9 Şubat, “Dünya, Sigarayı Bırakma Günü” idi, malum.

Sigara karşıtı biri olarak, yakın zamana kadar, bu konuda gerçekten çok büyük mücadele(ler) verdim.

Verdim de ne oldu?

Koca bir hiç.

Üç beş kişinin dışında, kimseye o lanet şeyi bıraktıramadığım gibi pek çok eş dostla da tatsızlık yaşadım.

Nikotin bağımlısı pek çok eş dosttan; “…Bekâra karı boşaması kolaydır derler. Öyle ‘bırak’ demekle, bırakılmıyor bu meret…” gibi, densiz ve düzeysiz tepkiler alınca; bu işe daha fazla bulaşmamaya ve karışmamaya karar verdim.

Daha doğrusu vermiş idim.

Nitekim de talep olmasına karşın; bu özel günle ilgili yazı (bile) yazmayıp, bu günü es geçmeyi yeğledim.

Ama bu köşe yazarlığı olayına bir kez bulaşmaya gör; öyle şeyler görüyor, öyle şeyler yaşıyorsunuz ki; yaşadığınız o olayı ister istemez köşenize taşımak durumunda kalıyorsunuz.

Böyle bir olay yaşadım dün…

Sabah yürüyüşümü yaparken; 10 – 12 yaşlarında bir çocuk, (bir anlamda bir sabi!) elinde yakılmayı bekleyen sigarayla, “amca ateşin var mı?” diye yanıma geldi.

Sinirlendim; “yok” dedim ve o sinirle uzanıp, elinden sigarayı almak isterken, sigara ikiye bölünüp bir parçası yere düştü.

Çocuk, “amca ne yaptın ya” dedi ve eğilip ikiye bölünen o sigaranın diğer yarısını yerden aldı ve biraz ötedeki bankta oturan çiftten aldığı çakmakla, (bana baka baka) bölünmüş sigarasını yakıp, yoluna devam etti.

Çakmaklarını veren o çifttin yanına gidip; “Ne sorumsuz insanlarsınız siz; sigarasını yaksın diye, çakmak verdiğiniz 10 yaşında bir çocuk. Bir çocuğa nasıl çakmak verirsiniz?” dememek için zor tuttum kendimi.

Canım sıkıldı.

Torunlarım geldi, gözümün önüne.

Onların da bu zehri kullanabileceklerini düşünüp, panikledim bir an.

Sonra da bu lanet zehirden, ölen lise arkadaşım düştü aklıma…

Daha fazla yürüyemedim, oracıktaki bankın birine çöktüm kaldım.

… …

Okulların açık olduğu dönemde, okullara yakın sokak aralarında ve kafelerde; ders başlama saatini beklerken, fosur fosur sigara içen, o kafelerde duman altı olan öğrenciler geldi aklıma.

Ve konuyu ilettiğim ilgili okul müdüründen aldığım yanıtı anımsadım o an.

O okulumuzun müdürü, “Bu tür konularda, öğrencilerimize müdahale yetkimiz yok artık. O eskidendi…” deyince, kahrolmuş; söylene söylene çıkmıştım, o okulun müdürünün odasından…

… …

Pek çok şeyin özetiydi; bu iki sözcüklü tümce…

“O eskidendi…”

??!!...

Bizim öğrencilik yıllarımızda, bizim öğretmenlerimiz, tuvaletlere varıncaya dek denetler, ceplerimizi yoklarlardı.

Bir de günümüz öğretim sistemine; günümüz öğretmen öğrenci ilişkisine bakın.

Hangisi doğru?

Bizim öğrencilik yıllarımızdaki disiplin mi; günümüz öğrencilik döneminin laçkalığı mı?

Gözümüzün önünde zehirleniyor çocuklarımız.

Hangi dönemin zihniyeti doğru?

* * *

Önemli bir halk sağlığı sorunu olan sigara kullanımı; aynı zamanda birey ve ülke ekonomisini olumsuz yönde etkileyen bir alışkanlık.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından, tütün mücadelesi kapsamında, 1987 yılından bu yana, “9 Şubat, Dünya Sigarayı Bırakma Günü” olarak anılıyor.
Araştırmacılar, Dünyada her yıl 4 milyon, Türkiye’de ise 100 bin insanın, sigara yüzünden yaşamını yitirdiğini;

Sigara kullanan kişilerin, kanserden ölüm oranının, kullanmayanlara göre 15 - 25 kat daha fazla olduğunu;

İçilen her bir sigaranın insan ömründen 12 dakika çaldığını dillendiriyor…

… …

Bırakın… Lütfen bırakın ve bıraktırın şu lanet zehri.

Kendinize acımıyorsanız; çocuklarınıza, torunlarınıza acıyın… Siz zehirlenirken, onları da zehirliyorsunuz çünkü…