“Bir kedim bile yok. Anlıyor musun?”

Dostlar arasında sorunlar yaşandığında araya kara kedi mi girdi diye sitem edilir. Kimileri kedileri nankör olarak bilir. Kara kedi, uğursuzluk demektir! Kedinin fare ile oynaması gibi; kediyle köpeğin hırlaşması gibi yeri geldikçe kullandığımız farklı deyimler vardır.
Evcilleştirildikten sonra vahşi yaşamdaki kimliklerini korumuşlardır. Köpekler, sahipleri için ölümü göze alırken; onlar ilk fırsatta olay yerinden kaçmayı uygun bulmuşlardır. Yiğitliğin onda dokuzunu kaçmakta görenlere akıl hocalığı yaptıklarını tahmin ediyorum.
Yüzyıllardır adem oğulları, kışlık- yazlık bütün yiyeceklerini kendileri üretmişlerdir. Genelde köylerde yaşayan büyüklerimiz yazın kavurucu sıcaklarında kışlık yiyeceklerin hazırlıklarını sürdürürler. Buzdolabının olmadığı yıllarda yiyeceklerin uzun süre dayanması için farklı yöntemler bulmuşlardır. İki –üç kuşağın birlikte yaşadığı kalabalık ailelerde bakkaldan manavdan alış veriş yapmadan kendilerinin hazırladıkları yiyeceklerle beslenen insanlar farelerden korunmak için kedileri evcilleştirmiş olabilirler.
Kediye ciğer emanet etmeyenler, binbir zorlukla hazırladıkları yiyecekleri farelere bırakmazlar. Kucağından kediyi yere bırakmayan insanlar garip karşılanır.
Şehirler farklıdır. İnsanlar yiyeceklerinin tamamını satın alır. Apartmanlarda farelerin yaşamasına olanak yoktur. Sadece kendi zevkleri için kedi besleyenler vardır. Evinde çok sayıda kedi besleyenler gazetelere haber olur. Sokağa terk edilmiş kedilere köpeklere su, yiyecek taşıyan (ki genelde bayanlardır) insanlar alay konusu olur.
Bir hayvan severin yazdıklarını okumuştum. Hayvan severlerin arasında suç işleyenlerin sayısı yok denecek kadar azmış. İnanmayanlar araştırabilir. Öldürülen insan haberleri gazetelerden televizyonlardan bir günlüğüne bile eksik olmaz. Sevginin ne olduğunu anlatmak yerine yaşamak gerekir.
Köydeki evimizin bahçesinde bir kedi gördüm. Her sabah yavrusuna bir fare getiriyordu. Her gün biraz daha büyüyen yavruya anne sütü yeterli gelmiyordu. Bir süre sonra yakaladığı fareleri canlı olarak getirecek. Onu besleyip büyütürken avlanma dışında kalan zamanlarında sevgisini eksik etmiyordu. Fotograflarını çektiğimi fark ettiğinde biricik yavrusunu gizleyeceği yeni bir yer bulmuş. Onun yaptığı yaramazlıklara büyük bir sabırla katlanıyor. Bir anne olarak bütün sorumluluklarını yerine getiriyor.
Bir süre sonra birlikte avlanmaya çıkacaklar. Yavru kediye öğreteceği bir şey kalmadığında onu terk edecek. Bir süre nazlanan kedi normal şartlarda kendisi ayakta durabilecek.
Tek başına doğum yaptığı günden sonra onu doyurup koruyan, bir kedi olmanın bütün kurallarını öğreten anne, yeri geldiğinde yavrusu için ölümü göze alır. Hiçbir kedi yavrusunu sokağa terk etmez.
Sokakta yaşayan çocukları, insanları gördüğümde onların gönlünde “Bir kedi bile olmadığını” anlıyorum.