Hangi ürünü almak isterseniz karşınıza sayısız benzerleri çıkıyor. Tüketiciler karar vermekte zorlanıyor. Üretici firmalar göze hoş görünmek için ne gerekiyorsa yapmış. Bizlerin, her ürünün özelliklerini bilme şansımız yok. Doğal olarak sorup soruşturmaya güvendiğimiz kişilerden başlıyor, öneri almaya özen gösteriyoruz. Genelde dayanıklı tüketim maddelerini satın alırken markalaşmış ürünleri seçmeye çalışıyoruz.

Tüketicinin tercihlerini bilenler, tanınmış, markalaşmış firmaların ürünlerini taklit ediyor. Üç kafadarın kendi adlarının ilk hecelerinden oluşturup ürettikleri ürünleri yıllarca bizlere sattılar. Satın alanlar elektronik eşyaları Japon malı diye tercih ettiler. Sadece bir harf değiştirip ürünler piyasaya sunuldu.

Bizler, satın alacağımız ürünlerde farkında olmadan reklamların etkisiyle seçim yapıyoruz. Hayal kırıklığına uğramamak, harcadığımız paranın karşılığını alabilmek, deyim yerindeyse kazıklanmamak için çaba gösteriyoruz. Ürünlerine güvendiğimiz satıcılardan, yakınlarımızın kullandığı ürünlerden, aslına bakarsanız markalaşmış firmaların ürünlerinden satın almaya özen gösteriyoruz.

Tüketicilerin göstermiş olduğu özen, üreticilerin gözünden kaçmıyor. Maddi gücü yerindeyse, bıkıp uzanmadan uzun süreli müşteri kazanmaya özen gösterenler varlıklarını koruyor. Bir öğrencim, babasının işletmeye açtığı köfteci dükkanında altı ay içinde neredeyse hiç satış yapamadığını söylemişti. Bir başka tanıdığım ise açtıkları sigorta acentesine bir yıl içinde bir kişinin bile gelmediğini anlatmıştı.

Sadece reklamlar, tüketicinin güvenini sağlamıyor. Her alanda sayısız seçenek var. Yemek yiyecekseniz her keseye, her insana yönelik yüzlerce seçenek var. Bunların bir kısmı uzun süreli ayakta kalırken, yüzlercesi saman alevi gibi kısa ömürlü olabiliyor.

Markalaşma olarak bilinen bu çalışmalar küçümsenemez. Tüketicinin güvenini kazanan firmaların zarar etme derdi yoktur. Rakipleri en fazla onları taklit etmeye çalışır. Tanınmış firmalardan daha kaliteli ürün üretmiş olsalar dahi daha ucuza, daha az ürün satmak zorunda kalabilirler. Bütün çabalarına rağmen onların uzun süreli ayakta kalma şansları yoktur.

Yeni markaların ortaya çıkmasının, ayakta durmasının ne kadar zor olduğunu bilmeyen yoktur. Bu zorlukları aşabilmek için ellerinden gelen çabayı gösterenler vardır. Bazı isimler marka olduklarında sadece taklitleri ortaya çıkmıyor. Kel Adil, bir alanda isim yaparken Kel İbo farklı bir alanda adını duyuruyor. Kel Mıstık başka bir alanda kendisinden söz ettiriyor. Deli Memet bir başka alanda varlığını sürdürüyor.

Rakipler arasında süren rekabet ne kadar tüketicinin yararına, ne kadar yeni üreticilerin yararına olur? Cevabı elbette her zaman aynı olmayabilir.