Terör İslamiyet’ten yerle gök arası kadar uzaktır
Terörün dinimizdeki adı korkunç zulümdür. Teröristler ve onları tertip edenler arkasındaki güçler kati zalimlerdir. Zulüm=Terör. Anarşi, kargaşa yaratıp hakkı ortadan kaldırmaktır. Başkalarının malına, canına, namusuna, şeref ve haysiyetine musallat olup, onu yok etmek için yapılan ferdi ve toplumsal felaketlere, acılara sebep olan lanetlenmiş bir faaliyetin adıdır.
Terör zulmünü yapanlar, yaptıranlar, karanlıkta kalmış, ruhu, vicdanı, fikri, aklı ve hareketleri kapkara olmuş, vahşileşmiş, insanlıktan soyutlanmış olan canavarlardır.
Şunu adınız gibi, Allah’ın var ve bir olduğu gibi biliniz ki, şiddetin, işkencenin, terörün İslamiyet’le uzaktan yakından en ufak bir bağı ve yakınlığı asla yoktur. Birçok konunun vahşete, kötülüğe alet edildiği gibi, yüce dinimizi de bu şerefsizliğe maalesef alet edenler olmuştur ve olacaktır. Bunu bilmemiz gerekir.
Düşünün bir kere: “Haksız yere bir kimseyi öldüren kişi bütün insanları öldürmüş gibidir. Bir insanı ölümden kurtaran kimse, bütün insanlığı ölümden kurtarmış gibidir. Bir kimseyi haksız yere öldürenin cezası ebedi cehennemde kalmaktır” buyuran bir din, yüce İslam dini, vahşet demek olan terörle nasıl bağdaşabilir. Nisa 93: Kur’an ayetleri apaçıktır
Şunu kesin biliniz ve inanınız ki, terör faaliyetleri kesin bir zulümdür. Zulüm ise asla payidar olamaz. Zalimler asla felah bulamazlar. Tarih bunun binlerce örnekleri ile doludur. Kur’an bunlardan bazılarının akıbetlerini bize bildirmiştir.
“Zulm ile abad olanın ahiri-sonu- kahr ile berbat olur”. Ahiretteki korkunç azapları hariç zalimlerin cezasını ulu Allah bu dünyada verir. Onların cezasını mazlum ve masumlara göstermeden zalimlerin canını almaz. Mesela: Hz. Nuh’un gemisini kirletenlerin cezası, firavunun cezası, Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe, Nemrut ve Şeddat’ın cezası, Yunan Kralı 1. Aleksandros’un kudurması gibi.
Sonuç:
Bize düşen görev nedir? Devlet olarak terörizmi besleyen kaynakları kurutmak. Terör belasına düşmeden gençlere sahip çıkmak, onları fikren, zikren, sosyal ve ekonomik yönden desteklemek suretiyle korumaktır.
Ayrıca bizler de daima birlik, beraberlik, dayanışma içinde olmak, barışı savunmak, daima devletin yanında yer alıp devleti güçlendirmek, emniyet, asayiş güçlerimiz olan polisimizi, jandarmamızı, askerimizi, ordumuzu güçlü bulundurmaktır.
Çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkıp onları bilgilendirmek, kötü alışkanlıklardan korumak, kültürle, ilim ve irfanla beslemektir. Topluma yararlı birer unsur olarak katmaktır. Bizler de bireyler olarak her zaman uyanık olmak zorundayız. Bu terör belasının herşeyi yakıp kül eden bir yangın olduğunu hiç bir zaman hatırdan çıkarmamamız gerekir.
Zalimin elinde ilim ve emir zulmün kılıcı olur.
Öyle çıkar cinsi insandan, vahşette fazladır vahşi hayvandan.
Kendi mevkiinde nüfuz elinde kalsın da, yıkılsın isterse belde.
Dursun kendisinde amiri devlet, kalmasın memleket mahvolsun millet.
Böyle düşüncede olan alçaklar öldürür milleti.
Sonunda geberir gider bu itler, işte Musolini, Hitler.
Mesnevi, 12. cilt, sh.372