MİT Yasası’nda yapılacak yeni düzenleme gündemin önemli konularından…
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin hızla istihbarat devletine dönüştüğü uyarısında bulunarak, Hitlerin Gestapo’yu istihbarat yasasıyla kurduğunu hatırlatmıştır. “Aynısı Türkiye’ye geliyor”…
MHP Genel Başkanı Bahçeli ise MİT’e olağanüstü yetkiler veren Yasa’nın 1970’lerde işkence için kullanılan Ziverbey ve Erenköy köşkünü aratmayacak mekânlar getireceğini söylemiştir.
12 Mart 1971darbesine MHP’nin en yetkili ağzından böylesi bir gönderme dikkat çekicidir.
TBMM’nde görüşülen MİT Yasası’nın birinci maddesinde, MİT’in görevleri arasında yer alan “Bakanlar Kurulu’nca verilen her türlü görevi yerine getirmek” ifadesindeki “her türlü” ibaresi AKP’nin verdiği önerge ile metinden çıkartılmıştır.
Burada üzerinde düşünülmesi gereken bizce “Bakanlar Kurulu”dur. Türkiye’nin demokrasi tarihinde Bakanlar Kurulu üyeleri istisnalar dışında Başbakan’ın maiyet memuru durumundadırlar. Bu durum, ortaçağın feodal yapısını tasfiye edemeden çok partili sandık müsameresi yaşanan bir toplum için kaçınılmaz bir sondur.
Menderes ve Özal dönemlerinde Bakan olduklarını haber bültenlerinde duyan ne çok Bakan vardır. Menderes’in ilk kabine toplantısında Bakanların tarihsiz istifa dilekçelerini topladıktan sonra oturumu açması ise bilinen bir anekdottur. Erdoğan’ın hoşuna gitmeyen durumlarda Bakanlarıyla hangi ifadelerle görüştüğü de bilinen bir husustur.
Burada bir de Erdoğan’ın propaganda afişlerinde Menderes ve Özal’ın fotoğraflarını kullandığı hatırlanmalıdır. Küresel sistemin uzaktan kumandalı liderleri…
MİT Yasası’ndaki değişikliği savunanlar tarafından ileri sürülen “MİT’e Meclis denetimi” geleceği uygulaması ise zahiren doğru olsa da uygulanması mevcut şartlarda ne yazık ki mümkün değildir.
En güzel örnek, son dönemde Meclis’e gelecek olan Fezlekelerin ne olduğudur. AKP oylarıyla sumen altına atılmıştır. Ne oldu Meclis denetimi? Uzaktan kumandalı liderin uzaktan kumandalı atama vekilleri…
Türkiye’nin ortaçağ kalıntısı yapıları tasfiye edememesinin sebebi ise Kemalist Devrim’de yaşanan geriye dönüştür. Bugün AKP de, bölücü terör örgütü PKK da, tarikatların siyaset ve ticaretteki etkisi de hep Kemalist Devrim’de geriye dönüşün sonucudur. Emperyalizm tarafından algı engelli bir toplum oluşturulması, yani hemen her sosyal yapıda biat kültürünün belirleyici olması da Kemalist Devrim’de yaşanan geriye dönüşün sonucudur.
Türkiye, emperyalizmin “Toplum Mühendisliği Projesi”nin en geniş uygulandığı bir laboratuar olmuştur.
Bir taraftan en gerici yapılarla çiftleşen emperyalizm, çeşitli parti tabelaları altında iktidarını ve sömürüsünü sürdürürken, bir taraftan da ona karşı çıkacak yapılar üzerinde operasyon yapılarak onları, adı var kendi yok hale getirmiştir. Bu uygulama, sendikalardan parti ve derneklere geniş bir açıyla hayata geçirilmiştir. AKP eliyle yürütülen Bölünmüş Ortadoğu Projesi’ndeki destekçileri arasında bölücü terör örgütü PKK’nın muhibbi solumsu yapılar kimin arabasını çekmektedirler dersiniz?
Evet, MİT Yasası’nda yapılan düzenleme Türkiye’yi bir istihbarat devletine dönüştürecektir. Daha doğrusu bugün yapılan uygulamanın yasal zemini oluşturulacaktır.
Ancak, geçim derdinde olan geniş kitlelerin penceresinden söz konusu değişikliğin yaşamsal bir önem ve değeri yoktur. İnsanın neresi ağrıyorsa canı oradadır.
Türkiye’nin gündemini belirlemede Gezi Parkı eylemlerinden sonra sıkıntı çeken Erdoğan, 17 Aralık 2014’den sonraki kaset sızmalarına karşı hamle yaparak kendi ajandasını öne çıkarmıştır. Hedefinde halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olmak vardır.
Türkiye’de Cumhuriyetin kazanımlarını savunacak milli unsurların, kendi içlerine atılan “proje virüsleri” temizleyecek önderlik öne çıkmadıkça, gündem küresel çeteler ve işbirlikçileri tarafından belirlenmeye devam edecektir.