HZ. PEYGAMBER, DOĞARKEN DE ÖLÜRKEN DE ÜMMETİNİ DİLEDİ

Süleyman Çelebi, Resulüllah SAV.in ulu Allah’tan ümmetini nasıl dilediğini anlatmaktadır. İşte bu makama, makamı müşhüd denir.
Atta bu makamda ulu mevla sadece ümmeti Muhammed’i değil, rabbim Allah nebim Muhammed diyen 10-20-30-40-50-60-70 sene küfürle yaşamış olan insanların İslam’a girmeleri ile bütün geçmişlerinin bağışlanacağını bildirmiştir. Bu konuda, Kur’an’da: “Nebbi, ibadi enni enel gafururrahiym” Ey Muhammed SAV. Benim sonsuz af ve mağrifet sahibi olduğumu, kullarıma (sadece ümmetime değil) haber ver, buyuruyor. Başka bir ayette; “Gulya ibadeyellezine esrafü ala enfüsihim la tagnetu min rahmetillah, innellahe yağfirünnübe cemia innehü hüvel gafurrahym”, De ki, Ey habibim Muhammed SAV. Ey Allah’ın kulları, sakın Allah’ın rahmetinden asla ümidinizi kesmeyiniz. Allah bütün günahlarınızı bağışlayabilir. (Yeter ki rabbim Allah nebim Muhammed SAV) deyiniz.
İkinci makam, Makam-ı Münacatı Mağbud
R.SAV.in salığında zaman zaman mübarek gün ve gecelerde ibadet halinde ümmetinin günahlarının affı için rabbinden af dilediği makamdır. Özellikle Cuma günü ve gecesi. Berat, Miraç, Kadir, Kandil gecesi, arefe, bayram günleri, Hac ve Umrede, Kabede, mukaddes yerlerde yapılan dualardır.
Üçüncü makam, Makam-ı Mevlüt ve Makam-ı Mevkut
R.SAV. efendimizin dünyaya teşriflerinde, doğduğunda, şifa hanım adındaki ebe hanımın ifadesine göre, Hz. Muhammed SAV doğduğunda ümmetim ümmetim diyerek doğmuştur. Yeni doğan bebeğin bu sözünden ve konuşarak doğmasından bir mana çıkaramamışlar, daha sonradan efendimizin ifadeleri ile gerçek anlaşılmış. Efendimiz daha doğarken bile ümmetinin derdi ile doğmuştur. Bu makama Maka-ı Mevlüt, doğum makamı denir.
Bir de makam-ı mevkut vardır ki, R.SAV. vefatı anında da ümmeti ümmeti, yarab ümmetimi bana bağışla, onları affet diye kelime-i şehadet okuyarak refikul ala diyerek ruhlarını teslim ettiler.
Hz. Ali R.A. buyurdular ki; “R.SAV.in mübarek başları dizimde vefat ettiler ve o sırada şöyle buyurdular, ‘Size yüce Allah’tan korkmanızı, ona itaatte kusur etmemenizi, elinizin altındakilere iyilik edip onlara merhametli davranmanızı, bütün haklara saygı göstermenizi tavsiye ederim’ buyurdu. Refikul ala refikul ala (yüce dosta gidiyorum) diyerek ruhunu teslim ettiler. Ancak mübarek dudakları kıpırdıyordu. Ne dedikleri anlaşılmıyordu. Kulağımı ağzına dayadım ve ‘Yarab ümmeti yarab ümmeti, ümmetim ümmetim’ diyordu.” Yani Hz. Muhammed SAV.in son sözleri ümmetini rabbinden dilemek oldu. Mevlidin müellifi Süleyman Çelebi hazretleri bu hususu şöyle anlatıyor:
“Debrenür dudakları söyler kelam
anlayamazdım ne derdi ol hümam
Kulağım ağzına vurdum dinledim
Söylediği sözü ol dem anladım.
Dedi ki ey mevla matlubum sana
Ümmetimi bağışla vergil bana
Ümmetini sana verdim ey habib
Cennetimi onlara kıldım nasip.”
Bu dizeler R.SAV.in ölümü anında ümmetini rabbinden dilediğini, onların affı için yalvarıp dua ettiğini anlatıyor. İşte bu makama da Makam-ı Mevkut, ölüm makamında ümmeti dileme makamı denir. SÜRECEK