Bu durum Türkiye hastanelerinde olsa halk kıyameti koparır. Hakkı söylemem gerekirse, Türk sağlık sistemi gerçekten çağ atlamıştır. Ben Avrupa’nın birçok yerlerini de biliyorum. Suudi Arabistan’da yüksek seviyedeki yöneticilerinin isimleri çok özel kuruluşlara, tesislere verilirmiş. Hastanenin adı Kral Fahd Hastanesi. Şüşe bölgesinde ama ismi yüce, kendi cüce desek yanlış olmaz. Onun için yurdumuzun, devletimizin, hükümetimizin kıymetini bilelim.

DİYANET’İN İAŞE-YEMEK HİZMETLERİ

Bu organizasyonun Mekke’deki en önemli ayağı, oteller sorumlusu, gerçekten organizasyon uzmanı hemşehrimiz sayın Ahmet Taştanbek. Son derece başarılı bir görevli. 10 senedir de bu işi övünülecek derecede yürütmektedir. Sayın Ahmet Taştanbek aslında Çorum İl Müftülüğü çalışanı. Benim oğlum o zaman İl Müftülüğü Şefi Bahri Çıplak’ın da çalışma arkadaşı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 10 sene evvel hac ve umre organizasyonunda gönevlendirildi. Özellikle otellerle ilgili üstün başarısı nedeni ile on senedir bu görevi sürdürmektedir. Ahmet beyden öğrendiğime göre, Mart 2018 ayında Diyanet kanalı ile umre yapanların adedi 18 bin. Bu kardeşlerimizin Mekke ve Medine’deki otel hizmetleri ,servis hizmetleri, uçak yolculuğu, bilet vs gibi hizmetlerle ilgili bilgi verdi. Ben yemeklerin kalitesizliğini sordum: “Günde 18 bin kişiye yemek çıkıyor. Onun için müşteri memnuniyetini yakalamak zor. Elden geldiği ve imkanlar nisbetinde mümkün mertebe kalorili ve sebze meyve ağırlıklı ikramlar yapmaya gayret ediyoruz. Bir de bu sıcak memleketin durumunu göz önünde bulundurarak yetkili aşçılarımızla gıda denetimleri yapılmış yemekler sunuyoruz. Hacılarımız genelde memnun. Ancak zengin, fakir, halli, halsiz herkese eşit yemek sunuyoruz. Sabah kahvaltı, öğle kumpanyasını veriyoruz. Akşam yemeği şeklinde hizmet sunuyoruz. Ayrıca her otel odası, otel odası değil de, herkesin kendi evi gibi kullanma şansı var. Özel durumu olanların ona göre hareket etme imkanları da var. Servisler 24 saat Kabe’ye çalışıyor. Her isteyen istediğini bulabiliyor. Mühim olan sıhhat, sıhhat ve sıhhat, gerisi teferruat.

KABE’DE HACI MANZARALARI

Haccın temeli ihram, Kabe’yi tavaf, Arafat vakfesi ve saydır. Umrenin temeli ihram, tavaf ve saydır. Hac ve umre ibadetinin bütün teferruatı bunların üzerine bina olunur. Hüküm olarak bunlar farz ve vaciptir ki, bunlar Allah’ın emridirler. Yani hac ve umrenin olmazsa olmazıdırlar.

Daha inceden ifade edildiği gibi, Kabe demek tavaf (Kabe’nin etrafını 7 kez dolaşmak) demektir. Kabe’ye mahsus ibadetin adına tavaf denir. Kabe’nin ibadeti genelde üçtür. Ekleri de vardır. 1.si tavaf, ikincisi namaz, üçüncüsü de Kabe’yi seyretmektir. Kur’an okumaktır. Nafile ve kaza namazları kılmaktır. En azından Pazartesi ve Perşembe günleri oruçlu olmaktır. (Nafiledir) Sadakadır. Hepsinin toplamı, red olunmayan sadaka ile desteklenmiş, içten yapılan şahsi ve umumi dualardır.

Bütün bu ibadetlerin anası duadır, dua.. Onun için Kabe’ye gidenlere verilen en çok sipariş dua siparişidir. Hatta isimleri yazılmış dua listelerini Kabe’de ulu Allah’a sunanları görmüşüzdür. Çok özel, güzel bir duygudur. Müminlere yapılabilecek en büyük iyiliktir. Bu konuyu biraz açmamız gerekirse, tavaf, Kabe’yi ziyaretin ana sebebidir. Hiç umre yapmamış olan hacı kardeşlerimize tavafla, sayla ve diğer ibadetlerle ilgili, Kabe’nin neresinden girip, nereden, hangi kapıdan çıkacağı ve nerede nasıl ibadet edeceği din görevlileri tarafından tatbiki olarak fiilen gösterilir. Çünkü tavafta, sayda hatalar, cezayı gerektirir. Mesela abdestsiz tavaf yapılmaz. Her şavtın (Kabe’yi bir dolanma) yarı özellikleri vardır. Haceri esvedde niyet edilerek tavafa başlanır. Amiyane tabiri ile yeşil ışığı geçmeden niyet edilmeli ve Haceriesved selamlanmalıdır. Yoksa o şavt geçersiz olur. Tavaf esnasında abdest bozulabilir. Hele ihramlı ise sineğe dokunmazsın, yani öldüremezsin. Sanki bir meleksin. Hareketlerin de melek gibi günahsız olmalıdır. Hac ve umre meleklerin ibadetidir. Kabe, arşı alada olan ve ezeli ervahta yaratılan, adına da Beytülmamur denen ve günde 70 bin meleğin tavaf ettiği, her gün ayrı meleklerin tavaf ettikleri beytin tam dünyadaki hizasına Allah Kabe’yi yapmayı Hz. Adem’e, sonra Hz. İbrahim ve Hz. İsmail ile annesi Hacer’e, sonra da Hz. Muhammed SAV.e tekrar tekrar kaybolmasına rağmen Kabe’yi yapmayı emretmiştir. Bir gelen meleğin bir daha gelmemek üzere her gün 70 bin meleğin yaptığı ibadet, yani tavafın sevabı o günlerde Kabe’yi tavaf edenlerin amel defterlerine yazılmaktadır. Onun için Kabe’nin ibadeti tavaftır deniyor.

Kabe-i Muazzama…

Umre kafilesinden bir bayan grubu…

(SÜRECEK)