25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nü idi.

Çorum’daki bazı kadın örgütleri, önceki gün, “kadına şiddet” konusundaki tepkilerini eylemlerle ortaya koyup, kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştılar.

Bu gün, 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararıyla ilan edilmişti.

*
Ülkemizde, kadına yönelik şiddetin bir türlü önüne geçilemiyor.

Hemen her gün bir kadın cinayeti ile, gönüllerimizi kapkara bir sis bulutu; büyük bir umutsuzluk, mutsuzluk kaplıyor. Acılar içinde çaresiz, kahroluyoruz.

Düşünüyoruz ki, sokakta yürürken, çarşı-pazarda alışveriş ederken karşılaştığımız insanların en azından bir kısmı, böylesine canavarca duygular taşıyan, insan sevgisinden uzak yaratıklar…

Ve toplum içinde onlarla birlikte yaşamak zorunda olduğunuzu düşündükçe, tüyleriniz diken diken oluyor.

*

Neden böyle oluyor?

Temelinde sevgisizlik var.

İnsan sevgisinden yoksunluk…Kadını, toplumda eşit bir birey olarak değil de, ikinci sınıf bir varlık, bir eşya gibi görme ilkelliği var.

Bunun altyapısı da, ne yazık ki, aile içinde oluşuyor. Aile içindeki olumsuzluklar, öğretici, eğitici olmak yerine, kişiliğe yapışan bir virüse dönüşüyor.

Örneğin, annesi babasından şiddet gören bir çocuk, annesi için üzülüyor, onu korumaya çalışıyor, ama kendisi aile reisi olduğunda da, babasından gördüğünü karısı üzerinde uygulamaya kalkışıyor. Onu annesinin yerine koyup, daha şefkatli, daha sevecen, daha hoşgörülü ve bir hata varsa bile affedici olması gerektiğini aklının ucundan bile geçirmiyor.

*

Bu işin bir de “magandalık” boyutu var.

Toplum içinde kadını aşağılamayı, hor görmeyi, kendi kafasınca yargılamayı hak gören edep ve terbiyeden yoksun tipler…

İlgi duyduğu kadından karşılık bulamayınca “ya benimsin ya kara toprağın” jargonuna sarılan az gelişmiş beyinliler…

Evliliği yürümüyorsa, medenice ayrılmayı beceremeyen takıntılı koca müsveddeleri…

*

Bilinmeli ki, kadınların toplumdaki statüsü, aynı zamanda o ülkenin medeniyet göstergesidir.

Kadına yönelik şiddetin bahanesi olmaz.

Şiddete maruz kalan tüm kadınlarımıza sahip çıkmak için, devlet olarak da, toplum olarak da çok daha duyarlı ve etkin olmak zorundayız.

Tüm kadınlarımız, insan onuruna yakışır, şiddetten uzak, eşit ve özgür bir yaşamı hak ediyor.

Şiddet, kadının kaderi olamaz.

Asla!