Yüce dinimiz İslamiyet, ilmin, irfanın, bilginin, kültürün her türlü gelişmenin yanında olmuş. Bilgiye, öğrenmeye son derece önem vermiş. Alimleri, bilginleri İslami tabirle hocalarımızı daima baş tacı yapmış, onlara en üstün değeri vermiş, her zaman meclislerde baş köşeye otutturmuştur. İlk emri, ilk ayeti oku olan bir dinden başkası beklenemez. Onun için İslam dini kadar ilim ve irfana, bilgi ve kültüre, alime önem veren başka hiçbir din ve sistem yoktur.

İşte bunun kanıtları; Kul hel yestevillezine yağlemune vellezine la yağlemün. İnnema vetezelekerü ülülolbab. (Zümer suresi 9. Ayet)

De ki; Ey Muhammed SAV. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bunu ancak akıl sahibi olan düşünenler iyi bilir.

Bu ayeti kerime bütün çarpıcılığıyla akla, fikre, düşünceye, yani ilme ve bilgiye müslümanlığın ne kadar üstün bir değer verdiğini haykırmaktadır.

Başka bir ayette; Rad 19;

Vema yestevil ağma belbesiyr velezzulümatü velennür vellezıllü velelharur vema yestevil ahyaü velelemuatü innellahe yüsmiumen yeşaü vema ente bi müsmiın menfilkubuur. “Ey Muhammed SAV. Bilgi ile cehalet, alimle cahil arasındaki fark, görenle görmeyen, bakıp da görmeyen, sağır ile işiten, karanlıkla aydınlık, gölge ile hararetli sıcaklık, (hatta) ölülerle diriler arasındaki fark kadar açıktır. Bu gerçeği görmeyen, göremeyenlere sen hakikati bildiremezsin, buyurur.

Yüce peygamberimiz Hz. Muhammed SAV. de mübarek sözlerinde;

Farizatülilmi ala külli müslümün ve müslimetin; Okumak, bilgi öğrenmek, ayırımsız kadın ve erkek her müslümana üzerine farzdır, zorunludur. Dikkat edilirse bu peygamber sözünde ilmin tamamı yani din ve dünya müsbet ilimlerinin tamamı anlatılmıştır. Din ilmi, dünya ilmi diye bir ayırım yapılmamıştır. Şu hadisi şerif daha ilginçtir;

Utlübil ilme velevkane bissiyn yani biççiyn; İlim Çin’de bile olsa onu arayıp bulun ve alınız. R.SAV. zamanında bile Çin putperest bir ülkedir. Medine’den binlerce km uzaklıktadır. İslam’ın yüce peygamberi bu hadisleriyle bilginin kaynağına bakmayınız, dinine, dünyevi olmasına değil, ilim ve bigi olmasına, yararına bakın ve onu alın demek suretiyle faydalı bilgilerin fenni, teknolojinin gelişimin öğrenilmesine işaret etmişlerdir.

R.SAV. başka bir sözlerinde ise;

Ütlübil ilme, minelmehdi illalla. Yani; Beşikten mezara kadar okuyup öğrenin. Okumanın yaşı ve sınırı, sonu yoktur, buyurmak suretiyle ilim, bilgi, kültüre, akıla durgunluk verecek derecede dinimizin önem verdiğini bildirmiştir.

İşte İslam’ın ilme, bilgiye, kültüre verdiği önemi belirten deryadan bir damla sunduk.

Bu konuda birçok ayeti kerime ve hadisi şerifler vardır. Bir tanesi;

-İlim, bilgi öğrenip insanlara yararlı olan ilim, bilgi sahibi bilginlere, melekler kanatlarını onların üstüne gerer ve onları korur. Gökte, yerde ne varsa hatta denizlerdeki balıklar bile o alim için dua ederler. Çünkü alimin abide ibadetçiye olan üstünlüğü ayın yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. (Ebuderda hadisi)

-Alimler peygamberin varisleridirler. Sizin karanlık yolunuzu aydınlatırlar. Alimin mürekkebi şehidin kanı gibidir.

