Kendi yaşam biçimini kutsallaştırıp, başka yaşam biçimlerini aşağılayıp yok sayan,
Kadınlar denize giremez diye yasa çıkaran yobazı destekleyen,
Kız çocukları 9 yaşında evlenebilir diyen,
‘Mini etek giyene tecavüz edilebilinir’ diyen,
Konuşmaya başladığında ahlak kumkuması kesilebilen,
Mikrofonu ele geçirdiği her fırsatta ahlak dersi veren,
Ama; her ahlaksızlığın içinde başrol oynayan,
Dini, ahlaksızlıklarına bir kamuflaj olarak kullanan,
İnanç satan,
Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim ile mitinglere çıkan,
Sokakta yürüyüş yapan insanlara palalarla saldırmayı vatan severlik olarak gören,
Polise yardım ediyoruz diye kendini kolluk gücü sanıp karanlık sokaklarda sopalarla insanları öldüresiye döven ,hatta öldürmekten bile çekinmeyen,
Kendi yaşam biçiminden başka yaşamlara bırakın saygıyı, tahammül bile edemeyen,
İki üniversite bitirdiği halde işsiz gezerken, kendi çocukları gemi filoları ve vakıf zengini olurken,
Yıllarca cezaevinde yatırdığı vatanseverler için seçim zamanı geldiğinde ‘yanılmışım’ diyen,
Kendisinin eleştirilmesine ASLA tahammül göstermeyen,
Gezi olaylarında öldürülen gençler için bir damla göz yaşı dökmediği gibi onları suçlayan,
“Biz gidersek istikrar bozulur” diyerek korku salan,
Aslında kendi istikrarlarını düşünen,
Kendi acılarında son derece hassas, ama başka acılara duyarsız ve hatta o acıdan prim yapmaya çalışanlara mı oy vereceksiniz?
Ne yazık ki, misafirperver, yardım sever, namuslu, ahlaklı, onurlu, çalışkan kelimeleri bu ülkede , karşılığını bulmuyor, bulamıyor sözcük olarak, tozlu raflarda kalıyor.
Çalmanın, çırpmanın, köşe dönmenin, akıllı adam rolüne büründüğü,
Tecavüz etmenin, insan yakmanın, hakaret ve iftira atmanın övüldüğü ve ödüllendirildiği bir ülkeye dönüşüyoruz.
Sonuçta;
Kartopu oynarsın ölürsün!
Dolmuşa binmişsen! Yalnızsan ve bir de kadınsan zaten öldün.
Bütün bu söylem ve eylemleri hoş görebilecek kadar sığ ruhlu mu olduk?
Öyleyse yazık ki ne yazık!
Sandığa gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyun,
Gözünüzü kapatın ve düşünün…düşünün…
Her Gününüz Güzel Olsun.