Fertlerin ve toplumların dünya ve ahiret mutluluğu, adil olmak koşulu ile güç ve kuvvet üzerine kurulmuştur. Güç ve kuvveti elinde bulunduranlar her istediklerine hakim olmuşlardır. Ancak İslamiyet güç ve kuvveti, toplumda eşitlik ve adaleti sağlamak için, hakkı ayakta tutmak, onu korumak için elde etmenin bir vecibe, zournluluk olduğun ubildirmiştir.
Hz. Allah Kur’an’da enfal suresi 60. ayette, “Haklarınızı korumak, hak ve adaleti ortalığa hakim kılarak onu ayakta tutmak için, olanca gücünüzle kuvvet hazırlayın” buyurmuştur. R.SAV. de, sahih bir sözünde bildirildiğine göre; “kuvvetli mümin zayıf müminden daha sevimlidir” buyurmuştur.
Peki, neden güçlü mümin, güçsüz, zayıf müminden hayırlıdır. Halbuki islam her zayıfın hakkını korurdu.
Çünkü dünyada hzurun temeli haktır, adalettir. Hak ve adaleti ayakta tutmak, güç ve kuvvetle mümkündür. Hakim davayı karara bağlar. Kararın gereğini yapmak üzere, icra mercii olan jandarmaya, polise, idareye, yani kuvvetin kaynağı olan devlet idaresine havale eder. Onlar hakkı devletin gücü ile yerine getirirler. Uluslararası haklarda uluslararası güçlerin kuvveti ile yerine getirilir.
Borçlu borcumu ödedim demiş. R.SAV. ispat et demiş. Şahit ve belgesi yok. R.SAV. borcunu ödediği ve fakat ispat edemeyen adam, R.SAV. konu bilmeliydi gibisine, R.SAV.e hitaben hasbünallahü veniğmel vekil, yani yani işimi Allah’a havale ettim der. R.SAV. her hakim peygamber değildir, ki, ben de bir beşerim. Allah bildirirse bilirim. Sen deveni sağlam kazığa bağlamamışsın. Kaybolan deveni benden soruyorsun. Borcunu ödemişsin, şahit yok, belge yok. Ondan sonra da bizi Allah’a havale et diyorsun, diye adama çıkışmış. Sonra alacağını aldığı halde, almadım diyen adama hitaben, bir de vicdanına sor ,alacağını almış mı der. Bu zat Yahudi imiş ve R.SAV.in adaletini test etmek istemiş. Neticede, işin aslını anlatmış ve R.SAV.in hak peygamber olduğunu tasdik ederek, müslüman olmuştur.
R.SAV. haklı olman yetmez, güçlü olman gerek. Bu ise şahit ve belge olmalıydı ki onlar seni güçlü ve haklı kılar buyurdular.
Yani, en ufak vakayı adiye, sıradan basit olaylarda bile güçlü olmak işi usulüne göre kuralına göre yapmanın zaruretini bildirmiştir.
Netice; güçlü, kuvvetli olmak için dünyayı isteyen çalışsın, ahireti isteyen çalışsın, ikisini isteyen çalışsın, güçlü olsun, kuvvetli olsun, bu güçle hakkı ayakta tutsun ve toplumlar huzur bulsun. Güç ve kuvvet asla zalimin elinde zulme alet olmasın.