İnsanlık tarihi şahittir ki; fertleri bir inanç etrafında toplanmış, sevgi ve kardeşlik bağları ile birbirine kenetlenmiş milletler, bu sayede büyük bir kuvvete sahip olmuş, daima yükselmiş ve birliğini devam ettirdiği müddetçe hiçbir düşman onu mağlup edememiştir.
Bu birlikten uzaklaşan, dini ve milli birliği zayıflayan, fertleri arasına fitne ve fesat düşen milletler ise dağılmışlar, tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir.
Görülüyor ki; millet olarak ayakta kalmanın, huzur içinde varlığımızı devam ettirebilmenin en önemli unsurlarından biri, birlik ve bütünlüğümüzü korumaktır.
Dinimiz, birlik ve beraberlik konusuna büyük önem vermiş, toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması için pek çok prensipler koymuştur.
Bütün müminlerin kardeş olduğunu ilan eden yüce Allah, hepimizi birlik ve beraberliğe çağırarak şöyle buyuruyor:
“Hepiniz birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp bölünmeyin.”(1)
Kur’an’ın bu emrine uygun hareket eden ecdadımız, tarih boyunca büyük işler başarmış, parlak zaferler kazanmış ve yüzyıllarca kıtalara hükmetmiştir.
Son kurtuluş savaşını bütün imkansızlıklara rağmen, Allah’ın inayetiyle bu birlik sayesinde kazanmadık mı?
Dinimizin birlik ve kardeşlik çağırısına uymayan nice milletler de, tarihte bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödemişler, ipi kopmuş tesbih taneleri gibi dağılıp, yok olmuşlardır. Peygamber efendimiz;
“Topluluk rahmet, ayrılık azaptır.” (2) buyurarak, bölünüp parçalanmanın tehlikesine dikkatimizi çekmiştir.
Müminlerin sıkıntıya düşmesinden yüreği sızlayan, kalbi insan sevgisi ile dolu Peygamberimizin şu uyarılarına da her müslümanın kulak vermesi hayati önem taşımaktadır. O şöyle buyuruyor:
“Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” (3)
“Ayrıcalık yapan bizden değildir.” (4)
Bölünüp parçalanmanın bir millet için de büyük felaket olduğunu, bizzat yaşayan ve bunun acı sonuçlarını görerek feryad eden milli şairimiz de şöyle sesleniyor.
Diyedursun atalar kale içinden alınır,
Yok ki hiç işiten milleti merhume sağır.
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
Şunu unutmayalım ki, kalbimizde iman, elimizde Kur’an, aramızda kardeşlik, vatanımızda birlik ve dirlik bulundukça, aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur.
Öyle ise, Kur’an-ı Kerim’de yüce rabbimizin “Müminler ancak kardeştir.” ilahi hitabının ışığında elele verip ülkemizin kalkınması ve milletimizin mutluluğu için çalışmalıyız. Düşmanların aramıza sokmak istedikleri fitne ve fesad karşısında son derece tedbirli ve uyanık olmalıyız.
İslam kardeşliğimizi her gün daha çok kuvvetlendirerek, birbirimizi şefkat ve sevgi ile selamlamalıyız.
Allah’ın rızası, peygamberimizin hoşnutluğu bundadır. Canlarını seve seve feda ederek bize bu vatan topraklarını emanet eden aziz şehitlerimiz de bizden bunu bekliyor.
Dünyada huzura, ahirette ebedi saadete kavuşmanız da buna bağlıdır.

(1) Al-i İmran Suresi, 103
(2) Keşfü’l Kala Cilt 1, Sh.333
(3) El-tac Cilt 5, sh. 29
(4) 250 Hadis, sh 186