Bildiğiniz üzere, dinimizce kutsal sayılan ve Ramazan’dan sonra en mübarek ay olan Muharrem ayına girmiş bulunuyoruz. Perşembe günü de aşure gününü kutlayacağız.
Bütün olaylar zaman ve mekân içinde olur. Zamanları tatlı veya acı kılan içerisindeki yaşanan olaydır.
Gerek dini, gerekse sosyal - ekonomik vs. din dışı olsun, olaylar zamana ve mekâna özellik katarlar. Bayramlar, doğum, ölüm, başarılı ve acı günler hep böyledir.
Mekke’yi kutsal kılan Kabe, Medine’yi kutsal kılan da R.SAV.in kabri şerifleridir. 29 Ekim’i bayram yapan da Cumhuriyettir. Durum böyle olunca Muharrem ayını da kutsal kılan olaylar vardır. Hepsi de geçmiş zamana aittir. Şimdiki zamana ait olanlar bizlerin bu ayda yapacağımız güzelliklerdir; oruçtur, sadakadır, hayırdır, hasenattır. Özellikle aşure yemekleri, matem geleneği nedeni ile verilen yemeklerdir.
Hz. Adem’den başlayarak R.SAV.in zamanına kadar geçen zaman içerisinde güzel olaylar bu ayda cereyan etmiştir.
Örneğin;
1-Hz. Adem’in tevbesinin kabulü.
2-Hz. Nuh’un tufandan kurtuluşu.
3-Hz. Yunus’un balığın karnından halâsı.
4-Hz. Musa’nın Firavunun zulmünden kurtuluşu ve Firavunun Kızıldeniz’de askerleri ile boğuluşu.
5-Hz. Yusuf’un kuyudan çıkarılıp Mısır’a sultan olması.
6-Hz. İsa’nın aşure günü doğması.
7-Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in aşure günü doğması.
8-Hz. Davut’un tevbesinin kabulü.
9-Hz. Yakup’un yıllar sonra oğlu Hz. Yusuf’a kavuşması.
10-Hz. Eyyüb’ün yıllarca çektiği şiddetli hastalıkla şifa bulması.
Bunlar olumlu hadiselerdir. Bir de acı olanları vardır. Bunların başında da R.SAV.den yıllar sonra (30 sene) meydana gelen ve bütün İslam alemini etkileyen her müminin acısını yüreğinde taşıdığı 1375 senedir kanayan bir yara olan R.SAV.in 15 kadar hadisinde övdüğü onlar için (Hasan ve Hz. Hüseyin) cennet delikanlıları dediği kıymetli torunu Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ciğer paraleri Hz. Hüseyin R.A. ve 72 masumun Emevi saltanatını zulümle ele geçiren Yezid haini tarafından bugünde bile kan gölü haline dönen ve Irak topraklarında bulunan Kerbela çölünde acımasızca aç, susuz, çaresiz bırakılarak hunharca şehit edilmeleri de maalesef yine bu kutsal ayda 10 Muharrem aşure gününde olmuştur.
Elbette ki acı bir olaydır. Bu olayın detayı, sebep ve sonuçları bu makalenin vüsatına sığmaz. Ancak şu kadarını ifade edelim ki, bu ve bugün hala devam eden oluk oluk Müslüman kanının akmasına neden olan olayların ana sebebi siyasidir, politiktir, taht ve post kavgasıdır. Dini ve mezhepsel farklılıkları bahane ederek çıkar gruplarının iç ve dış düşmanlar tarafından tezgahlanarak ve desteklenerek devam ettiği bir gerçektir.
Burada bize düşen bu ve benzeri olayları bahane ederek dini, bir dili, bir yurdu, bir örfü, bir adeti bir olan ve bir halının desenlerinin farklılıkları gibi olan mezhepsel ve tarikatsal bazı ayrıntılara takılmamak, birlik ve dirliğimizi, huzur ve asayişimizin bozulmamasına özen göstermektir.
Muharrem ayını halkımızın anlayışı doğrultusunda bize yakışır biçimde kutlamak, Ehl-i Beyt’e olan saygı ve sevgimizi göstermek, orucumuz ve aşure yemeklerimiz ile güzel geleneklerimizi devam ettirmektir.