Bir süredir Antalya’da yaşıyorum.

Cumartesi günü İltem Sahhaf’ın sahibi,

Değerli kardeşim dükkâna gelmemi istedi.

Zaten hemen her gün orda olsam da hafta sonları başka yerlere gidiyordum.

Nedenini sorduğumda da mezat yapacağız dedi.

Meğer bir süredir cumartesi günleri saat 15’ten sonra bunu yapıyormuş.

Ben de merak ettim.

Zira Türkiye’de ilk kez mezata katılacaktım.

Almanya’da bir ziyaretimde katıldım.

Onda da kitap alamamıştım.

Cumartesi sahhafa gittim.

Ağzı laf eden,

Konuşmaktan haz duyan,

Türkçeyi alabildiğince doğru konuşan,

Kelimeler arasındaki tutumu iyi ayarlayan,

Sözü dinlenebilir birisi geldi.

Ziyaver Şencan.

Mezata başlamadan önce;

Hafta içindeki faaliyetlerini anlattı.

Sattığı kitapların tahmini miktarını sordu.

Ben de:

Satılan kitaplarda yaklaşık okuma yaşı,

Okuyucuların nitelikleri,

Kitaplar arasında ne türlerin mezatını yaptığını,

Ne zamandan beri mezat sunduğunu,

Okuyucu sayısındaki oranı sordum.

Çok uzun cümlelerle bunların tamamını anlattı.

Ben de bu arada:

Okunan kitapların çeşidini,

Okuyucu sayısını,

Kitapların mezatta satılış şeklini vs. duydum.

Gördüm ki Türkiye’de de böyle bir işlem var.

Ağırlıklı olarak İstanbul’da olmak kaydıyla,

Antalya’da da İlhami kardeşimle başlayan böyle bir sektör var.

Ancak Şencan Bey’den de kitap okuyucusunun yanında,

Ayrıca kitap koleksiyonerleri de var.

Onlar da bu uygulamadan çok memnunlar.

Ancak bunlar;

Ne bulursa alıyor.

Hangi kitap olursa olsun elinde yoksa alıyor.

Ben mi?

Ben de çalıştığım konularda.

Ama çok güzel bir mezat geçirdiğimi,

Kitap severlerle de paylaşmak istedim.

28.06.2022 – Antalya