KAR ORTAKLIĞININ ZORLUKLARI:
İşletmelerin çalışanları ile olan beşeri ve iş ilişkilerinin karşılığı olan ücret dışı gelir uygulamalarından olan kar (kazanç) ortaklığı uygulamasının çalışanlar açısından bazı zorluk algılamaları da vardır.
Çalışanlar elbette kazanç sağladıkları mal ve hizmet üretiminden pay almayı isterler ancak bu durum eğitim kültür ve kurumsallaşma gibi bir dizi faktörün etkisi ile zorluklar göstermektedir.
Şimdi çalışanlar açısından kazanca ortaklık uygulaması aşamasında görülebilecek zorlukları sıralamak isterim:
1. Bu uygulama çalışanın çabası ve artan emeği ile doğrudan ilişkili bir durum değildir çalışan ne kadar fazla emek sarf ederse etsin işletmenin karlılığı düşük ise daha fazla gelir elde edemez. Böyle durumlarda verilecek ödülün başarımı artıracağı beklentisi de baştan kadük olur. İşletme istediği kadar kazanç ortaklığı gelir transferi uygulaması sağlasa da düşük kar marjları nedeniyle arzu edilen başarı yakalanamaz
2. Bazı durumlarda da kazancın sağlanması kısa değil uzun dönemlerde sağlanacaktır. Elde edilen gelirin bir yıl içinde değerlendirilmesi, bundan gider ve vergilerin tenzili, net kar ve kazancın belirlenmesi ve benzeri uygulamalar nedeniyle iş gören açısından elde edilme süreci uzar, bu durumda çalışanlar ödüllerini alabilmek için iş başarımlarının ardından uzunca bir süre beklemek zorunda kalır, doğal olarak bu durum beklentileri etkilediği gibi bu konudaki talebi daraltarak başarıyı etkiler
3. Ne kadar kurumsallaşmış olursa olsun tüm işletmelerin bütün faaliyetlerinin sonucunda mutlak kar veya kazanç temin edilemeyeceği gerçeği de unutulmamalıdır. Kazanç salt işletme ve çalışanlarının dışındaki faktörlerinde etkisi altındadır ve bu olasılık hiçte yabana atılacak bir olasılık değildir. Piyasa koşulları, ülke gerçeklikleri ve konjonktürler /küresel aktörlerin varlığı bu durumu daha da dikkate alınacak bir özellik olduğu gerçeğini ortaya çıkarır.
4. Çalışanlar açısından gelirlerine verilen önem ile işverenler açısından kazanca atfedilen önemler farklılık gösterir, çalışanlar özellikle hizmet ve emeklerini sunduklarında gelir ya da kazançlarını hemen temin etmek ve bundan ihtiyaçları için yararlanmak arzusundadır oysa işverenler için ortaya konulan sermayenin ya da kapitalin bir kazanç süresi olduğu baştan kabul edilebilir, bu nedenle iş görenler daha dengeli ve sabit bir ücret yada aylığı güvencesi olamayan daha büyük bir kar yada gelir ortaklığına tercih edebilir.
Sonuç olarak kara veya kazanca ortaklığın sosyal yönleri onun ekonomik ve vergiyle ilgili yönleri kadar önemlidir. Bu tip birlikteliğin gerçek bir çıkar birliği oluşturması için çalışanların bu birliğin nasıl işlediğini anlamaları ve koşullarında eşitlik olduğunu hissedecekleri şeffaf bir uygulamanın varlığına ikna olmaları gerekir