oy verdiği belli olur.

İşini şansa bırakmayan muhtar adayları güvenmediği kişilerin kendisine oy verip vermediğini kolaylıkla anlamak için çeşitli hileler yapar. Oy pusularında yer alan adayların adları farklı renklerde, farklı yazı karakterlerinde hazırlanır. Uzun söze gerek yok; oylar sayıldığında kimin kime oy verdiği kolaylıkla anlaşılır.

Sandık başında yer alan görevlilerin dışında her adayın günlerce kebap yedirdiği, paket paket pahalı sigaralar aldığı “sağlam adamları” vardır.  Bu görevliler, gözünü kulağını dört açıp rakip adayların hile hurda yapmasını engeller. Yüzler köyde çıkabilecek kavgaları önlemek için jandarmalar seçimler bitene kadar görev yapmak zorunda kalır!

Seçmenin oy vermediği kişi aday, muhtar olmuşsa vay haline. O seçmenin tarlası, bağı bahçesi, küçükbaş büyük baş hayvanı vardır. Gün gelir mutlaka muhtarın kapısına gitmek zorunda kalır. Yanlışlıkla söz verdiği kişiye oy vermemişse başına neler gelir bilemem.

Büyük bir kısmının ilkokul mezunu olduğu, diğerlerinin ise askerlik görevini yaparken okuma yazma öğrendiği adayların muhtar olabilmek için neler yaptıklarını anlatmaya çalıştım. 

Bir muhtarlık için bunlar yapılıyorsa seçimlerde daha neler oluyor bilen var mı?

(*) Adana’da yayın yapan yerel bir televizyon kanalında kendi yazdığı, kendisinin bestesini yaptığı bir şiirini sazıyla seslendiren sanatçımıza bir özür borcum var. Yerel sanatçımız, şiirinde Kayseri’de gemi çarpar trene dizesinde küçük bir değişiklik yaptım. Kayseri’nin ekmeğini yiyip suyunu içtiğime göre…