Bu günlerde TV’ ler, gazeteler sürekli gösteriyor ve haber yapıyorlar, havalar yine soğuyor diye.

10 derece birden düşecekmiş sıcaklıklar, bu da demek oluyor ki kışın çetin geçtiği yerlerde dereceler eksi 20 -22 civarında olacak.

Soğuk havalardan dolayı havada uçan kuşların uçarken aniden donup düştüklerini gördük.  Soğuk hava ve dondurucu soğuklar sadece kuşları değil insanları da düşürüyor. İnsanlar da düşe kalka yürüyorlar. Düşüp bir yerlerini kıranlar oluyor. Allah korusun, kolunu bacağını kırıp günlük ihtiyaçlarını göremeyen insanlar var.

Pencereden bakıyorum da, kar yağışı hala devam ediyor. Biraz da rüzgâr ve rüzgârla birlikte keskin bir soğuk var.

Türkiye'de asıl kış Şubat’ ta oluyor. Hatta Mart ayında ve Nisan ayında da sayılı meşhur soğuklar oluyor.

Mesela Mart dokuzları vardır. Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır, kork Aprıl beşinden öküzü ayırır eşinden, denir. Koca karıyı kazana sokan soğuklar ve Mayıs Yedisi de Türkiye’ de bahara kalan kışları işaret eder.

Her ne kadar kış bahara kalsa da bu yıl kış Aralık ayıyla başladı ve hala son sürat devam ediyor.

Çatılarda saçaklarda boyu metreyi bulan sucuklar (donmuş sarkıtlar) var.

Böyle günler yakacağı olup düzeni yerinde olanların tam keyif yapacağı günler. Zaten insanlar da kışın, karın keyfini çıkarmak için kayak merkezlerine gidiyorlar. Tabii eskiden bu tür şeyler yoktu, yakacağın bolsa keyfin de, işin de yerinde demekti.

Kış gelince Çorumlu ihtiyarlar çocukluk zamanlarına gider ve gençlerden tel tel isterler tabii. Şimdi artık olmasa da kış gecelerinde tel tel yapılır, akrabalar ve yakın komşular çağrılır, gelenler de hamur Böreği getirir, ye ye bitmezdi. Çaylar da semaverde iç içebildiğin kadar.

Ne o eski komşular, ne de o eski kışlar kaldı. Devir de düzen de değişti artık.

Allah yakacağı olmayan, düzeni yerinde olmayanların yar ve yardımcısı olsun. Ülkemizi ve milletimizi hayırlı baharlara eriştirsin inşallah.

Saygı ve sevgilerimle.

Sistem insanlar arasında ayrım yapıyor, bir kesime, okumak istiyorsan Arabistan' a git, yüzde dokdan da alsan, benim gibi düşünmüyorsan iktidar olamazsın! Olursun da kapatma davalarıyla vs ayağına çelme takarım diyorsa. Demokrasi demokrasi deyip, insanlara dirsek gösteriliyorsa isterse adı ultra demokratik sistem olsun ister padişahlık olsun ne farkeder ki?

Yok insanları ayırmıyor okumak isteyene, ülkenin bütün fertlerine eşit yaklaşıyor ve eşit imkanlar sunuyorsa adı padişahlık olsa krallık olsa ne yazar?

O yüzden boşyere yok ben falanca sistemi savunuyorum, yok şöyle, yok böyle diyerek kendinizi paralamayın.

Kimse bana sistemlerin faziletlerini anlatmasın benim ilkelerim, görüşlerim, prensiplerim dolayısıyla oyum öyle günü birlik değişmez :)

Bu arada yeni sistemin şöyle bir getirisi varmış, mesela 5 kişi başkan adayı olursa, en çok oyu alan başkan olmayacak! En çok oyu alan iki kişi ikinci tura kalacak ve ikinci turda tekrar yarışacaklar! Böylece de kimse şansa kadere başkan olamayacak yüzde 50 nin üzerinde oy alan kişi başkan olabilecek!

Yani sistem diyor ki siz de de akıllı davranın da doğru dürüst birini seçin. Aradan sıyrılacaklara, ara dönemlerin meşhur, abi' lerine müsade etmeyin! Bu da az şey mi