Eğitim ve öğretim.

Niçin  “eğitim ve öğretim” diyoruz?

Veya niçin hem konuşma dilimizde hem de yazı dilimizde önce eğitim, sonra öğretim diyoruz?   

Neden “2012–2013 Eğitim ve Öğretim Yılı” diyoruz?

İkisi de tek yumurta ikizi gibi değil mi?

Bilmeyenler için yinelemekte fayda var.

EĞİTİM; Çocuklara veya gençlere öğretilen kuralların ’kazandırılan davranışlar‘ haline dönüşmesi,

ÖĞRETİM ise; adından da anlaşıldığı gibi öğrencilere öğretilen, kazandırılan bilgilerdir.

Yani derslerde verdiğimiz bilgilerdir.

                                                   

Ancak her zaman ’eğitim‘ kavramı önde gelir.

Çünkü EĞİTİM kalıcı, ÖĞRETİM ise belki de zamanla unutulan bilgilerdir.

En basit anlamıyla EĞİTİM davranışları değiştirme sanatıdır.

Yani;

 Bireyde istenilen davranışların yerleşmesi, olumsuz davranışların sonlandırılması amacıyla sürdürülen sistematik bir programdır.

Yani;

 Öğrencinin oturması, kalkması, konuşması, izin alması, parmak kaldırması, sınıf kapısını çalarak girmesi, kılık- kıyafeti ve okul kurallarına uymasıdır eğitim, 

Ancak hayat bilgisi, matematik veya tarih, coğrafya dersinde öğrenilenler de öğretimdir.

Buna bağlı olarak okullarımızda da birçok kural vardır.

Bu kurallara uymayanları, yöneticiler uyarır, ancak bu süreç disipline kadar uzar.

                                               

ŞİMDİ OKULLARDA KIYAFET SERBESTLİĞİ GELDİ.

      Çoğu okul müdürünün de dertli olduğu bu konuda serbestliğin okullarda neler yaşatacağını düşündüm.

Öncelikle okul müdürleri bakın bu konuda ne diyor:

“Disiplini sağlamakta zorlanacağız. Okulumuza kimin girip, çıktığını anlamak çok zorlaşacak. Öğrenciye vereceğimiz eğitimi hangi denetimle yapacağız. Bu durumda okullarda denetim de, güvenlik de çok zorlaşacak. Hatta artık bizim lafımızın geçmesi bile çok zor.

 Biz öğrencimizi nasıl tanıyacağız, bazen okul dışında bile formaları olduğu için uyarıyorduk. Şimdi başka bir okulun öğrencisini de uyarabiliriz. Bu da çok yanlış olacak. ‘Hocam ben sizin öğrenciniz değilim ki!...’ dese  ne olacak?, diyorlar.

      Sonra okullarda neler olacak?

Yapılan önemli bir araştırmada; okullarda forma giyilmeye başlandıktan sonra, okul çevresi suç oranlarında yüzde 91, disiplin cezalarında  yüzde 90, taciz olaylarında  yüzde 96,  kamuya zarar verme olaylarında ise  yüzde 69‘luk düşüş kaydedildiğini belirtirsek, daha işin başında bu serbestliğin neler yaşatabileceğini sanırım çok iyi anlayabileceğiz.

        Okullar karışacak. Çünkü forma bir kimlikti. Askerlerin, hemşirelerin, polislerin tek tip kıyafetlerinin amacında olduğu gibi öğrenci ile öğrenci olmayanları birbirlerinden ayırabiliyor, o öğrencinin hangi okula gittiğini anlıyorduk. 

       Serbest kıyafette, seçilen marka giyinenlerle alamayanlar arasında gruplaşmalar başlayacak. Hatta çocuklar bu durumu kompleks edinip, ilerde toplumdan öç alma noktasına dahi gelebilecek. Bu yapı toplumdaki eşitlik kavramını zedeleyecek ve çeteleşmeler olacak.

     Özellikle ortaokul ve liseli öğrenci eskiden formalı olduğu için okul çıkışı başka bir yere gidemiyordu. Ancak şimdi öğrenci direkt eve  gitmeye gerek bile duymayacak, ailesinin izni dışında  bazı yerlere  takılabilecek.

      Okul yöneticileri denetimde zorlanacak…

      Binin üzerinde mevcudu olan meslek liseleri mi?  Olacakları düşünmek bile istemiyorum. Çünkü bu okulların ’kasaba‘ gibi nüfusları var!

     Örnek gösterilmeye çalışılan Avrupa ülkeleri bile sakıncaları görerek bu uygulamadan birer birer dönüyorken, bizde ısrarla başlanan uygulamada görülüyor ki;  

Eğitim dediğimiz kurallar bütünlüğü evden okula, okuldan topluma yansıyacak ve kuralsız bir toplum olup çıkacağız. Bence eğer böyle gidecekse o halde ’eğitimi‘ kaldırın, okullarda sadece ’öğretim‘ olsun…

Siz de rahat edin, biz de!...

Her Gününüz Güzel Olsun