ETKİLEŞİM BİÇİMLERİ:
Kurumsallaşma yolundaki işletmelerimizdeki insan davranışları arasında yer alan etkileşim ile ilgili olarak benlik-öz benlik çatışmaları ve etkileşimleri sürecin başarısını etkilemektedir.
Neticede herkesin çalışan olduğu bir işletmede insanlar birbirleri ile iletişim ve etkileşimde bulunurken temel olarak 4 etkileşim biçiminde( yaşam tavrı) bulunurlar
1. Ben yanlışım –sen doğrusun
2. Ben yanlışım-sende yanlışsın
3. Ben doğruyum-sen yanlışsın
4. Ben doğruyum- sende doğrusun
Gençlik ve hatta çocukluk yıllarından gelen karakter oluşumu kişilerin yetişkin tavırlarını belirler, her birey kendi deneyimleri ile insanlarla ilişkide bulunur ve egemen olan bir tavır ve felsefe geliştirir. Bu oluşumu değiştirecek büyük ve olağanüstü yaşamsal dinamikler olmadığı sürece bir kıyafet gibi üzerlerinde taşırlar. Bin buna bir nevi “yaşam tavrı, yaşam felsefesi” diyorum.
“NİCE İNSANLAR GÖRDÜM, ÜZERİNDE ELBİSESİ YOK. NİCE ELBİSELER GÖRDÜM, İÇİNDE İNSAN YOK” MEVLANA
Her ne kadar bu yaşam tavrı kişinin etkileşimlerine egemen olsa da diğer dinamiklerden ve çevresel faktörlerden bağımsız kalabileceğini düşünmek de hata olacaktır.
Yukarıda yer alan yaşam biçimlerinden en kabul edilebilir ve sosyal olanı 4. Şıktaki ben doğruyum sende doğrusun mantığına ulaşabilmektir. Bu tavır kişinin kendisine inandığı ve kabullendiği durumlar ile karşısındakilere olan inancının pozitif olduğu durumları tarif etmektedir. Diğer 3 tavır ruhsal bakımdan daha az olgun geçmişteki yaşam biçimindeki çeşitli olumsuz etkileşimlerin eseri olarak ortaya çıkan süreçleri işaret etmektir. Doğal olarak kişinin her yaptığı işletme içi davranışın doğru ve iyi olması o kişinin belirli bir eğitim ve kariyer sahibi olmasını gerektirecektir. Kuşkusuz tüm çalışanlarda aynı olumlu tavırları beklemek yanıltıcıdır, ancak karar mekanizmasını oluşturan bireylerden bunu beklemek, işletme sahiplerinin de en doğal hakkı olsa gerek.
Diğer taraftan başka bir gerçeklikte kişinin gençlik ve çocukluk yıllarında yaşadığı olumsuz tavırların eğitim öğretim ve deneyimleme süreçlerinden geçerek değişebilme potansiyelinin yüksek olmasıdır.
Bu bakımdan işletme içi etkileşimlerde yönetim pozisyonundaki kişilere bir başka görev yükümlülüğü ortaya çıkmaktadır:
İletişimlerinde ortaya çıkan: doğru-yanlış, iyi-kötü, Olumlu-olumsuz gibi etkileşim seçeneklerine bakarak ilgili elemanların hatta yönetim ve işletme sahiplerinin temel yapıları üzerinde pozitif müdahaleler ile eğitmenlik görevi üstlenmek ve herkesin doğru ve iyi olabileceği etkileşim süreçlerini temin etme konusunda duyarlı davranabilmektir.
Sonuç olarak kurumsallaşma salt makine teçhizat kural ve talimatlardan oluşmayıp insan faktörünü de dikkate alan etkileyişim süreçlerinin yeniden yapılanmasını da gerektirebilecektir.