EHLİBEYTİNİ SEVEN PEYGAMBER’İ,
PEYGAMBER’İ SEVEN ALLAH’I SEVER

Bir hadisi kutside yüce Allah R.SAV.e şöyle ilham buyurmuştur; “Allah rahmetini yüze böldü, 99’unu kendine bıraktı, yüzden bıraktığı birini de tekrar yüze böldü. O birin 99’unu habibine, Hz. Muhammed SAV.e verdi, geriye kalan biri de bütün canlılara taksim etti. Tavuk civcivine, ana evladına, insanlar ve hayvanlar birbirlerine olan sevgi ve merhametlerini o birden kendilerine düşen hisseleri nispetinde alırlar.” buyurdular. Hatta bir harpte kucağında ufacık bebeği olan bir kadın esir edilmişti. Bir ara çocuğunu kucağından almışlar, her an ölüm tehlikesi, öldürülmek beklentisi içinde olan esir kadın, saçını başını yolarak feryadü figan ederek yavrusunu arıyordu. Kendini yerden yere vuruyordu. R.SAV. kadının bebeğini buldurdu ve anasına verdi. Sonra bu hadisi kutsiyi beyan ederek; Allah’ın rahmet deryasından kendisine isabet eden bir iğnenin denize batırılınca ucunda kalan yaşlık kadar olan merhameti ile evladına böyle merhamet gösterirse, ulu Allah yarattığı en büyük eseri olan mümin kullarını yakar mı ve yanmakta olan bir ekin anızı içinde bulunan kuş yuvasındaki yavrularını kurtarmak için kendini ateşe atıp yavruları ile yanan kuşun merhameti bu olursa, Allah’ın ve Resulüllahın sonsuz merhameti nasıl olur. Düşünmeli ve bu engin merhamet deryasına girmeli değil miyiz?
İşte en büyük rahmet ve merhamet yüce Allah’ın, sonra Resulüllah Hz. Muhammed SAV.indir. Bize düşen ise o merhamete layık ve müstehak olmak, ona sığınmak ve ondan nasipdar olmaktır.
Şimdi, R.SAV.in merhamet deryasından bir damla misali bazı örnekler sunalım ve Hz. Muhammed’in engin merhametini görelim.
Resulüllah, ulu Allah’tan sonra melekler dahil yaratılanların en şefkat ve merhametlisidir. R.SAV.in merhameti hayatı boyunca en çok görülen özelliği idi. Taiz hadisesi, İslam’ın ilk yıllarında müslümanlar çok sıkıntı içindelerdi. Resulüllah efendimize ölüm fermanı çıkarılmış, Mekkeli müşrikler, Müslümanlara ambargo uyguluyor, gece bile evlerinden çıkamıyorlardı. Öyle ki, açlıktan, ölmüş kurumuş köpek derilerini yiyecek duruma düşmüşlerdi. (İbni Abbas R.A. bunu demiştir). Hz. Muhammed SAV. Bir gece evlatlığı Hz. Zeyd Bin Harise ile Mekke’den 100 km. uzakta olan Taif’e sığındılar. Fakat Taif müşrikleri daha katı çıktılar. Ayak takımına R.SAV.i kainatın efendisini taşlattırdılar. Hz. Zeyd R.SAV.in üzerine kapandı. Vücudunu ona siper etti ise de koruyamadı. İsabet eden taşlar, efendimizi yaraladı. Yüzü kanadı, ölümle burun buruna kaldılar. Fakat Cenab-ı Hakk’ın vaadi vardı; “Vallahü yağsımüke minennas” Ey habibim, ben seni insanların düşmanlığından koruyacağım, buyurmuştu. Cebrail A.S. geldi. Vahyi getirdi: “Ey Muhammed SAV, sana rabbimin selamı var. İstersen Taif dağlarını bu hainlerin üzerine devirip onları yerin dibine geçireyim” buyurmuştu. R.SAV. şefkat ve merhametinin yüceliğine bakın, “Hayır, hayır. Ya karındaşım Cebrail, Allahümmehdi kavmi feinnehüm la yağlemün, yani, hayır kardeşim Cebrail, ben beni öldürmek kasdiyle taşlayan bu Taiflilerin helakını istemem, onlar benim kendileri için ne olduğumu bilmiyorlar. (Bunlar ateşe düşen kelebekler, ben ise onları ateşe düşmekten kurtaran koruyucu gibiyim). Ama onlar bunu bilmiyorlar. Allahım onlara hidayet iman ver, bunlar değilse bile bunların neslinden iman ehli gelecektir. Ben hidayet peygamberiyim. Rahmet peygamberiyim. Zahmet peygamberi değilim. Ben alemlere rahmet olarak gönderildim” buyurdular.
Hz. Muhammed SAV. budur. Ne kadar övülse, övülmeye layıktır. Çünkü ulu Allah övmüş, kulların övgüsünün ne önemi olabilir. Şimdi bu olaya benzer, resulüllahın hayatında onlarca olay vardır. Suikastler, tehditler, aklımıza ne gelirse kötülük namına hepsi yapıldı. Mekke’nin fethinde Allah resulünü öldürmek üzere başına ödüller koyan müşrikler, Mekke dağlarına kaçmış, her birisi bir deliğe girmişlerdi. 50-60 müşrik hakkında ölüm fermanı vardı, ama yüce peygamber onların hepsini affetti. Kabede bir hitabede bulundu. Hz. Yusuf’u kardeşlerinin kuyuya attıklarını, Mısır’a köle diye sattıklarını, eza ve cefalardan sonra Hz. Yusuf’un Mısır’a sultan olduğunu ve kardeşlerini bağışladığın anlatarak dan ayeti okudu: Gale la tesribe aleykümülyevme yağfirullahö leküm ve hüve erhamürrahimiyn.”
Yusuf A.S. bunu kardeşlerine söylüyor. Bu gün ben de size söylüyorum. Yusuf bir beldenin nebisi idi. Ben ise alemlerin rahmetiyim. Bugün bütün düşmanlarımızı affettim. Onları Allah da affetsin, buyurdular. Bu mertliği gösterecek dünyada ikinci bir kişi yoktur. Bunu ancak Hz. Muhammed SAV. yapabilir.
SÜRECEK