İfadelerinden anlaşılıyor ki, tam bir “psikopat”, tipik bir “ruh hastası”…

Cani ruhlu bir yaratık!..

Ceren’i tesadüfen hedef seçmiş.

Ve apartman girişinde vahşice canına kıymış.

Pırlanta gibi, gencecik, güzel bir fidanı, henüz hayatının baharında bu hayattan koparan caninin ifadeleri insanın kanını donduruyor. Vahşi yaratığın, Ceren’i takip ederken görüntülerini izlediğimizde, psikolojimiz bozulmuştu zaten. İfadeleri daha da kahredici, dehşet verici…

Bu gibi hasta ruhlu insanların toplum içinde ellerini kollarını sallayarak geziyor olmaları, bin kat daha dehşet verici…

*

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü daha birkaç gün önce kutladık.

Ama, kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor. Toplum psikopatlara müsamaha gösterdiği sürece, yargı “iyi halden” dışarı saldığı sürece, eğitim sistemi, barışı, kardeşliği, insan sevgisini ve kadın-erkek eşitliğini öğretmediği, öğretemediği sürece, arkasının gelmeyeceği de belli…

Gerçek olan şu ki, bu sorun, yalnızca cezai yaptırımları ağırlaştırmakla da, yalnızca eğitimle veya yalnızca aile bağlarını güçlendirmekle vb. çözülebilecek bir sorun değil. Bunların hepsi ve çok daha fazlası gerekiyor. Ülkenin her yanında medeniyet ikliminin oluşturulması gerekiyor.

Psikopatlar, vahşiler, caniler her ülkede, her toplumda var. Ama, bizdeki kadar değil… Kadına şiddeti ve bunun sonucunda ortaya çıkan ayrılmaya tahammülsüzlüğü besleyen cehalet, bizdeki boyutlarda değil…

*

Gazete olarak, toplumsal barışı, kardeşliği, birlik ve beraberliği dilimizden düşürmüyoruz.

Ulaşabildiğimiz kesimlerde etkili olduğumuzu veya bu kesimlerin zaten bu değerleri benimsediğini çok iyi biliyoruz. Bir de okumayan, izlemeyen, dinlemeyen kalabalıklar var ve belki oralara hiç sesimiz ulaşmıyor.

Tersine o kesimlere, tam da onların dilinden konuşan yayınlar ulaşıyor.

Eyvah ki ne eyvah!

İyiyi, doğruyu, güzeli nasıl ulaştıracağız o kesimlere?