Anamız, bacımız, eşimiz, sevgilimiz…

Kızımız, gelinimiz, her dereceden akrabamız…

Ya da hiçbir şeyimiz…

Ama kadın…

Sayılmaya, sevilmeye, övülmeye değer bizim kadınlarımız…

8 Mart günü, içimizden gelerek, inanarak attık “Kadın eli değdikçe yeşerecek barış, şefkat ve sevgi çiçekleri” başlığını.

Gerçekten barışın, şefkatin ve sevginin simgesi kadınlarımız.

Dünya, gerçekten onlarla güzel.

Ama, o kadar çok ve derin ki kadın sorunları; bir günde, birkaç günde konuşarak, hatırlayarak, hatırlatarak geçmek yetmiyor.

Onun için Mart’ı “Kadınlar Ayı” saysak yeridir.

Nitekim, Kadınlar Günü nedeniyle bize ulaşan pek çok mesajı yansıtamadığımızın farkına vardık. Ve 8 Mart geçse de zararı yok, diye düşündük.

Yıl boyu yazsak değer.

*

Bir rastlantı sonucu, tam da 8 Mart günü sürmanşetimiz “Çorum’da tekstil sektörünün soluğu kesiliyor” şeklindeydi.

Tekstil sektörü demek “kadın istihdamı” demek.

İstihdam teşviklerinin sona ermesiyle birlikte, Uzakdoğu ile rekabet etmekte zaten zorlanan tekstilciler, iyice sıkıntıya girmişler.

Bu soruna, 5 Mart’ta “Çorum’a istihdam darbesi” başlığıyla dikkat çekmeye çalışmış, konuyu Çorum kamuoyunun gündemine biz taşımıştık.

Teşvik sayesinde Çorum’da işçi sayısı 23.500’den 54 bine ulaşmıştı; şimdi bu rakamın yeniden 40 binlere gerilemesinden kaygı duyuluyordu.

Tekstil işverenleri de, Çorum Organize Sanayi Bölgesi’nde 2500 tekstil işçisinin çalıştığını, göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlarsa eğer, 1500 işçinin işini kaybedebileceğini kamuoyuna duyurdular.

Hiç tartışmasız bunların büyük çoğunluğu da kadınlar…

Emekçi Kadınlar Günü’nde emekçi kadınlara acı haber!

Ankara’dakiler işin önemini yeterince algılayamıyor olabilirler, ama Çorum’un parlamenterleri, Çorum başta olmak üzere Anadolu’nun sanayileşme çabasındaki kentlerinde karşı karşıya kalınan bu ciddi riski, en etkili biçimde anlatmalılar.

İstihdam teşviklerine bir an önce yeniden dönülmesini sağlamalılar.

Yoksa, bizim ekonomi bürokratları, masa başında verdikleri kararlarla güya ekonomiye yön veriyoruz diye ekonominin bir tarafını çökertmekte pek mahirdirler.

“Ameliyat başarılı geçti, hasta öldü” misali.

Lütfen, Çorum’un binbir güçlüğe göğüs gererek ayakta durmaya çalışan KOBİ’lerine ve evine ekmek götürmeye çalışan kadınlarına kıymayın!

Başlığa bakıp, kadın cinayetlerinden bahsedeceğimizi zannedenler olmuştur kuşkusuz.

O konuda kalem oynatmayı bile yersiz görürüm.

Kadını taciz eden, şiddet uygulayan, töre adına, kıskançlık adına katleden yaratıkları “insandan” saymam ki söz söyleyeyim.

“Ya benimsin, ya kara toprağın!”

Sen gir kara toprağa kahrolası mahlûk!

Mehmet YOLYAPAR