Dün gece mübarek Miraç Kandili’ni idrak ettik.
Miraç Kandili, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.S) Efendimizin, gecenin bir anında Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya, oradan da göklere seyahat ettirildiği mübarek gecenin adıdır.
Nitekim Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de; "Kulu Muhammed'i bir gece Mescid-i Haram'dan kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür." buyurmuştur.
Peygamberimizin hayatı içinde önemli bir yeri olan Miraç, Allah'ın sevgili Resulünden başka hiç kimseye sunmadığı ilahi bir ihsandır.
Yüce Peygamberimiz için pek büyük şan ve şereflerle dolu olan Miraç mucizesi, biz müslümanlar için de ilahî rahmetler ve lütuflarla doludur.
Miraç olayının biz müslümanlar için en önemli sonuçlarından birisi hiç şüphe yok ki, dinin direği olan namazdır. Namaz, bize bir miraç hediyesidir. Onun içindir ki, namaz mü'minin miracı olmuştur. Nasıl ki, yüce Peygamberimiz Miraç'ta vasıtalardan arınmış olarak Mevlası ile karşı karşıya geldi ise, mü'min de namazda vasıtasız olarak doğrudan doğruya Rabbinin huzuruna çıkar; sadece O'na kulluk etme ve sadece O'ndan yardım isteme fırsatı bulur. Eğer mü'min, günde beş vakit namazını dikkatle ve huşu içerisinde kılacak olursa o namaz onun için bir miraç olur, kul onunla Hakka yol bulur.
Böyle müstesna bir gece vesilesiyle sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S)'e vahyedilen, insanlığı mutluluğa götürecek prensipleri de hatırlamak lazımdır. Çünkü Kur'an-ı Ke rim'de Miracın ruhi hallerinden söz edilirken: "Allah kuluna vahyedeceğini etti."(2) buyurulmaktadır.
Bu vahyedilen hakikatleri şöylece özetleyebiliriz: "Allah'a ortak koşulmayacak, yalnız O'na kulluk edilecek ve yalnız O'ndan yardım istenecektir. Anne ve babaya hürmet edilecek, onların duaları alınacaktır. Zinaya yaklaşılmayacaktır. Haksız olarak kimsenin canına kıyılmayacaktır. Yetimlere iyi muamele edilecektir. Ölçü ve tartıda doğruluk üzere olunacaktır. Bilmediğimiz bir şeyin ardından körükörüne gidilmeyecek, şuurlu hareket edilecektir.Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürünmeyecektir."
Bu saydığımız prensipler hiç şüphe yok ki bir toplum için gerekli bütün ahlak ve fazilet kurallarını ihtiva etmektedir.
İşte Miraç gecesi böyle mübarek bir gecedir. Bu geceyi ihya ederken bu gecede vahyedilen üstün gerçeklere kulak vermeliyiz, Yalnız Yüce Mevlâ'ya kulluk etmeli, O'na hiç bir şeyi ortak koşmamalıyız.
Miraç gecesi, ulvi bir gecedir. O halde bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadetle Allah'a karşı şükran borçlarımızı ödemeliyiz; namaz kılmalı, Kur'an okumalı ve Allah'tan af ve bağış dilemeliyiz, çoluk çocuğumuza bu gecenin anlam ve önemini öğretmeliyiz. Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara yardım ellerimizi uzatmalıyız. Annemizi, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip ellerini öpmeli ve dualarını almalıyız. Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anarak ruhlarını şadetmeliyiz. Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve saygı duygularımızı perçinlemeliyiz.
Kandilleri birer fırsat bilmeli, bu müstesna zaman dilimlerinde Allah'a daha da yakın olmaya çalışmalıyız.
Bilelim ki, Allah'a yakınlık, O'nun emirlerini yerine getirmek, yasak ettiği şeylerden kaçınmakla mümkündür. Gönül aydınlığı olan Miraç Kandiliniz mübarek olsun.
(1) lsra: 1
(2) Necm: 10