Kreş; çocuk yuvası,

Anaokulu; öğrenim çağına henüz gelmemiş çocukları okul düzenine hazırlayan eğitim kuruluşu, ana mektebi olarak tanımlanır.

Huzurevi; Türkiye'de devlete ait huzurevlerinde 60 yaş ve üzerindeki, özel huzurevlerinde 55 yaş ve üzerindeki yaşlıları korumak, bakmak, sürekli bakım ve rehabilitasyon hizmeti vermekle görevli ve yükümlü kurumdur.

Çalışan anneler, babalar; çocuklarına bakacak anneanne/babaanne gibi büyükleri yoksa; varsa da, sağlıkları el vermediği için ve/veya bakıcı kadını yeterli görmediği için çocuklarını kreş ve anaokuluna verir.

Kreş ve anaokulları, çalışan anne/babaların, ev hanımlarının işleri gereği çocuklarına eğlence mekânı ve bakımevi değildir.

Kreş ve anaokulu sadece çalışan anneler için mi olmalı?

Ev hanımları için de şarttır.

Okul öncesi eğitim şarttır. Kişisel gelişim ve gelecek toplum için çok önemlidir.

Okul öncesi eğitimi Türkiye geleceğinin temelidir.

Okul öncesi eğitim; eğitime katkı sağlamak için, geleceğimiz olan evlatlarımızın gelecekleri için, "ilk adımı" atar.

Her anne/babanın çocuklarına okul öncesi kreş ve anaokulundan başlayan destekleri, ilkokul, ortaöğretim ve üniversite tahsiline kadar devam eder.

"Çocuklarını sınavlara değil hayata hazırlar."

Sonrası evlilik birliği ile taçlandırırlar.

*

Türkiye'de yaşam şekli, yaşam şartları değişti. Modern toplum gereği aileler çekirdek aile yapısına dönüştü. Yani "anne/baba/çocuklar" olarak istenilen bir yaşam şekli oldu.

Toplumun büyük bir kesimi oturduğu konutları 2+1 istemiyor. 4+1 talebi çoğunlukta.

Belirli bir kesimde küçülme yolunda ilerliyor.

Bu düşünce ekonomik şartlar ve yaşlılığın getirdiği zorlukların karşısında alınan bir karar.

Yaşları ilerleyen anne/baba birlikte yaşamlarını idame ettirirken, yaşamın getirdiği zorluklarla beraber, eşlerin birbirini kaybetme düşüncesiyle; yalnız kalma korkusu, ölüm korkusu, sağlık sorunları ile tek başına mücadele edemeyeceği korkusu sarıyor.

Korkuları gerçeğe dönüşmeden, elden ayaktan düşmeden kalan ömürlerini yaşıtları ile sürdürme düşüncesiyle huzurevine yerleşmek istiyor.

Huzurevine gitme nedenlerinin başında en büyük etken "evlatlarına yük olmamak."!

Hiçbir anne/baba kolay kolay huzurevine gitmek istemez.

Evlatlarının kendi aralarındaki, eşleri arasındaki anlaşmazlıkları, miras, maddi/manevi her türlü konular anne/babanın huzurevine gitmelerine sebep olur.

Kalp krizi/beyin kanaması 40'lı yaşlara kadar indi.

Yalnız yaşayan insanların nerede, ne zaman, ne şekilde öleceği belli değil. Herkes, her an, herşeyi yaşayabilir.

Türkiye'nin bazı bölgelerinde bulunan devlete ait huzurevine gitmek isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Emekli maaşını, varsa üzerine kayıtlı konutunu, parasını huzurevine vererek "ölene dek bakma garantisi" ile gitmeyi düşünür durumda.

Huzurevine gitmek için kural "sağlıklı olmak." Hastalık söz konusu olduğunda kabul edilmiyor.

Kira, ısınma, elektrik, su, doğal gaz, yemek, bulaşık, çamaşır dertleri yok.

Maaş yetmiyor, çay, şeker, un, yağ bitti. Zam gelmiş derdi yok.

"Ziyaretine gelecek evlatlarının ve torunlarının yolunu gözlediği derdi var."!

"Uzaklarda olan evlatlarının telefon edecek de, sesini duyacağım beklentisi var."!

Ramazan/kurban bayramlarında mı?

Özel günlerde mi?

Veya 365 günde kaç kez?

Evlerinde yalnız yaşamdan kurtuluyor. Kalp krizi, beyin kanaması vs. her türlü sağlık sorunlarında müdahale ediliyor. Hasta olduklarında tüm imkânlar mevcut.

Yakın zamanda tüm Türkiye'de huzurevleri sayısı artacaktır.

Gidişat o yöne doğru "ivme" kazanıyor.

Hatta bugün Çorum'un en önemli ihtiyacı "özel huzurevi" trend olacaktır.

İmkânsız durumda olup, huzurevinde yaşamayan yaşlılar, kendi evlerinde yaşamlarını idame ettirirken yaşamın son demlerini zorluklar içinde geçirirler.

Kendilerine bakamaz, yemek yapamaz çaresizlik içinde bir yaşam sürdürürler.

Grip olduklarında bir bardak suya, bir kâse çorbaya ihtiyaç duyarlar.

Markete gidemez, ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdadırlar.

Çocukları sırayla baksa sıralamada bile anlaşamaz. Evladın birisi şehir dışında, diğer evlat aramaz sormaz.

Yalnız yaşayan insanların, günler sonrası cesedi bulunduğunda ölüm nedeninin araştırılması için yapılacak otopsi işlemi bitene kadar evlatları da otobüse biner gelir.

Gelmek isterse.!

*

Anne/baba çocuklarını "kreşe/anaokuluna" veriyor. Çocuklar da büyüyünce anne/babalarını "huzurevine" veriyor.

Kreş, anaokulu; "geleceğe atılan ilk adım."

Huzurevi; "sonsuzluğa atılan son adım."

Kreşe, anaokuluna çocukları kim veriyor.?

Huzurevine anne/babayı kim veriyor.?