Geçen hafta Hakka yürüyen,
büyük usta HÜSEYİN ÇIRAKMAN’ı kalbimize gömdük. Türkiye’ye mâl olmuş Çorumlu
Halk Ozanı Hüseyin Çırakman’ın aramızdan ayrılması ile bir çınarımızı daha
kaybettik. Bütün âşık ve ozan dostlarımızın başı sağ olsun.
*
Âşıklarımızı öncelikle sağ olarak ve daha sonra unutmamak
adına anmanın ne kadar önemli olduğu bir kere daha belli oldu. Bu meyanda,
Belediyemizin 12 Şubat akşamı organize ettiği “Kaybettiğimiz ÇınarlarıAnma
Gecesi” böyle bir kültür hizmeti idi. Çok memnun olduk.
*
Şekip Şahadoğru’yu, Niyazi Biçerel’i,
Haydar Öztürk’ü, Kemal Özgür’ü ve Osman Palabıyık’ı bu gece ile gördük ki kaybetmemişiz. Barış Manço’nun
dediği gibi “Dünyada anıldığınız sürece
yaşıyorsunuz demektir. Sizi kimse anmıyorsa bilin ki işte o gün öldünüz.”
Memleketimizin sanat, kültür, bilim ve hizmet ehli insanlarını anmamız sadece
kadirbilirlik değil, sadece onları yaşatmak değil, gençlere bu iyi örnekleri
göstermek, tanıtmak ve dolaylı olarak siz de böyle olun demektir.
Bu güzel gece için Başta
Belediye Başkanı ve yardımcısı Turhan Candan’ın şahsında, Kültür Müdürlüğüne ve
emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim.
*
Dün
( 4 Mart 2013) “Çorumlu Âşıklar ve Ozanlar Gecesi” adı ile yine böyle bir
güzellik yaşadık. Aşıklar gecesi Sayın Prof.Dr.Mehmet Evkuran hocamızın
bilgilendiren açılış konuşması ile başladı. Her biri birbirinden güzel ikişer
şiir sundu bize.
Hem onları tanıdık, hem
onlar, ozan olmanın gururunu yaşadılar. Böyle olmalıydı zaten.
Müslim Koygun(Cefaî), Mustafa Aygün, Süleyman Kamışlı
(Korkmazî),Hasan Korkmaz, Dursun Karslı(Car Dursun), Haydar Kılıç(Ozan Garip),
İsmet Yılmaz(Fakir İsmet), Âşık Selâmi Özer, Âşık Sürmeli Can Kaya, İbrahim
Gösterir(Ozanî), Rıza Kandemir(Kul Rıza), sazıyla ve sözüyle toplumun yaralarına parmak bastılar. Ozanlar zaten
budur.
Turhan Candan kardeşimiz ve ekibi bu hususta gerçekten
iyi çalışıyor. “Çorumlu Âşıklar ve Ozanlar Gecesi”nin oluşmasında emeği geçen
gizli isme Üniversitemiz öğretim görevlisi Sayın Elif Ayan Nizam kardeşimize
özel teşekkürü borç biliriz. Devamını diliyoruz. Çünkü ülkemizde şair bol ama
ozan ve âşık az. Hele bayan olarak daha da az. İyi ki bu gün, Âşık Sürmeli Can
kardeşimiz vardı. Sürmeli Can’larımızın çoğalması dileklerimle konuya Âşı Boranî
ile devam etmek istiyorum.
*
SARİMBEYLİ ÂŞIK BORANİ (Halil Çimen)
Madem konumuz âşıklar,
bendeniz Borani (Halil Çimen) hakkında birkaç söz söylemek isterim. Her ozanımız
kıymetlidir. Ayrım yapmıyorum fakat Borani hasta. Beş altı senedir tedavi
görüyor. Birkaç ay evvel bir böbreği alındı. Ciddi sağlık sorunları ile
boğuşuyor.
