Değerli okuyucular, yazının başlığı bilinçle seçilmiştir. Yanlış anlaşılmasın, bu bir balon şişirme veya hoşaf soğutma edebiyatı değildir. İnceden inceye gözlemlerle bir ayağa kalkışın bir şahlanışın fotoğrafı, bir arayışın demiyorum, bir yola girişin ve o yola sımsıkı sarılışın öyküsüdür. CHP’nin Maltepe mitingi, iktidara yürüyüşün ayak sesleridir. Evet, DEMOKRASİ GÜÇLERİ İKTİDARA YÜRÜYOR. Sakin, bilinçli, ilkeli, kararlı bir yürüyüş, Maltepe’de cumhuriyet tarihinin en yığınsal mitingi yapılıyor.

Bu mitingdeki en önemli göstergelerden birisi de Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olacağı izlenimidir. Oysa Kılıçdaroğlu’nun adaylığı söz konusu olunca, toplumu din ve mezhep eksenli parçalamaya heveslilerin, ya da henüz mezhep eksenli politikaları aşamamış biçarelerin, Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği üzerinden dem vurmaları.

Aşırı sağ iktidarın ülkeyi getirdiği durum ortada. Henüz ilan edilmemiş Duyunu Umumiye dönemi yaşıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun mezhebi yerine, ülke bu bataktan nasıl çıkar? Onu tartışmamız gerekmez mi? İnsanlar din ve mezheplerini, anne ve babalarını seçemezler, bunlar doğuştandır. Her kim, hangi inançtan olursa olsun, ülke için yapacaklarını bir kenara bırakıp, sadece mezhebini tartışmak ilkel toplumların işidir.

Sayın Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olunca sanılmasın ki, sadece Alevilere hizmet verecek. Böyle bir ayrımcılığa önce aleviler karşı çıkar. Tüm toplum kesimlerinin eşit gözle görüleceği, eşit hizmet verileceği, başta yoksul, ezilen, sömürülen ve zor durumda olanlar olmak üzere Kılıçdaroğlu’nun felsefesidir. Her fırsatta da dile getiriyor.

Alevi, Sünni, Kürt, Laz, Çerkez… Gibi kısır döngüleri aşamayan bir ülke bireyleri, emperyalizmin oyuncağı olmaktan kurtulamaz, Duyunu Umumiye, Sevr, onların kaderi olur. Ülkemiz demokrasi tarihi bu erdemi yaşayacak, olgunluğa erişmiştir.

Sayın Kılıçdaroğlu, ya da başkasını tartışırken, en önemli veriler, yurt sevgisi, adının yolsuzlukla anılıp anılmaması, ülkenin birlik ve beraberliğine verdiği önem, cumhuriyete ve kurucu değerlerine verdiği değerle kıyaslanmalı. Örneğin yurtseverlik konusunda konuşunca “mangalda kül bırakmayanlar” Ama gel gör ki oğlunu askere gönderdin mi? Diye sor tıs yok. “Bu ne perhiz? Bu ne? Lahana turşusu?”

Asıl konumuz Maltepe Mitingine dönersek. Ülkeyi yönetmekten aciz olan iktidar, ne yapsa elinde patlıyor. Haksızlık, hukuksuzluk paçalarından akıyor. Kaftancıoğlu kararından sonra Bursa’dan, İstanbul’a alınan miting, katılımı, yığınsallığı, coşkusu ile adeta bir iktidara yürüme denemesine dönüştü. Zira iktidarın hesabı bu değildi.

Demokrasi güçlerinin 2023 seçimlerini kaybetme lüksü yoktur. Nihayeti bu seçimlerde toplumsal barış, hukuk, adalet, ahlak, dürüstlük, alçak gönüllülük, ülkenin kaderi oylanacak, ülke için 4 aylık askerlik yapanla, yapmayan tartılacak. Akıl ve sağduyu galip gelecek. Kılıçdaroğlu ülkenin ilaç kadar gereksinim duyduğu, tüm özellikleri taşıyor.

Kılıçdaroğlu aday olursa kesin olarak, tüm olasılıkların sonunda aday olacaktır. Kazanacağı göstergeler verileri dikkate alarak aday olacaktır. Tanıdığımız Kılıçdaroğlu ülkenin hayrına olmayan adımı atmaz.

Sayın Kılıçdaroğlu Ekrem İmamoğlu’nu adı sanı duyulmadık birisi olarak elinden tutup ortaya çıkardığında hepimiz şaşırdık, karamsardık fakat sonunda ülkenin kaderini değiştirecek adım atıldı. Herkes parmak ısırdı. İstanbul kazanıldı, geleceğe umut doğdu.

Maltepe’deki tablo adım adım iktidara yürüyüşün denemesi gibiydi. Kılıçdaoğlu da o özveri ve özgüvenle konuştu. Çetin Altan’ın deyimi ile “Enseyi karartmayalım” Maltepe’de iktidara yürüyüşün ilk adımı atıldı, “Geliyor gelmekte olan” adım adım.