Birbirimize sıkı bağlarla bağlı, birbirimize sargın ve tutkun üç kardeşiz biz.

Amca çocukları olan annemiz de, babamız da akrabalarına ve doğup büyüdükleri topraklarına düşkün kişilerdi.

Üçkardeş, üçümüz de; Anne ve Babamızın; aile ve akrabalık bağlarına ilişkin telkin ve düşünceleriyle büyüdük.

Ağabeyim Mahmut Haboğlu ve küçük kardeşim Feridun Haboğlu ile aramızda ikişer yaş farkı var.

Ben üççeyrek asrı devirdiğime göre varın yaşlarımızı, siz hesap edin…

Ağabeyim Mahmut Haboğlu, dedem gibi, babam gibi, benim gibi bankacıydı.

Üç kuşaktır Ziraat Bankalıyız yani.

Ağabeyim, Bankamız Genel Müdür Yardımcılığından emekli oldu.

Diyeceklerim bunlar değil elbet; buradan hareketle örnek bir insan, örnek bir ağabey, Mahmut Haboğlu’nu anlatacağım size…

* * *

Hep özveriyle geçti yaşamı.

Hep bizi koruyup, kollamakla geçti.

Üniversiteyi, çalışarak okudu ve bitirdi.

Bu süre içinde ben de küçük kardeşim de zaman zaman onun maaşına ortak olduk.

Kolu, kanadı hep üzerimizde oldu Ağabeyimizin..

Önce bizim gereksinimlerimizi karşıladı, sonra kendi gereksinimlerini.

Babamız vefat edince de babalık görevini üstlendi.

O nedenle, “babam yarısı” derim, onun için.

Sadece bizim için de değil; aynı zamanda akrabalarımız için de Rahmetli Babamın yerini aldı.

Ailemizin ve sülalemizin direği, derleyip toparlayanı, birleştiricisi oldu.

O Ankara’da, ben Alanya’da.

Haftayı sektirmez, her hafta mutlaka arar sorar.

İki yaş farkı vardır aramızda ama ben her karşılamamızda, her birlikteliğimizde onun elini öper, bundan da büyük haz duyarım.

Adamdır Ağabeyim, adam gibi adam…

Büyükle büyük, küçükle küçük olur.

Hemen her konuda ailemizin temsilcisi, arabulucusudur.

Ailemizin her sıkıntısı, onun sıkıntısı, onun derdidir.

Ailemizin olduğu kadar akraba ve hısımlarımızın da derleyicisi, toparlayıcısıdır.

O nedenle de ailemizin, akraba ve hısımlarımızın ilgi odağı, arananı, sorulanı ve ortak sevdiğidir.

Bölüşümcü ve paylaşımcıdır.

Bedeninde çok daha büyük bir yürek taşır.

Bu Tanrı’nın cezası pandemi salgını nedeniyle uzun süredir görmüyorum onu.

Hani “burnumun direği sızlıyor” derler ya; işte öyle… Benim de burnumun direği sızlıyor.

Öylesine özledim işte.

… …

Bugün onun yaş günü.

Doğum günün kutlu olsun Canım Ağabeyim.

Doğum günün kutlu olsun babam yarısı güzel insan.

Tanrım sana sağlıklı, uzun ömürler versin.

Sen hep başımızda ol.

Derleyip, toparlamaya devam et bizi…

Hep arkamızda dur; sana yaslanmaktan, sana dayanmaktan, güvencimiz olmaktan mahrum etme bizi.