Önce,

Bu yazı en az on - on beş sene önce yazılamalıydı. Bunu peşinen vurgulamam gerekiyor.

İkincisi de, "Heşlemek" sözcüğünün üzerinde duralım, Sonra ana yazımıza geçeriz...

Ben Anadolu'nun deyimlerine bayılırım. Türk Dil Kurumu'na bu konuya gereken önemi vermediği için de kınarım.

"Heşlemek" bir şeyi, bir malzemeyi gerektiği kadar iyi kullanmamak, çarçur etmek anlamında bir sözcük. Yerini tutacak bir sözcüğü ya ben bilmiyorum, yada yok...

"İlişkir ve Köme"; bu sözcüklerin ikisinin yerine "Sucuk" deniyor. Dil konusunda zenginliği fakirleştiren bir durum oluşuyor.

Bu konuda çok örnek var. Fark edilmemesine üzülüyorum.

Gelelim konumuza;

Kentsel dönüşümü, Türkiye genelinde, heşledik mi? Heşlemeye devam ediyor muyuz?

Şunu unutmamak lazım! Bugün kentsel dönüşümle yıkılıp da, yenisi yapılan binaları geçmişte yapanlar da; övünerek kurdele kestiler. Onun için övünürken ölçüyü kaçırmamak lazım.

Trafik sorununu çözdük!

Park sorununu çözdük!

Gibi iddialar dikkatli kullanılmalıdır.

Çünkü trafik sorunu, park sorunlarının çözümü, cadde ve sokakların rahatlatılmasının tek yolu otoparkı yer altında oluşturmaktır.

* * *

İstanbul güzel örnekler veriyor. Anadolu onları dikkate bile almak istemiyor. Her şeyden önce pahalı buluyor. Kusurlu yapılan inşaatları yıkıp yeniden yapmanın daha pahalı olduğu unutuluyor.

İstanbul’da gelinen son şekil şudur;

a) Arsa büyük olacak.

b) Arsanın kenarına dikilen yüksek binalar ortasında kalan boşluk, daire başı iki araba alacak büyüklükte olacak. Sonraki yıllarda üç araba arayışının başlayacağı kesin.

c) Arabalar kesinlikle yer altında kapalı garaj içinde olacak.

d) Araba garajının üstünde kalan boşluk da, yüzme havuzu, çocuk oyun parkı, sosyal üniteler olacak. Bunlar alanın bir kısmını oluşturuyor. Gezi yolları, bisiklet yolları, sohbet mekanları ile birlikte ağaçlandırılmış ve çiçeklendirilmiş çevre düzenlemesi yapılıyor.

e) Yeni bir eklenti daha yapılmak üzere; Yaşlıların kalabileceği, sitenin büyüklüğüne orantılı yaşlılar apartmanı olacak. (Çocukların oyun sahasını görürse daha iyidir.)

f) Büyüklüğe uygun sağlık ünitesi olacak.

Bu saydıklarımız siteler içindir. Tek başına 1500 - 2000 metrekare arsa üzerine yapılan 12 - 15 katlı binalarda da, bahçe altında daire başı iki arabalık kapalı otoparklar oluşturuluyor. Çünkü, kapalı otopark arabayı kirlenmekten, doludan vs koruyarak kendisini amorti ediyor.

* * *

Yazımı okudunuz ve bana da güldünüz! "Bekara karı boşamak kolay. Daire maliyetlerinde oluşacak artışı düşündün mü?" dediniz.

Düşündüm elbette!

Zaten marifet de bundan sonra başlıyor!..

Devleti;arabasını yer altına alan inşaatlara destek vermeyi zorlamak...

Devletin, milli servetin korunacağı, sokak ve caddelerin rahatlayacağı için olumlu bakacağını düşünüyorum. Bir kısmını da mülk sahibi üstlenmelidir. Hali hazır uygulamada İstanbul bunun tamamını üstlenmektedir.

Anlattıklarımız; Anadolu illeri belediyeleri ile Milletvekillerinin iş birliği ile yapacakları iştir.

Anadolu'nun yarısı altı ay kış görmektedir. Araçları, kardan, buzdan, soğukta çalışma zorluğundan kurtarmak, küçümsenecek iş değildir.

* * *

Yazımın başlangıcında da yazdım. 10 - 15 sene geç yazılmış diye. Belki de 10 - 15 sene erken yazılmış bir yazı.

Benim o zamanları yaşama ihtimalim çok zayıf. Gençlerden durum oluşur da yazımı hatırlayan olursa, Fatiha da okuyan olur inşallah...

En güzel günler sizlerin olsun...