R.SAV.İN DOĞUMU ANINDAKİ ZUHUR EDEN OLAYLAR

Kainatın efendisi ana rahmine düşer düşmez bir takım harikulade hadiseler olmaya başlamış, doğumu anında da çok belirgin olaylar zuhur etmiştir. R.SAV.in annesi Amine (Emine) Hatun anlatmıştır.
R.SAV. ana rahmine düşünce hayatımda anlatılmaz hadiseler oldu. Gördüklerimi tarif edip anlatamam. Öyle acayip ve garaip (garip) olaylar ki tarifi mümkün değil demiştir.
Doğumu anında gece gündüze dönüşmüştür. Yani her taraf gündüz gibi olmuştur. İlahi nur dünyayı kaplamış, insanlar şaşkına dönmüş, fakat sebebini bilememişlerdir.
-Abdurrahman İbni Af. (Cennetle müjdelendi) R.Anhın annesi Şifa Hatun R.Anha R.SAV.in ebeliğini yapan hanım demiştir ki;
-Resulüllahın doğduğu gece ortalık öyle bir aydınlandı ki, 4 bin km. uzaklıktaki Rum Kayzerinin payitahtı (İstanbul) Constantiniyyenin köşklerini gördüm demiştir.
-İran Şahının sarayı sallandı. Balkonları yıkıldı. Duvarları çatladı.
-Taberiye gölü taştı, etrafını suya boğdu.
-Kabe’deki 360 put yerlere düştü ve parçalandı.
-Sava gölü kurudu. Bin yıldır devamlı yanan Mecusilerin (İran’ın) ateşperest (ateşe tapanların) ateşleri söndü.
-Şifa Hatun, doğan yavruyu kucağına alınca, bebeğin konuştuğunu gördü. “Allah sana rahmet etsin. Ümmetimi affetsin” diyordu. Ama kadın bundan anlamıyordu. Bu olaylar R.SAV.in çocukluğunda da devam etmiştir.
Hz. Halime R.SAV.in süt annesi anlatıyor:
Arabistan’da belli başlı aileler doğan çocuklarına iyi bakılması için serin yerlerde süt annesine verirlerdi. R.SAV.i de süt annesi Halime Hatuna verdiler. Resulüllah Halime’nin evine gider gitmez koyunların sütleri misli misline çoğaldı, arttı. Evimizde bolluk bereket oldu. R.SAV. bazen aç kaldığı halde ağlamazdı. Bir bulut devamlı çöl sıcağında onu gölgeleyerek korurdu. Şemsiye gibi bulut üzerinde gezerdi.
R.SAV. doğmadan babası Abdullah’ı, 6 yaşında annesi Emine’yi, 8 yaşında iken dedesi Abdulmuttalib’i kaybetti. Sonra Hz. Ali’nin babası ve R.SA.nin amcası Ebutalib’in himayesine girdi. 12 yaşında iken amcası ile ticarete başladı. Kervanlarla Şam’a gidiyordu. Bu bulutun önünü gölgelediğini görüyorlardı. Bu durum Şam yolundaki Rahip Bahire’nin (Hıristiyan din alimi, gerçek Hıristiyandı) dikkatini çekti. Zira Resulüllahın vasfını İncil’de okumuştu. Kervan yolcularını yemeğe davet etti. Herkes geldi. R.SAV.i bekçi bırakmışlardı. Bulut kervanın üzerindeydi. Bahira, Ebu Talib’e sordu. Geride insanınız var mı dedi. Ebu Talib, yeğenim Muhammed’i kervana bekçi bıraktık dedi. İncil’de okuduklarını Ebu Talib’e anlattı. Bunu iyi koruyun. Geleceğin peygamberi olacağa benzer. Düşmanı çoktur. Dikkat et dedi. (Allah onu insanların kötülüklerinden koruyacaktır) Ayet Maide 67.
Mevlit yazarı Süleyman Çelebi hazretleri R.SAV.in gölgesinin yere düşmediğini söylüyor. Çünkü başındaki bulut güneşi engelliyor.
“Nur idi baştan ayağa gövdesi.”
“Nur ayandır nurun olmaz gölgesi.”
Sözleri ile nur ışıktır. Işığın gölgesi olmaz. Muhammed SAV. de nur olduğuna göre onun da gölgesi olmaz diye dile getiriyor.
Kervan yolculuğu anında kurumuş bir ağacın dibinde konakladılar. Ağaç yeşermişti. Hatta R.SAV.e doğru ağacın dalı eğiliyor ve onu gölgeliyordu. Hatta Hz. Hatice annemiz Arabistan sıcağından iki meleğin R.SAV.in başı üstünde onu gölgelediklerini görmüştü.
Sıcak yerlerde sineklerin çok olduğu malumdur. Kara sinekler ve diğerleri insanları ve hayvanları en çok rahatsız eden yaratıklardır. Bazen bir ordu gibi ortalığı istila ederlerdi. Herkesi rahatsız ettiği halde R.SAV.e konmazlardı. Isırmazlardı. Çünkü sinek murdar (pistir). Nur ise has temizdir. Sinek nura konamazdı. Daha ötesi o sineğe emir veriliyor ki, öyle oluyor. Bunlar mucizedir. Mucize R.SAV.e ait bir özelliktir. R.SAV. gerek duyduğunda bu gibi olağanüstü halleri gösterir. Bazen de Resulüllah’ın üzerinde gösterilirdi.
SÜRECEK