OZULU’NUN TEMA VAKFI ÇALIŞMALARI

Abdulkadir Ozulu’nun doğa tutkusu, salt sözde değil özdedir. O, uzun yıllar Hayrettin Karaca’nın başkanlığını yaptığı TEMA Vakfı’nın, (Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma Vakfı) Çorum’da gönüllü temsilciliğini yapmıştır. Salt temsilciliğini yapmakla kalmamış, Vakfın çalışmalarının bizzat içinde olmuştur.

Halkı erozyon ve çölleşme konusunda bilinçlendirmek ve bu anlamda yapılacak çalışmalara katmak amacıyla Tema Vakfı ile Orman Bakanlığı ortak bir çalışma başlatmıştı.

Bunu adı: 10 Milyar Meşe Palamudu Ekim Kampanyasıydı.

Cumhuriyetimizin 75. Kuruluş yıldönümü olan 1998 yılının Ekim ayında tüm yurtta başlatılan bu kampanya ülkemizi geçmişte olduğu gibi “yeşil bir meşe denizine dönüştürme kampanyası olup halk tarafından da büyük ilgi görmüştü. Savsöz: “Ülkemiz çöl olmasın”dı. Amaç: Anadolu’nun temel orman ağacı olan ve 18 türü bulunan meşe ağacının kır bayır demeden ülkemizde çoğalmasını sağlamaktı. Bunun olumlu verileri olarak da erozyonu azaltmak, su kaynaklarını çoğaltmak, yakacak odun gereksiniminin bir bölümünü bu yolla sağlayarak, ülke ekonomisine artı değer kazandırmaktı. Yurttaşlar bu kampanyaya 9 meşe palamudu tohumuyla katılacaklardı. İlk aşama olarak Çorum’da, Çorum barajının güney doğu kesiminde 200 dönümlük bir alana 200 bin meşe palamudu ekilmesi planlanmıştı.

SIKLIK’TAKİ ÇALIŞMA

Biz de Orman İşletme Müdürü Süreyya Doğan, Milli Parklar Şefi Mahmut Temel, Tema Vakfı gönüllü temsilcisi Abdulkadir Ozulu ve ben Muzaffer Gündoğar, 3 Ekim 1998 Cumartesi günü sözü edilen ekim alanına gittik. Önce sıklık boğazındaki fidanlığı gezdik. Ardından ekim alanında incelemede bulunduk. Ekim alanlarının hazırlanmasında araçların çalışamadığı yerlerde, kazma kürekle orman dikim işçileri çalışıyorlardı.

Orman İşletme Müdürü Süreyya Doğan, bize bu konuda şu bilgileri veriyor:

“Toprak Sanayi 600 bin meşe palamudu teminini , bizlerse Orman İşletmesi olarak toprağın işlenmesini yükümlendik. Ekim bakım işi, Çevre Koruma Vakfı, öğrenciler ve halkın desteğiyle yapılacak.”

Neden meşe?” sorusunu da şöyle yanıtlamıştı:

“Anadolu’da, geçmişten bugüne kadar gücün ve ihtişamın simgesi olarak kabul edilir. Meşe 300-500 yıl yaşayan bir ağaçtır. Kökü derinlere gider, toprağı korur, erozyonu önler. Hayvan otlatmalarına, yangınlara ve olumsuz etkilere karşı daha dayanıklıdır. Kurak ortamlarda yetişir.”

Nisan 2012 (Toki ) Şehit Şükrü Özyol İlköğretim Okulunda bir etkinlikte. Sağdan Abdulkadir Ozulu, Ethem Erkoç, Bahri Güven, Muzaffer Gündoğar Şahin Örgel.

(SÜRECEK)