Bilmiyorum dünyada ne kadar İslam devleti vardır. Ama bildiğim ve gördüğüm şudur; bir insan dünyadaki İslam devletlerini Asya, Avrupa, Afrika, Amerika vs gibi görmek ve gezmek istese belki bu mümkün olmaz. Ama bunların hepsini mukaddes Kabe’de görmek mümkündür. Kimisi simsiyah, kimisi bembeyaz, kimisi kısa boylu cılız, kimisi Afrikalılar gibi iri yarı, giyim kuşamları sahne elbisesi gibi vs.

Bunların çeşitleri böyle ama birleştikleri ve dillerinden düşürmedikleri bir birliktelik var. O da amaç, müşterek tavır. Örneğin dünyada bulunan bütün rengarenk çiçeklerin bir serada bahçede yetiştirilmiş binbir rengi ile görünümünü düşününüz. Renkleri ayrı kokuları bir olsun. İşte Kabe’deki müthiş kalabalık öyle. İhramın dışındaki görünüm bu. Gayeleri bir, düşündükleri aynı, dilleri farklı ama binlerce insanın dilinde aynı kelimeler. Kabe dışında lebbeyk, geldim Allah’ım emrine uydum Allah’ım. Kabe’nin içinde Allahü ekber, elhamdülillah, bismillah, estağfurullah, yani lailahe illallah muhammedürresulallah. İşte işin özü budur. Bunca zahmet, bunca külfet, bunca sıkıntı ve eziyet işte bu mübarek kelime ile ulu Allah’a kulluğumuzun ilanı ve isbatıdır.

Belki başlangıçta da ifade ettim, 1 aylık bebekten 90-100 yaşına kadar insanın buluştuğu yer, beli bükülmüş başı sanki yere değiyor. Kimisinin ayağı, ayakları yok, âmâ, engelli, kimisinin bebekleri omzunda, sırtında ve elinde. Üst katlarda tavaf yapıyor. Kimisi ihtiyar, yaşlı, hasta anasına, babasına, dedesine, hanımına, eşine araba ile tavaf yaptırıyor Kabe’nin üst katlarında 7 km onları taşıyor. Bunlar dünya için binlerce km uzaklıklardan gelip de yapılacak işler değildir. Ancak Allah için yapılabilecek işlerdir.

Kabe’ye hizmet edenlerin sayısı, maaşlı 10 binden fazla, maaşsız Allah rızası için çöpçü elbisesi giymiş, çeşitli milletlere ait çok değerli ilim idare zengin kişiler. İbrahim Etem hazretleri gibi tahtı sarayı bırakmış, Kabe’ye Ravzaya meccanen hizmet ediyorlar. Hacılar onlara sadaka veriyorlar. Alıp onlar da ehline verirlermiş.

Kabe ve Ravza, Mescidi Nebi, peygamber mescidinin manzaraları böyle. İşte hac ve umrede bunların hepsini bir arada görmek mümkündür. Hangimiz gidip de Afrika’da Sudan’ı, Cibuti’yi, ismini bile bilmediğimiz İslam devletlerini görebiliriz. Yani hac ve umre büyük katılımlı İslam kongresi. Müslümanlar mitingi veya sessiz ama mana yüklü milyonların oluşturduğu topluluk diyebiliriz. Diyanetin hac organizasyonu anlatırken elbette ki bu konuları da anlatmış olduk. Çünkü bu organizasyonun amacı hacı ve umrecilere bu ibadetleri amacına uygun olarak yaptırmak ve onları sağ salim yurtlarına, memleketimize, evimize kavuşturmaktır.

Hac ve umre organizasyonu yapanların görevleri bununla da sınırlı değildir. Ziyaret mahalleri, yerleri Kabe’nin dışında kutsal olayların geçtiği mekanların ziyaretleri Mekke’de Arafat, Mina, Müzdelife, Mualla mezarlığı, cin escidi, hudeybiye, cirane bu ziyaret yerlerinin ayrı ayrı özellikleri ve hatıraları vardır. O tarihsel olayları hatırlamak, o günleri yaşayan, kainatın efendisi Hz. Muhammed SAV.in dini celili İslam uğruna çektiği çile ve sıkıntıları hatırlamak, hatıraları yad etmek amaçlı ziyaretlerdir. Yoksa bunlar bir ibadet sayılmaz.

Medine-i Münevvere’de çok kutsal mekan Mescid-i Nebevi’dir. Kuba Mescididir. R.SAV.in kabri şeriflerini ziyaret sünnettir. Yani nafile ibadettir. Orada namaz kılmak sünnet ve faziletlidir. Kuba Mescidinde de iki rekat mescid namazı kılınır. Aslında bu kural bütün camiler için geçerlidir. Her camiye girilince kerahat vakti –sabah gün doğarken, öğle güneş zevalde tam dik iken ve akşam güneş batarken- değilse, 2 rekat tahiyyatül mescit denilen bir nafile namaz kılınır.

ziyaret yerleri; birçok sahabi ve ehlibeytin yattığı Baki (asıl adı Bakiülgargat’tır) mezarlığı, Uhut şehitliği, Hendek, 7 mescitler, şimdi tek cami var. Kıbleteyn –iki kıbleli cami- Osmanlı’nın hatırası Tren istasyonu, Ahberiye mescidi, 4 halifenin evlerinin yerlerine yapılan camiler, Gamame mescidi gibi yerlerdir.

Bugün Kabe’de 500 bin kişi bir anda namaz kılabiliyor. Devam eden inşaat bittiğinde 2 milyon kişi namaz kılabilecek.

Fikret Hoca, kafileden iki arkadaşıyla Kabe’de…

(SÜRECEK)