Sayının önemi var mı ki!
Kırk beş olmuş,
Beş olmuş,
Veya
Bir!..
Ortadaki bir ÇOCUK!
Ve
İnsan olamamış tecavüzcü-tecavüzcüler var.
Her toplulukta olabilir…
Her dinde de!
Sapığın dini,
Milliyeti, köyü,
Kenti, mahallesi olmaz.
Sapık sapıktır,
Nokta.
Bu konuda devlet denilen yapının öncelikle yapması gereken şey,
Bunların yetiştiği bataklığı kurutmak…
Sonra;
Tüm eğitim, öğretim ve engellemelere karşın sapkınlığa devam eden olursa,
Verilecek cezayı en üst perdeden tutmak…
Devlet böyle yapmalı bence…
Önce eğitim, sonra ceza.
Ama daha önemlisi,
Devleti oluşturan bireyin, yani toplumun vereceği ceza…
Topluluk böyle insanlara ne ceza vermeli!..
Konuşmamalı mı böyleleri ile?
Yalnızlığa mı terk etmeli?
Dövmeli mi, sövmeli mi?
Linç mi etmeli?
Yoksa kazığa mı?
Ayıplayıp geçmeli mi yoksa?
Yoksa bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek,
Kendi başına gelmediği için dua mı etmeli?
Yani,
Ne tür bir tepki vermeli topluluk ki,
Bir daha bu işe tavassut edecek insan olmadıklar, cesaret edip sabilerin bedenleri ile oynamamalı.
Bir tepki olmalı, ama ne tür?
Ya da,
Bir bardak su getirenden helallik isteyen topluluğun tepki verebilmesi için ille de sayının çok çok daha artması mı lazım?
Bu çocukları leylekler mi getiriyor yahu?
Her gününüz güzel olsun.