Çorumspor’da, bir yanda Bank Asya 1.Ligi’ne doğrudan çıkmanın hesapları yapılırken, diğer yanda da Teknik Direktör Cevdet Uzunköprü hem de birlikteliğe en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Hem de ne ateşleme... Öyle ki, Çorum’da onca spor adamının gözlemine rağmen Çorumspor’un 3 sezondur hiçbir maçta tek forvetle oynamadığını iddia eden Uzunköprü, bir yerde kendisini de yalanladı çıktı.

Yükselme Grubu’nun ilk maçında Güngören Belediye karşısında alınan beraberlikten sonra neredeyse bütün spor yazarları, hatta yıllarca futbol oynamış spor adamları ve hatta bazı Çorumsporlu yöneticiler bile Çorumspor’un tek forvetle oynatılmasını eleştirdi. Maçtan bir gün sonra Teknik Direktör Cevdet Uzunköprü ile ancak akşam saatlerinde görüşme şansım oldu. Sohbet sırasında Çorumspor’un neden iç sahada bile tek forvetle oynadığını sorduğumda cevabı şu oldu: “Eren’le Ufuk’un uyum sorunu yaşamasından endişe ettim ve bu nedenle tek forvet oynadık”. Saygı duydum. Ama ertesi günkü açıklamalarında kendisini bile inkar edip Çorumspor’un 3 yıldır hiçbir maçta tek forvet oynamadığını iddia eden Cevdet Uzunköprü, Çorum’da onca spor adamını da iş bilmezlikle itham etti.

Aslında 3 yıldır böyle durumlara alışığız. Bu yaşadığımız ilk olay değil. Her defasında kafasına göre hareket eden ve yeri geldiğinde kendi yöneticisini bile eleştirip yerden yere vuran ve zor durumda bırakan Cevdet Hoca sanırım köpeksiz köyde değneksiz geziyor. Ya da meydanı boş buldu, istediği gibi at oynattığını sanıyor. Yok Hocam, olmadı. Meydan boş değil. Çorumspor’un hiçbir maçta tek forvet oynamadığını iddia ederken küçük bir kelime oyunu ile haklısınız. Nedir bu haklılık? Çorumspor’un sahaya birden fazla golcüyle çıkmasıdır. Örneğin elinizdeki 5 forvet oyuncusunu da sahaya ilk 11’de sürdünüz. Ama birini stoper, birini sağ açık, birini orta sahada, birini sol açıkta birini de forvete koyduğunuzda Çorumspor 5 forvetle mi oynamış oluyor? Yok hocam, bunu yemezler. Sırf küçük bir kelime oyunu ile sporun içinden gelmiş ve ekmeğini bu işten kazanan insanlara işbilmez muamelesi yapamazsınız. Kaldı ki, çıkıp “evet sistemimiz tek forvet üzerine” deseniz kimsenin sizi asacağı yok. Neticede patron sizsiniz ve elbette eldeki malzemeye göre takımı siz hazırlayıp sahaya süreceksiniz. Bizlerin görevi de olumlu ya da olumsuz tenkitte bulunmak. Bunun teknik direktörlüğe soyunmakla ne gibi bir alakası olabilir. Yok, “beni kimse eleştiremez, yaptığım her şey doğrudur” diyorsanız onu da siz bilirsiniz.

Sonuç itibariyle, herkes işini en iyi şekilde yaparsa ortada bir sorun da olmaz, taraflar da yaptıkları işten haz alarak istediklerini elde etmenin mutluluğunu yaşarlar. Yoksa böyle kısır döngüler içerisinde huzur da olmaz, başarı da gelmez.