“Rota kupa” sloganıyla başlayan sezon, hüsranla bitti. Tarihinin en çalkantılı sezonunu geçiren Çorum FK, her şeye rağmen, en azından Play-Off oynayabilir miydi? Elbette oynayabilirdi. Ama birçok etkenden dolayı, olmadı, olamadı! Sezonun özeti şu; “Denizi geçtik, derede boğulduk.” Maalesef, gerek yönetimsel anlamda, gerekse saha içerisindeki durumu en iyi bu deyim özetliyor.

Sezon bitti, insanlar haliyle, kopan fırtınanın nedenlerini merak ediyor. Merak ederken de, sınırları ve haddi aşan yorumlar yapanlar oluyor. Belli bir ölçüde yapılan eleştirileri şahsım adına kabul ediyor ve küfeme alıyorum. Ama, hadsizce, iftira boyutunda yapılan eleştirileri ise dikkate almadığımın bilinmesini istiyorum.

Her şeyin bir yeri ve zamanı var. Bizler, profesyoneliz, duygusal davranmamamız lazım. Doğru. Ama, daha önceki bir yazımda da dile getirdiğim gibi, içerisinde amatör ruh barındırmayan bir olgunun, betondan bir farkı yoktur. İşte tam da bu noktada, amatör ruh giriyor devreye. Bizler, yerel medyayız. Ben yazayım da, gerisi ne olursa olsun mantığında değiliz. Gazeteci, elbette gündem belirleyecek, ama memleketin, takımın menfaatlerini de gözetmeli.

Adam sabah geliyor iş yerine, oturuyor internetin başına, ya da alıyor ulusal bir gazeteyi eline, çayını yudumlarken, başlıyor okumaya. Aslı astarı olmayan, ya da bire yüz katılmış bir habere bile, “Vay be, habere bak. Bizimkiler böyle çakamıyor” diyor. Bu, aynı şuna benziyor. Adam televizyondan, atıyorum İngiltere liginden bir maç izliyor, ertesi gün Çorumspor maçıyla kıyaslıyor. Televizyonda gördüklerini Çorumspor maçında da istiyor. Ondan sonra da, “Bu takımdan ne köy olur, ne kasaba” diyor daha ilk haftadan. Hızını alamıyor, saçma sapan yorumlar yapıyor. “Yok yav, bunlar nemalanıyorlar, mamaları kesilmesin diye yazamıyorlar. Hatta korkudan yazamıyorlar” diye basını suçluyor. İşin en ilginci ne biliyor musunuz? Yazamıyorsunuz diye ortalığı birbirine katanlar var ya, kendileri göreve geldiklerinde de, kelimeleri cımbızla çekip, yazıyorsunuz diye bizi patronlarımıza şikâyet eden tipler.

Neyse, bu konuda çok fazla doluyum. Yine de, “ya sabır” deyip yoluma devam ediyorum. Ama, dediğim gibi, bazı eleştirileri de “doğru” diye küfeme alıyorum.

Dedim ya, tarihinin en çalkantılı sezonu oldu Çorum FK için. Elbette yaşananlar yazılacak, konuşulacak.

Şu anda, yaşananlar kadar, kulübün satış süreci daha önem kazandı. Futbolcuların çoğu alacaklarının tahsili için Futbol Federasyonu’na başvurdu ve ödeme için süreç başladı. O yüzden, bugünkü yazımda, satışla ilgili gelişmeleri paylaşmak istiyorum.

Kulübü satın almak isteyen Murat Yıldırım, futbolculara ödenecek para ve üstüne 7 milyon lira teklif etti. Yani, 15 milyon liralık bir rakam söz konusu.

Bu paranın 8 milyonu, 26 Mayıs’a kadar futbolculara ödenmesi gereken rakam. Şu ana kadar, Federasyona başvuran futbolculardan 12’sinin ödeme emri kulübe ulaşmış durumda. Bu tarihe kadar paralar ödenmezse, serbest kalacaklar ve yeni sezon anlaşmalarına mahsuben de, sözleşmelerindeki rakamın yüzde 75’ini talep edebilecekler.

Teklife göre; Murat Yıldırım, kalan 7 milyonun 3,5 milyonunu önümüzdeki Temmuz ayında, kalan 3,5 milyonu ise 2023 Temmuz ayında ödeyecek.

Zaman kısıtlı, kulübe talip olan ise şimdilik sadece Murat Yıldırım. Fatih Özcan ve Mustafa Şeker’in, Oğuzhan Yalçın’la aralarının olmaması, Murat Yıldırım’ın da kulübü satın alması halinde başkanlık koltuğuna Oğuzhan Yalçın’ı oturtacak olması, satışın önünde bir engel teşkil eder mi, bilinmez ama, bilinen bir gerçek var ki, o da durumun iç açıcı olmaması. En son, U17 takımının, otelde mahsur kalması sanırım durumun vahametini gözler önüne seriyor. O yüzden, ne olacaksa bir an evvel olmalı ve yeni yol haritası belirlenip uygulamaya konmalı.