Yahu birileri şu bizim Diyanet İşleri Başkanı’na söylesin. Bu kritik zamanda ne medresesi istiyor. Her taraf zaten Medrese doldu. Sen onların kapısında koca koca yazılarla katafalklarda “…..Üniversitesi” yazdığına bakmayın. Önemli olan işlevi ve içi değil mi?
Bir devlet üniversitesinden yeni emekli oldum. İnsan ekmek yediği yeri karalamaz. Onun için benim söyleyeceklerim Türkiye’deki 200 küsur üniversite için geçerli.
Üniversitede Rektörlük seçimleri yaklaşır, gelir ve geçer. Her gün ince hesaplar yapılır. Falanca en yüksek oyu alsa da atanamaz. Çünkü o paralelci. E… peki Eski rektör cemaatçiydi. Yeniden aday, ona nasıl şans tanıyorsunuz? Canım o gitti. Saraya biat etti. Sağından solundan bir iki cemaatçi görüneni de yolcu etti. Oldu bitti.
Hoca oldum. Onca yıl Atatürkçü, Cumhuriyetçi çizgimden taviz vermedim. Kendi çapımda da bilimsel bir şeyler üretmeye çalıştım. Hala bu cemaat işlerine aklım ermez. Bana hep arkadaş çevremde takılırlar. Kenan Evren gibi sık sık babanın tarikat ehli olduğunu söylersin. Nasıl bu işten anlamazsın derler. Evet benim babam, Kadiri tarikatının bizim civarda tanınan bir ismiydi. 1960’lı yıllarda çok iyi hatırlarım, çevre köylerden hatta kasabalardan bizim köydeki evimize dervişler gelir. Zikir yaparlar. Köyde zaten doğru dürüst bir odamız var, kışın soba yakılabilen. Orada gün boyu zikir yapılır. Herkes yorulmuştur. Odanın sıcaklığında rehavete kapılan dervişler sırt sırta uyurlar. Kalkarlar yine. Hay hay….Allah’ın sıfatları defalarca tekrar edilir. Rahmetli anam, sürekli ayakta. Evine, çocuklarına kestiği erişteyi, makarnayı tepsi tepsi pişirir içeri uzatır. İki tane Amasya semaveri-her biri benim boyumda- sürekli kaynar. Gelsin boşlar gitsin dolular. E… benim de çeşmeden iyi kötü su getirecek gücüm var. Küçük kova veya ibriklerle durmadan çeşmeye dön.
Yaz boyuna benim beklediğim bahçemizin hoşaflarını anam bize yedirmez, bu hu çekenlere kaynatılır, pilavın, makarnanın, eriştenin yanında servis edilirdi.
Galiba 1960 ihtilali bir kırılma oldu. Evin iki erkek çocuğundan birisi subay birisi öğretmen olma yolunda olunca annem kesin tavrını koydu: “Bir daha burada bu insanları istemiyorum. Gelecek olurlarsa kapıyı açmam. Hem de bizzat kendim jandarmaya şikayet ederim” dedi ve babamın tarikat sevdası böylece bitti.
Şimdi düşünüyorum. Atatürk’ten daha büyük lider, daha büyük tarikat var mı?
İyi de O’nun 90 yıllık cumhuriyetine enkaz diyenler, virgül koyanlara ne demeli. Bunca üniversitesi, son medrese olan İstanbul Darülfünunundan farksız olan ülkede medreseleri yeniden oluşturalım demesine ne dersiniz?
Allah birilerimize akıl versin ama, size mi, bize mi?