İki gün sonra 24 Aralık... Yani Maraş katliamının yıldönümü...
O Maraş ki, Mondros Mütarekesiyle önce İngiliz, 7 ay sonra da Fransız işgalinde kalan Maraş...
Ve o Maraş ki, Alevi'siyle, Sünni'siyle; Türk'üyle, Kürt'üyle direnen ve Maraş'ı düşman işgalinden kurtaran Maraş...
Bağımsız yaşamanın, özgür yaşamanın, namusuyla yaşamanın, onurlu bir direnişin ve de özgürlük için gerektiğinde ölmenin bayrağını kaldıran Maraş...
Yani Antep'te Şahin Beyle, Maraş'ta Sütçü İmam’la verilen onurlu bir savaş...
Ve Antep, 8 Şubat 1921'de Gaziantep olur.
Ve Maraş, 7 Şubat 1973'te Kahramanmaraş olur.
* * *
Ne yazık ki, o gün Fransız işgaline karşı ölümüne savaşan Maraş, 24 Aralık 1978 günü kendi halkı tarafından kendi halkını katleder.
Ve Kahramanmaraş'ın kahramanlığına bir takım gizli eller ihanet eder.
Maraş'ı kana boyayan olaylar, “Güneş ne zaman doğacak” filminin oynadığı Çiçek Sineması’na, 19 Aralık akşamı atılan bir patlayıcı ile başlar.
Ve 24 Aralık günü Maraş, belki de tarihinde yaşadığı en acı, en kanlı ve de kahramanlığını kirleten en büyük ihaneti yaşar.
Öyle ki, Fransız işgaline karşı Maraş halkının önüne düşen, namusun ve özgürlüğün bayrağını kaldıran Sütçü İmam’a, işte o gün ihanet edilmiştir.
Resmi kayıtlarda 111 kişi ölmüştür. 1000'den fazla kişi yaralanmıştır. 552 ev, 289 işyeri yakılmış, yıkılmış, tahrip edilmiştir.
Ve de “12 Eylül Darbesi”ne giden yolların ilk kilometre taşları, Maraş’ta döşenir olmuştur.”
* * *
İşte böyle olmuştur, bu güzel ülkede bu güzel ülkenin halkına yaşatılan.
Bir gizli el gelmiş, farklılıkları kaşımış; Çorumluyu Çorumluya, Sivaslıyı Sivaslıya, Maraşlıyı Maraşlıya katlettirmiştir.
Ve o gün kendi halkını katledenler, kimin kazandığını kendine bile sormamış, görmemiş ve de görmek bile istememiştir.
O günden bugüne; Maraş’ta kimin kazandığını, Çorum’da kimin kazandığını, Sivas’ta kimin kazandığını; daha genel bir ifadeyle Türkiye’de kimin kazandığını görmediği ya da göremediği gibi... Sormadığı ya da soramadığı gibi...
Çünkü o, vatanı vatan hainlerinden kurtardığını sanmıştır.
Çünkü ona, kimin kazandığını gösterenlere de vatan haini denmiştir.
* * *
İşte o günden bugüne; Maraşlı Maraşlıdan, Çorumlu Çorumludan, Sivaslı Sivaslıdan korkar olmuştur.
Yani bir gizli el, aslında bilinen o gizli el amacına ulaşmıştır.
Birbirine düşman edilmiş bir halk; mahalleleri ayrılmış, bölgeleri ayrılmış bir toplum; kimliklere bölünmüş bir Türkiye...
İşte o gizli elin amacı...
İşte Irak'ta, işte Suriye'de yaşananlar...
Ve de işte Türkiye'yi bekleyen büyük tehlike...
* * *
Şimdi anlatabildiniz mi, ey vatan kurtardığını sanan vatan kurtarıcılar!
Ve ey Maraş'ta Maraşlıyı, Çorum'da Çorumluyu, Sivas'ta Sivaslıyı katledenler... Ve de ey Türkiye halkına Türkiye'yi zindan edenler...
Şimdi arılayabildiniz mi?
Ya da şimdi görebildiniz mi?
* * *
Evet, ey o gün vatan kurtaranlar!
Ve de ey o gün vatanı kurtardığını sananlar!
24 Aralık Çarşamba günü çıkın ortaya ve Maraş halkından özür dileyin.
Tam 36 yıldır, yaşatılan acıyı içinde taşıyan; tek istediği, bir yurttaş olarak özgürce yaşamak olan Alevi halkın yanında siz de yer alın.
Ve Maraş halkı olarak; 36'ncı yılında, Mâraş halkına Maraş halkını katlettiren iradeyi birlikte kınayın.
Çünkü Alevi'siyle, Sünni'siyle Fransız işgaline karşı birlikte savaşmış Maraş'a yakışan budur.
Ve direnişin simgesi Sütçü İmam’ın Maraş'ına yakışan da budur ve de bu olmalıdır.