(28 Şubat 1892 – 29 Nisan 1979)

Muhsin Ertuğrul Türk tiyatrosunun kurumsallaşmasında başat etkisi olan bir sanatçımızdır.
2015, Muhsin Ertuğrul’un 123’üncü doğum günü, ölümünün ise 36’ncı yıldönümüdür.
İBB Şehir Tiyatroları 100. yaşını kutladığı şu günlerde Şehir Tiyatroları’nın kuruluşunda, varlığını koruyarak kurumsallaşmasında önemli bir etkiye sahip olan Muhsin Ertuğrul adına bir “Kurucu Muhsin Ertuğrul Sempozyum”u ve anma gecesi düzenlemiştir.
Muhsin Ertuğrul, çağdaş Türk Tiyatrosunun olduğu kadar yurt içi ve yurt dışında çektiği ve bazıları Türk sinemasının ilkleri arasında yer alan pek çok filmle ülkemiz sinemasının da öncü isimlerinden biridir.
Moderatörlüğünü Üstün Akmen'in yaptığı ilk oturumun konuşmacıları Efdal Sevinçli (Darülbedayi'den Şehir Tiyatroları'na), İlker Yasin Keskin (Genç Muhsin ve Arkadaşları), Hülya Nutku (Bir "Kurucu"nun Öngörüleri), Sinem Özlek (Çocuk Tiyatrosu'nun Kuruluşu ve Evreleri), Ümit Denizer (Açok Deneyimi) ve Yavuz Pekman'ın (İlk Özel Tiyatro; Küçük Sahne)…
Orhan Alkaya'nın moderatörlüğü yaptığı ikinci oturumun konuşmacıları ise Özdemir Nutku (Rejisör Muhsin Ertuğrul), Seçkin Selvi (Muhsin Ertuğrul ve Eleştiri), Cengiz Korucu (Devlet Tiyatroları Kurucusu Muhsin Ertuğrul), Hilmi Zafer Şahin (Muhsin Ertuğrul ve Dramaturji), Burçak Evren (Muhsin Ertuğrul Sineması) ve Ayşin Candan'ın (Muhsin Ertuğrul ve Avangart)…
Bu haberi okuyunca zaman tünelinin derinliklerine savruldum.
1976 Şubat’ında İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda kanun sanatçısı olarak müzikli bir oyunda (Bu ölü kalkacak) çalışmaya başladığımda Genel Sanat Yönetmeni Muhsin Ertuğrul idi. (28 Şubat 1892 – 29 Nisan 1979)
Askerlik dönüşü 1979’da yine Şehir Tiyatroları’nda çalışmaya başladım. Bu kez Genel Sanat Yönetmeni Hayati Asılyazıcı idi.
Tiyatroda müzisyenlik dışında bir uğraşım daha vardı. Tünel Kültür Sanatevi’nde Genel Sekreter olarak görev yapıyordum.
29 Nisan 1979’da sonsuz ışığa göçen Muhsin Ertuğrul’u birinci ölüm yıldönümünde anmak için Tünel Kültür Sanatevi’nde bir etkinlik yapmaya karar verdik.
Ekinlikte konuşmacı olarak Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza Zobu, Mücap Ofluoğlu, Mengü Ertel, Münir Özkul, Engin Cezzar, Haşmet Zeybek ile görüştük. Hepsi de bu etkinliğe katılacaklarını söylediler. Bu etkinlik için en büyük sıkıntımız çok amaçlı kullandığımız salonun kapasitesinin 70-80 kişiyle sınırlı olmasıydı.
Adı Türk tiyatrosu ve Şehir Tiyatroları ile özdeşleşmiş Muhsin Ertuğrul’u anmak için en uygun yer adını taşıyan “Harbiye Sahnesi” idi. Konuyu Genel Sanat Yönetmeni Hayati Asılyazıcı ile görüştüm.
Türkiye’nin koşar adın 12 Eylül 1980 darbesine gittiği bir dönemdi ve İstanbul’da Sıkıyönetim vardı. Hayati ağabey izin için Sıkıyönetim’e başvuracağını söyledi. Günler su gibi geçerken etkinlik için yer belirsizliği beni keman gibi geriyordu.
Tiyatroya her gidişimde Sıkıyönetim’den başvuruya cevap gelip gelmediğini soruyordum. Etkinliğe bir hafta kala Hayati ağabey Sıkıyönetim’in etkinliğe izin vermediğini söyledi.
Durumu arkadaşlarla değerlendirdik. Kendi yerimizde yapmaktan başka çare yoktu. Yaklaşık iki yıldır kendi salonumuzda yaptığımız etkinlikler için kimseden izin almamıştık. Şehir Tiyatroları Muhsin Ertuğrul’un adını taşıyan Harbiye Sahnesinde yapılacak anma etkinliği için Sıkıyönetim’den izin isteyince olur iş olmaza dönmüştü.
Afiş bastırmak için de zaman kalmamıştı. Serigraf denen teknikle az sayıda afiş yaptırdık. İstiklal Caddesi’ndeki önemi işyerlerinin vitrinlerine afiş asarak sanatseverlere ulaşmaya çalışıyorduk. Gazetelere de basın bülteni dağıttık…
Etkinliğe üç gün kala davetli konuşmacılara bir arkadaş telefon ederek programı hatırlattı. Bedia Muvahhit ve Vasfi Rıza Zobu etkinlik yerimiz (Tünel Kültür Sanatevi) beşinci katta olduğundan ve asansör olmadığından gelemeyeceklerini bildirdiklerinde moralimiz bozuldu. Mücap Ofluoğlu ise kırk derece ateşle yattığı için konuşmasını yazılı olarak göndereceğini söylemişti.
Katılacak konuşmacılar Mengü Ertel, Münir Özkul, Engin Cezzar ve Haşmet Zeybek’ti. Oturumu gazeteci Cenap Nuhrat yönetecekti.
(Devam edecek)