Borani’yi Sanat Dostları
toplantısında tanıdım. Hiçbir dostluğumuz yoktu. Aradan bir süre geçti. Nasıl
oldu bilmiyorum, Borani Baba bana;
“Bacım ne zaman çörek yapıp çağıracak?” diye sordu. Ben de hâliyle kendisine sorayım dedim.
Dedim ama daha ben Borani ile ahbaplık kurmadım, bizim hanım iyi çörek/ börek
yapar demedim. Davet falan etmedim. Hanım zaten hiç tanımıyor. Tabi akşam
hanıma sordum.
-Hatun ben hiç sana Borani diye bir aşığı çörek yemeye
çağıralım dedin mi?
-Yoo hayır. Kim o?
-Valla hatun Borani Baba diye âşık var, her yere her
daim hanımı ile gider. Böyle böyle diyor. Ben mi dedim, biri mi dedi, rüyasında
mı gördü bilmiyorum. Bir gün çörek yap çağıralım dedim. Böylece dostluğumuz başladı.
Çok
defa onun köyüne, Sarimbey’e gittik. Çok defa o da Sevim Hanım ile fakirin
evini şereflendirdi. Borani Babayı hem ailece sevdik, hem ailece tanıdık. Sağ
olsun dünya- ahret bacım Sevim Hanım aşığımızın en büyük desteği.
Âşık Borani vakti
zamanında iyi de saz çalan bir ozan imiş. Hatta Çorum’da İkizler Plakçılık diye
bir firma onun plaklarını bile çıkarmış. Bana anlatmadı ama bir kırgınlık
sebebi ile sazını maalesef duvara asmış. Yıllardır sazın tellerine vurmuyor,
ama kaleminin ucu kâğıdın yüzünden hiç kalkmıyor.
“İnsanı sevmek” adına bir insan bu kadar çok şiir yazabilir mi,
hayret! Borani Baba’nın beş kitabı da “sevmek” üzerine. İkinci özelliği kadını sevmek ve saymak. Onun için Sevim Hanım’ın şahsında bütün kadınlar
bir melek. Bütün kadınlar baş tacı. Üçüncü özelliği alevi bir âşık. Alevi
olunca birçok aleviler gibi onun da cem kültürü var. Cem kültürü deyince iki
mânâda söylüyorum. Biri bildiğimiz Cem meclisleri ikincisi “âlemi cem etmek”.
Yani herkesi kim olursa olsun İNSAN aynasında bir görmek. Borani artık tüm
cihana böyle bir birlik aynasından bakıyor. Bırakın Sünni- Aleviliği, Müslim ve
gayrimüslim bile artık onun nazarında Allah’ın kulu olarak yani insan olarak
birdir. Yeter ki ‘insan’ olsun.
Dördüncü özelliği, bütün bilgileri sadece cem meclisleri ile sınırlı olan bir şair değil Borani.
Her konuda çok okuyan bir
ozan. Evinde küçük bir kütüphanesi var. Hatırı sayılır bir genel kültüre sahip.
Kur’an tefsiri ve meallerini bir kaç kere hatmetmiş. Okumadığı halk şairi
kalmamış. Tasavvufa meraklı ve epey bilgisi var. Herkesi “SEVGi” de birleşmeye
çağırması bu yüzden. “İnsanı sevmenin
kemâli Tanrı’yı sevmeye varır” diyor Borani Baba.
Bu güne kadar beş kitabı
çıkmıştır. 1-Dilinde Türkü Elinde Saz Olsun 2- İnsana Yolculuk 3- Deli Boran 4-
Fadime’ye Mektuplar 5-İnsanı Sevmek.
*
SEVGİ VAR
(Birbirinizi
sevmedikçe iman edemezsiniz.
İman etmedikçe cennete giremezsiniz.
Hz.Muhammed (S.A.V)
Sevgisiz yaşamak olur mu
dostum?
Muhabbetin temelinde sevgi
var.
Sevenler hiç mahrum kalır
mı dostum?
