Detayını bilmediğim bu bilginin kaynağı “Kim Milyoner Olmak İster” isimli TV yarışması.
Banka soygunu sırasında çatışma çıksa ve vurulup ölselerdi; bugünki dünyamız acaba ne kadar farklı olurdu?
* * * *
Ünlü aktör Vic Morrow, Twilight Zone filminde hayli tehlikeli bir helikopter sahnesi için sete geldiğinde etrafındakilere “Keşke bu sahne için dublör isteseydim” demiş.
Demiş de bu sözler maalesef son sözleri olmuş. Çekim sırasında kontrolden çıkan helikopter oyuncuların üzerine düşmüş, ölenler olmuş. Ölenler arasında kafası koparak ölen Morrow da var.
Gazetelerden öğrendiğimiz bu bilgiyi irdelersek “Aktör Morrow kazaya kurban gitmese, film dünyasında ne tür gelişmeler olacaktı kim bilir?”
* * * *
Şans ve kısmet konusunda; anlatmaya çalıştığımız bu olayların milyonlarca örneği yaşanmıştır.
Divan edebiyatımızın ünlü şairlerinden Nabi:
“İbrik-ü leğen madeni vahidden iken,
Birinde su pâk birinde nâ-pâk” diyerek anlatıyor.
Yani; bakırcı veya ibrikçi ustası, leğen ve ibriği yaparken kullanacağı madeni, ortadan bölerek bir kısmından ibrik, diğerinden leğen yapıyor. İbrik yaptığı maden ömür boyu içinde temiz su ile leğen üstünde saltanat sürerken, leğen içinde pis su, üstünde ibrik taşımak zorunda kalıyor; hâlbuki ikisi de aynı madenden yapılmıştı.
* * * *
Şansla ilgili ünlü bir fıkra ile yazımızı sonlandıralım:
Amerikalı ünlü fabrikatör Ford, çok önemli randevusuna yetişmek için şoförünü çağırır.
Şoför araba kullanamayacak kadar hasta olduğundan; kendisinin kullandığı araba ile yola çıkar.
Araba yolda arıza yapar. Ford çaba içindedir ve son derece sinirlidir. Yakında bağını budamakta olan bir adam arabaya yaklaşıp:
“Arabanızda arıza var galiba?” diye sorar.
“Maalesef öyle. Anlar mısınız bu işten?”
Adam “biraz” der.
Ford sevinerek “O halde lütfen bakıverin” der.
Adam çok geçmeden arabayı çalıştırır.
Ford teşekkürle memnuniyetini anlattıktan sonra “Size ömür boyu haftada 500 dolar bağladım. Şimdi bana isminizi ve adresinizi veriniz. Her hafta gidip bankadan paranızı alacaksınız” der.
Adam pek memnun olmayan yüzle teşekkür eder.
Ford şaşkın durumda kartvizitini çıkarmaya uğraşırken “Bana inanmadınız galiba” der.
Adam “Zahmet etmeyin efendim. Ben sizi tanırım. Siz Ford’sunuz. Ben sizin fabrikanızda iki sene çalıştım”
“O halde davranışınızın anlamı nedir?”
“Haa bakın! Sizdeki muazzam şans, cebinizden her hafta 500 dolar çıkmasın diye beni öldürebilir. Siz beni mutlaka memnun etmek istiyorsanız, bana peşin ne verirseniz verin, yolunuza devam edin!” der. (Bu fıkra ve Nabi’nin beyitinin yorum kaynağı da Bal Mahmut’un Baldan Damlalar kitabıdır)
Bu da ayrı “Farkı fark etme” olayı gibi geldi bana. Takdir sizin sayın okuyucularım.
* * * *
Yazımız 2013 yılının son yazısı oluyor.
Şansı, kader kısmeti bazı yönleri ile işlemiş olduk.
Yeni yılın ülkemiz insanları ve okuyucularımız için şanslı, sağlıklı, mutluluk içinde geçen bir yıl olmasını dilerken, her zaman olduğu gibi “En güzel günler sizlerin olsun” diyorum.
BİTEN YILIN NOTU: Hazreti Mevlana “Düne ait ne varsa dünde kaldı cancağzım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyor. Biz de; “Yıl bitti. Bundan sonra yeni şeyler yazmak lazım” diyelim sayın okuyucularım.