Bu denizci subayları anlayabilmiş değilim.
Sanki gündüzler torbaya girmiş gibi, tüm işlerini geceleri halletmeye kalkışıyorlar.
“Ay ışığı muhtırası…”
“Mehtaplı gecelerde manifestosu…”
“Gece yarısı bildirisi…”
Nedir bu gece aşkı?
Üstelik emekli denizciler…
Kimi yetmişe-seksene dayanmış…
Bir çoğu Fetö’nun “kumpas”ına takılmış, yıllarca cezaevinde yatıp çile çekmiş.
Size ne, İstanbul Kanalı projesinden?
Möntrö Sözleşmesi gece yarısı neden aklınıza takıldı?
Mışıl mışıl uyuyacağınıza, gece yarılarına kadar güya ülkenin geleceğini düşünmek size mi düştü?.
Sizlere ne?
Saray’ın beslemeleri, sözde danışmanları, medyası, tv kanalları çalışsın biraz, onlar düşünsün.
Sizler yıllarca bu ülkenin savunmasında sorumluluk aldınız.
Başarı belgeleriniz, beratlarınız var.
Üstelik hepiniz Kurmaysınız…
Belli ki üst düzey subaylık payelerini hak etmişsiniz.
Amirallik rütbelerini almışsınız.
Ve de emekli olmuşsunuz, daha ne?
Gündüzleri gidin ordu evlerinize…
Arkadaşlarınızla briç oynayın.
Poker dörtlüsü kurun…
Tavla sevmiyorsanız, Satrançta kafa yorun.
Sizler ne yaptınız?
Bütün bunları bir kenara bırakıp, gecenin karanlığında 104 kişi imza toplayıp “gece yarısı bildirisi” hazırladınız.
Belli ki hiç birinizin uykusu ya gelmemiş, ya da  uyku tutmamış.
Ne oldu?
10 arkadaşınız gözaltına alındı…
Sayın Cumhurbaşkanımızı kızdırdınız, uzun uzun sizler hakkında konuştu. Aranıza sızan CHP’liler olduğunu bile açıkladı (!)…
MHP Genel Başkanı Devlet beyin ise tepesini attırdınız.
Ne dedi, duydunuz mu?
-Apoletleri sökülsün. Sıfatları silinsin. Rütbesiz hale getirilsin. Maaşları kesilsin.
Sizleri,  mealen adeta “yaşamadınız ki” noktasına getirdi Devlet bey.
Nitekim aynı anda korumalarınızdan oldunuz.
Lojmanlardan çıkarıldınız.
Sıra maaşlarınıza gelirse şaşmam…
Geceleri bildiri hazırlamanın alemi mi vardı?
Gündüzler torbaya mı girdi?
Sizleri, bizleri, bu halkı korumak için gece-gündüz çalışan sayın Cumhurbaşkanı ile destekçisi Devlet Bahçeli beyi kızdırmanın alemi mi vardı?
Bir de tutturmuşsunuz “İfade özgürlüğü” diye…
İfade özgürlüğünden size ne?
Sizlere mi kaldı “Mehtaplı gecelerde Montrö”