Salı günkü yazımda; “Ülkemiz tarihindeki beş önemli kırılma noktasını” anlattım.

Anılan yazımda özetle dedim ki;

“… Ülkemiz tarihinde; ülkemiz ekonomisini ve sosyal yapısını olumsuz yönde etkileyen beş büyük kırılma noktası vardır.

Bu beş büyük kırılma noktasından biri de Köy Enstitülerinin kapatılması olayıdır.

Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı; kapatılmasıyla birlikte tekrar düşülen hurafeler bataklığına düşülmeyecek; Anadolu insanının, dolayısıyla ülkemizin gereksindiği çok yönlü eğitim, köylerimize girecek; kalkınma köylerden başlayacak; köylümüz hurafe bataklığından ve miskinlikten kurtulacak; kendi kendine yetmeye, ülke üretimine katkıda bulunmaya devam edecekti.”

… …

Bu yazımla ilgili çok olumlu tepkilerin yanında, zırcahilce tepkiler de aldım.

Tek kalemden, tek beyinden çıktığı belli olan; ad ve adres belirtilmeden yapılan üç tepkinin üçünde de; “Köy Enstitülerinin neden kapatıldığını bilmiyorsanız biz söyleyelim. Bu kurumlar komünist yetiştiren okullar haline gelmişti çünkü…” deniyor.

… …

Yıl 2020.

Kafa aynı kafa.

Aynı kafalar hâlâ aynı yerde otluyor.

Okumuyor, araştırmıyor, düşünmüyor, uslamlamıyor; kulaktan dolma bilgilerle yetiniyorlar.

Sonra da kalkıp, böyle zırcahilce yorumlar yapıyorlar.

* * *

KÖY ENSTİTÜLERİ, baş belamız Amerika’nın telkinleriyle ERKEN GEÇİLEN (sözde) DEMOKRASİNİN KURBANI OLMUŞTUR.

Hinoğlu hin Amerika, devrin Cumhurbaşkanı İSMET İNÖNÜ’ye “Bir an önce demokratik düzene geçin” telkinlerini yaparken; Türkiye’nin sosyal ve ekonomik yapısının; bu düzene geçmeye henüz hazır olmadığını; bu düzene geçerse; kalkınma hamlelerinin sekteye uğrayacağını, dolayısıyla da kendilerine muhtaç hale gelineceğini bilerek yapmış; ne yazık ki İNÖNÜ de bu tuzağa düşmüştür.

… …

Şimdi bu yazımı okuyan bazı okurlarım; “Ne demek ‘erken gelen ya da getirilen demokrasi’? Demokrasi, uygarlıktır. Bir topluma, demokrasi, ne denli erken gelirse, o toplumun refahı ve mutluluğu için o denli iyi olur.” mantığıyla bu görüşüme itiraz edeceklerdir, biliyorum.

Peşin peşin söyleyeyim.

Feodal düzenin dinamikleri tümden ortadan kaldırılmadan geçilen (daha doğru bir ifadeyle geçildiği sanılan) demokratik düzen, DEMOKRATİK DÜZEN değildir.

Çünkü feodal sistemin (kalıntı bile olsa) dinamikleri; kendi çıkarlarına ters düşen böyle bir düzeni çalıştırmaz, yaşatmaz.

En azından, demokratik kuralların tümünün işlemesine / işletilmesine izin vermez

İşte içinde bulunduğumuz ortam.

Hâlâ feodal sistemle iç içe yaşıyoruz ve feodal sistemin yok edilemeyen (daha doğru bir ifadeyle yok edilmek istenmeyen dinamikleri) DEMOKRASİNİN, SAĞLIKLI BİR BİÇİMDE İŞLEMESİNE İZİN VERMİYOR.

Örnek mi?

İşte örnek.

Köy Enstitülerinin kapatılmasıyla ilgili olarak, kendisi ile yapılan röportajda; Toprak Ağası Kinyas Kartal bakın neler diyor.

“ Köy Enstitüleri, komünist yetiştirdiği için mi kapatıldı?’ diye soruyorlar sağda solda.

Ne alakası var.

Moskova Üniversitesi'nde okudum ben. Komünizmin ne olduğunu gayet iyi bilirim.

Köy Enstitülerinde okuyan ve oradan mezun olan gençlerin; kendilerine yüklenen derslerden, çok kapsamlı ve çok yönlü mesleki bilgilerinden fırsat bulup; komünizmle sosyalizmle uğraşmaya, bunlara kafa yormaya vakitleri bile yoktu.

(…)

Ben kapattırdım o enstitüleri, ben…

Ben toprak ağasıyım. 200'e yakın köyüm var.

Köylerimde yaşayan marabalarım tapar bana.

Ne işi, ne işleri varsa; gelip bana sorarlar.

Evlenecek, boşanacak, askere gidecek, mahkemelerle olan işleri… nesi varsa gelir bana danışırlardı.

Köy enstitüleri açıldıktan sonra 5 köyüme köy enstitüsü mezunu gençler geldi. Zaman içinde baktım ki; bu köylerimin köylüleri artık yanıma uğramaz, bana bir şey danışmaz oldu.

Şöyle bir düşündüm; 200 köyümün tamamına köy enstitüsü mezunu hocalar, gençler gelse; benim ağalığım ne olur, sıfıra düşer!

Benim bir an önce harekete geçmem gerekir dedim ve Doğu’daki bütün ağalara, telefon ettim, onları topladım.

Bir de Batı’dan, Eskişehir'den Emin Sazak’ı buldum.

Yıl 1950, seçim yılı.

Hep birlikte, Menderes’e, pazarlığa gittik.

Dedik ki; ‘…Köy Enstitülerini kapatırsan, şu gördüğün doğudaki tüm toprak ağaları ve batıdan Emin Sazak'ın oyları sana. Kapatmazsan oy yok…

Menderes de sözünde durdu; iktidara gelir gelmez 27 Ocak 1954' te çıkarılan kanunla Köy Enstitüleri kapattı.

Böylece bizler de köylerimizi ve de ağalıklarımızı kurtarmış olduk….”

* * *

Başka söze gerek var mı?

Toprak Ağası Kinyas Kartal, açık seçik anlatmış her şeyi.