Bilindiği gibi,limited şirketler hakkındaki yaygın izlenim ,bu şirketlerin formalitelerden uzak ve kolay yönetilen ortaklıklar olduğu yönündedir.Başka nedenlerin yanı sıra birazda bu izlenimler nedeniyle son yıllarda kurulan limited şirket sayısında büyük artışlar olmuştur.                                                                                      

Oysa Türk Ticaret Kanunu’nun kimi hükümleri,bu genel izlenimin  tam aksi yönde düzenlemeler içermektedir.Örneğin limited şirketlerde ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip müdürün görevden alınmasına ilişkin kurallar incelendiğinde,olayın oldukça ağır şartlara bağlandığı içerdiği görülecektir.

Kanun’un ilgili hükümlerinin topluca incelenmesi durumunda, ana sözleşme ile göreve getirilen ortak sıfatına müdürün diğer ortaklarca görevden alınmasının mümkün olmadığı,bu sonucu ancak bir mahkeme kararı ile sağlayabilecekleri sonucuna varılmaktadır.İncelememizde ,bu konu  yasa hükümleri çerçevesinde  açıklanmaya çalışılacaktır.

GENEL OLARAK LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN GÖREVDEN ALINMASI

Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerine göre limited şirketin yönetimi,müdür yada müdürler tarafından gerçekleştirilir.Şirket müdürünün ortaklar arasında ya da dışarıdan seçilmesi mümkündür.

Türk Ticaret kanununa göre ,gerek ortaklar arasından gerekse dışarıdan seçilecek müdür,şirket ana sözleşmesiyle  atanabileceği gibi,ortaklar kurulu kararıyla da göreve getirilebilir.

Dışarıdan 3. kişiler arasından seçilen limited şirket müdürlerinin azli konusunda herhangi bir özellik söz konusu değildir. Bunlar ister ana sözleşme ile isterse daha sonra ortaklar kurulu kararı ile atanmış olsunlar,esas sermayenin en az yarısından fazlasını temsil eden ortakların kararı ile görevden alınabilirler.

Ortaklar arasından atanan şirket müdürünün azli konusu ise, müdürün ana sözleşme ile atanmış olması durumunda önemli bir özellik taşımaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, şirketin kuruluşundan sonra ortaklar kurulu kararı ile göreve getirilen müdürün azledilmesinde herhangi bir özellik söz konusu değildir. Türk Ticaret Kanuna göre ortaklar kurulu kararıyla göreve getirilen müdürün, ortakların çoğunluğunun kararıyla görevden alınabileceği hükmünü içermekte olduğundan, bunlar da tıpkı dışarıdan atanmış müdürler gibi, esas sermayenin en az yarısından fazlasını temsil eden ortakların kararı ile görevden alınabilirler.

Buna karşılık ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip müdürlerin azlinde, aşağıda açıklanacağı gibi farklı bir düzenleme söz konusudur.

ANA SÖZLEŞME İLE ATANAN ORTAK SIFATINA SAHİP MÜDÜRÜN GÖREVDEN ALINMASI

Yukarıda değinildiği Türk Ticaret Kanununda yer alan kurala göre, ortaklar arasından seçilen müdürlerin görevden alınması konusunda Türk Ticaret Kanununa göre idare işlerinin sözleşme ile bir ortağa verilmesi durumunda onun idare yetkisi ve görevi diğer ortaklar tarafından sınırlandırılamayacağı gibi, görevden de alınamaz. Ancak haklı sebeplerin varlığı halinde, ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile ortağın yönetim yetkisi sınırlanabilir veya kaldırılabilir.

Görüldüğü gibi, diğer ortakların sermaye payları ne kadar büyük olursa olsun ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip kişinin müdürlük sıfatına son verilmesi, ancak müdür sıfatındaki ortak dahil tüm ortakların olumlu kararı ile mümkün olacaktır. Yada;

Yasa’ya göre bu durumda ortakların yapabilecekleri tek şey,  mahkemeye başvurarak müdürün azlini istemektir. Ayrıca, mahkemeden bu yönde karar alınabilmesi için diğer ortakların müdür hakkında basiretsizlik. ağır ihmal ya da iktidarsızlık gibi haklı bir sebebin varlığını kanıtlamaları  gerekir.

Örneğin;A,B ve C bir imited şirketin sırasıyla %50, %49 ve %1 oranında paylarına sahiptirler. A ve B işlerinin yoğunluğu nedeniyle şirket müdürlüğü görevini %1 paya sahip olan C ye ana sözleşme ile bırakmışlardır. Bu durumda ellerinde %99 pay bulunduran A ve B , C’yi kendi isteği olmaksızın hiçbir şekilde görevden alamazlar.Yapabilecekleri tek şey , C’nin azledilmesi  için mahkemeye başvurup, haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaktır.

Görüldüğü gibi, genellikle formalitesiz ve kolay yönetilebilir olduğu kanaatiyle tercih edilen limited şirketlerin idaresi konusunda kimi durumlarda önemli zorluklarla karşılaşılması söz konusu olabilmektedir.

Müteşebbislere, kuracakları limited şirketler için bu hususları dikkate almalarını öneririm.