Yüce Allah insanları fani alemden ebedi aleme taşımak için ölümü hak kılmış. Hiçbir beşere ölümsüzlük vermemiştir. Hz. Muhammed SAV.e bile. İşte belgeleri;

“Ey Muhammed SAV. Biz sizden önce hiçbir beşeri, insanı ölümsüz kılmadık. Sen öleceksin de onlar baki mi kalacak. Hayır. Herkes ölecektir.” (Enbiya, 35. Ayet)

“Her nefis mutlaka ölümü tadacak, sonra huzuruma geleceksiniz.” (Ankebut, 57)

“Her canlı ölümü tadacaktır ve ancak kıyamet günü dünyada yaptıklarınızın karşılığını görmek için mahşerde toplanacaksınız. Kim ne kazandı ise ona karşılığı verilecektir. Kim cehennemden kurtulup cennete konursa o gerçeken kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise bir aldatma metaından başkası değildir.” (Ali İmran 185. Ayet)

“Nerede olursanız olun, ölüm sizi bulacaktır. Muhkem kalelerde bile olsanız.” (Nisa, 78)

“Siz ölümden kaçıyorsunuz, o sizi mutlaka bulacak, sonra sizi açığı ve gizliyi bilen Allah’ın huzuruna sizi iletecektir.” (Cuma 8)

“Hz. Nuh 950 sene milletinin içinde yaşadı. Onları Allah’a davet etti. Çoğu iman etmedi. Hepsi tufanda suda boğuldular.” (Ankebut 13)

“Bütün insanları diriltip mahşerde toplayacağız. Taptıklarınız bunlar mıydı diye soracağız. Dünyada kaç gün kaldınız diyeceğiz, onlar da bir gün veya daha az diyecekler.” (Mü’minun 114)

“Biz hiçbir şeyi boş yere faydasız olarak yaratmadık. Arşın, kainatın hakiki sahibi, maliki olan Allah’a döndürüleceksiniz.” (Mü’minun 116)

Bu ve buna benzer birçok ayeti kerime ahiretin, hesabın, kainatın, hakkın, hukukun, günahın, sevabın sorgusunun yapılması gerçek manada adaletin tam olarak ortaya konması, BOYNUZSUZ KOYUNUN BOYNUZLU KOÇTAN HAKKINI ALMASI (hayvanlar için kendi aralarında hak söz konusu değildir. İnce bir sorgunun yapılacağını ifade için bu deyim kullanılmıştır. Ayrıca hayvanlardan insanlardan haklarını alacak yani onlara yapılan eziyetlerin günahının cezası da çekilecektir) için hak ve adalet terazisi kurulacaktır ki, dünyanın, ölümün, insanın yaratılması ve kıyametin kopmasının ana sebebi işte hak ve adalet içindir. “Hiçbir kötülük gizli kalmayacak, her kötülüğün mutlaka cezası verilecektir. Her iyiliğin, hayırın, ibadetlerin, kulluğun ödülü ücreti mükafatı da en azından cennet olarak verilecektir. Hiçbir kimseye zerre kadar haksızlık yapılmayacaktır.” (Nisa 40)

“Yapılan her ibadete, iyiliğe, hayıra en az bire 10-100-700 ve hesapsız olarak karşılığı verilirken, yapılan her kötülüğe ise tevbe edilmedi ise bir bir cezası verilecektir.” (Enam 160)

“O gün herkesin amel defterleri ellerine verilecek, herkes işlediği günahları ve yaptığı iyilikleri resmiyle cismiyle görecek ve herkese kitabını oku denecek. Kendi hakkındaki kararını kendin ver denilecektir.” (İsra, 14)

“Kim kendisini hidayete, kurtuluşa erdirmişse, onlar kurtulacaklar, kimler de delalete kalmışlarsa kendi elleri ile kendilerini cehenneme atmış, ateşini bu dünyadan cehenneme taşımışlardır.” (İsra, 15)

Allah hiç kimseye zerre kadar kötülük yapmaz. Ancak insan kendi kendisine zulmetmiştir. Demek ki insan cennetteki nimetleri de, cehennemdeki azabı, ateşi burada hak etmektedir.

(SÜRECEK)