Ticari hareketlerdeki değişim rüzgarı,  Türk Vergi Hukukunun günümüz koşullarına uyarlanması zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.

Son yıllarda mal yada hizmet teslim edilmeden önce alıcıların fatura istedikleri görülmektedir. Özelikle  bazı kamu idarelerinin, bütçe ödeneklerini iptale uğratmamak için erken faturalama talebinde bulundukları görülebilmektedir.

Vergi Usul Kanunumuz faturayı;  satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”  şeklinde tanımlamıştır. Bu tarif fatura kesiminin, malın tesliminden veya hizmetin ifasından sonra yapılacak bir işlem olduğunu ortaya koymaktadır. Fatura alıcının satıcıya ödeme mükellefiyetini ve içeriğindeki mal veya hizmetin alıcıya intikalini ifade ettiğine göre mal veya hizmet satışından sonra düzenlenmesi de zaten doğaldır.

Vergi hukukuna göre, hasılata vücut veren ana unsur malın satış amaçlı olarak teslim edilmesi veya hizmetin yine satış amaçlı olarak tamamlanmasıdır. Fatura erken kesilse de, fatura kesiminde gecikilmiş de olsa hasılatın ait olduğu dönem, malın teslim edildiği veya hizmetin tamamlandığı tarihtir. Bu nedenle erken fatura kesilmesi, satıcı açısından hasılat kaydedilmesini gerektirmeyeceği gibi alıcıya da gider yazma veya maliyet oluşturma hakkı vermez.

Diğer yandan, Katma değer vergisinin(KDV) doğuşuna sebebiyet veren olay esas itibariyle KDV ye tabi malın teslim edilmesi veya KDV ye tabi hizmetin tamamlanmasıdır. Ancak KDV Kanunu’nun 10/b maddesinde;  “Malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi” , KDV doğuran olaylardan biri olarak zikredilmektedir. Buna göre; . Satıcı bu KDV yi söz konusu aya ilişkin KDV beyannamesinde hesaplanan KDV olarak göstermek zorundadır. Buna mukabil alıcı KDV nin doğmuş ve belgeye bağlanmış olması nedeniyle, söz konusu belgeyi resmi defterine  yazarak, deftere yazdığı ay itibariyle (takvim yılı aşılmamak koşuluyla) KDV indirim hakkını kullanabilir.

Aynı zamanda, Faturanın malın tesliminden önce düzenlenmesi halinde, bu faturada malın teslim tarihinin yer alması mümkün olmadığı gibi, henüz taşıma yapılmadığı dolayısıyla irsaliye düzenlenmediği için irsaliye numarasının gösterilmesi de mümkün değildir.

Bu durumda erken kesilmiş mal faturalarında “Bu faturada gösterilen mal daha sonra teslim edileceğinden teslim tarihi ve irsaliye numarası henüz belli değildir.” şeklinde bir ibareye yer verilmesinin isabetli olacağını düşünüyorum. Ancak teslim tarihi ve irsaliye numarası, faturada bulunması gerekli bilgiler arasında olduğundan, daha sonra malın irsaliyesi düzenlenip teslimat gerçekleştiğinde teslim tarihinin ve irsaliye numarasının, alıcı ve satıcı tarafından, daha önce kesilmiş olan faturaya yazılması gerekir.

BU HÜKÜMLERE BAKILDIĞINDA, FATURA VEYA BENZERİ BELGELERİN MALIN TESLİMİNDEN VEYA HİZMETİN İFASINDAN ÖNCE DE FATURA DÜZENLENEBİLECEĞİ ANLAMI KESİNLİK KAZANMAKTADIR.