Kerametin temelinde sevgi
var.
Sevgi gönüllerin cilası
süsü
İnsanı sevenler olur mu
asi
Sevmek insanlığın ilk
vazifesi
Her milletin temelinde
sevgi var
İnsan dört varlıktır ama
bir vücut
Hadis tasdik etti ayette
sücut
İyilik kötülük insanda
mevcut
Merhametin temelinde sevgi
var
Borani
mecliste güzel söz ara
Sevgiye güzele sarıl gez
ara
Ölünce yalınız girme
mezara
Ol cennetin temelinde
sevgi var
KADIN
Bütün kadınları kutluyorum
ben
Erkeğin evinin süsüdür
kadın
Kadınlara çiçek topluyorum
ben
Ozanın türküsü sesidir
kadın
Büyüğü anamdır, küçüğü
bacım
Ölünceye kadar sana
muhtacım
Senin şefkatine sevgini
acım
Bence insanların hasıdır
kadın
Yıldız olup gecelere
sığandır
Güneş olup ufkumuza
doğandır
Rahmet olup tarlamıza
yağandır
Bence insanların hasıdır
kadın
Ev içinde kadın çeker
çileyi
Sevgide şefkatte bilmez
hileyi
Sarılır kucaklar hep
aileyi
Ocağı sobayı ısıtır
kadın
Aşık Borani’yi ışıt diyom
ben
Kadın pir-i mügan mürşit
diyom ben
Kadınla erkeğe eşit diyom
ben
Daima dünyanın asıdır
kadın
GİDİYOR TOPRAK
İnsanoğlu bilinçsizce
vurdukça
Boşu boşuna gidiyor toprak
Yağmur rüzgâr fırsatın
buldukça
Taşına taşına gidiyor
toprak
İnsanın gönlüne korku
düşmüyor
Çevresi kirlenmiş derde
düşmüyor
Kızılırmak kırat gibi
kişniyor
Eşine eşine gidiyor toprak
Çağdaşlık uygarlık geri
kaldıkça
Fabrika durmadan zehir
saldıkça
Üzerinden örtüsünü
aldıkça
Aşına aşına gidiyor
toprak
Aşık Borani’yim işte biz
buyuz
İster şehirli de isterse
köyüz
Çıkmadıkça yasa olur uyuz
Kaşına kaşına gidiyor
toprak
HİÇ GELME BU
MEYDANA
(Aslı 11
kıtadır)
Rahmanı bırakıp şeytan
izinde
Gezdiyisen bu meydana hiç
gelme
Manası yok ayıp dolu
sözünde
Yazdıyısan bu meydana hiç
gelme
Aşkla yemediysen elest
aşını
Yaza çeviremen gönül
kışını
Fili bırak karıncanın
başını
Ezdiyisen bu meydana hiç
gelme
Ananın karnında bir maya
suyu
Eğer insansan değiştir
huyu
Kendi nefsin için ellere
kuyu
Kazdıyısan bu meydana hiç gelme
Yanmıyorsa onun gönül feneri
Kimse sevmez ikrarından
döneni
Beline bağlanan edep
kemeri
Çözdüyüsen bu meydana hiç
gelme
Girip günaha deme eyvah,
keşke
Yıkma gönlünde ki o güzel
köşkü
Gönül defterinden sevgiyi
aşkı
Çizdiyisen bu meydana hiç
gelme
Sevgisiz geçtiyse o günler
ayıp
İnsanın ömrüne yazılıp
kayıp
Nefsin şerriyle şeytana
uyup
Azdıyısan bu meydana hiç
gelme
Helalden olmalı insanın
payı
Haram lokmayınan sürme
safayı
Aklı fikri atıp sen o
kafayı
Yozduyusan bu meydana hiç
gelme
Aşık Boraniyem
bağrım yaralı
Böyle bizim yolumuzun
kuralı
Bir gün ırakılı bir gün
biralı
Sızdıyısan bu meydana hiç
gelme