-Gıpta edilecek, imrenilecek, öğrenilecek, örnek alınacak iki sınıf insan vardır. Birisine Allah mal ve zenginlik vermiş, imkanlarını insanlar için kullanıyor, insanlara hizmet etmek için çalışıyor, onlara iş, aş, eş yardımları ile her türlü yönü ile faydalı olan kişilere imrenin. İkincisi ise; Allah’ın ihsan ettiği ilmi bilgiyi insanların yararına kullanan alimler, arifler ve bilginler bildiği bir yararlı bilgiyi insanlardan esirgeyen dilsiz şeytandır buyuruyor.

Hz. Ali R.An. Hazretleri; Men Allemeni harfen fegat sayyerani abda. Bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum demek suretiyle alime saygının ölçüsünü vermektedir.

Unutmayınız; bir beldede alimin ölümü, alemin ölümüdür. Güneş, hava, su, toprağın, alim de insanların canı gibidir.

Çünkü innema yahşellahe minibadihil ulema innallahe azizin hakim. Fatır 28.

Allah’tan en çok (yerini yurdunu bildiği için) alimler korkar.

Bu arada şu gerçek de göz ardı edilmemelidir. Alim- bilgin diyoruz. Burada anlatılmak istenen alim, ilmiyle, şekliyle, bilim ve ahlakı ile halka örnek olan ilmiyle amil, hilmi ile halim olan gerçek alimlerdir. Yoksa amelsiz bir alim meyvesiz ağaç gibidir. İnsanlara ışık veren ama kendisini yakan mum gibidir. Onun için sahte bilginleri hocaları şöyle uyarıyor ulu Allah;

Ete’mürunennase bilbirri ve tensevne enfüseküm venatana tetlünel kitabe efela tağgılan (Bakara 44)

İnsanlara öğüt verip kendisi onu tutmayan alimler, okur alim tutmaz zalim misali olanlar bunun çok kötü bir iş olduğunu hiç düşünmezler mi? (Bakara 44)

Daha kötüsü, okuyacağım; bu ayet Yahudiler için inmiştir; Meselüllezine humamlülterrate sımmelem yabimilüha kemeseli hımari yakalü esfaren (Camia suresi, Ayet 5)

Yani, şu insanlar ne kötü örnektirler ki, büyük bilgi sahibi olurlar da onunla amel etmez eşekler gibidirler.

Netice şudur;

İlim, bilgi, alim, bilginler yüce dinimizin şeref abideleridir. İlim İslamın her şeyidir. Ancak bilgisi ile amil olacakır. Herkesi aydınlatacaktır. İlmini sadece kendisi ve dünyası için değil, insanlık ve İslamlık için kullanacaktır. O zaman alimler, hocalarımız bizim canlarımızdır. Zaten İslam kültürünün özü de budur.

1-Allah cc. yaratan, yaşatan, doyuran, besleyen, öldürüp dirilten, herşeyin sahibi ve maliki odur. Çünkü o Allah’tır cc.

2-Hz. Muhammed SAV.dir. Masumdur. Allah’ın elçisidir. Müminlerin şefaatçisi ve mürşidi, yol göstericisidir. Yolunu takip Allah’ın emridir.

3-Alimler, bilginler ve insanlara dinlerini öğreten, anlatan din alimleri yani hocalardır. Alime saygı, peygambere saygıdır. Peygambere hürmet Allah’a hürmettir ve insanlara rahmettir.

ALİM-BİLGİN KİŞİLERİN DEĞERİ, ÜSTÜNLÜKLERİ

Allah kurda, siz insanlara örnekler veriyor. Bunu ancak alimler anlar.

Allah zenginliği çalışmak şartıyla dilediğine verir. İlmi, bilgiyi isteyene, çalışana verir.

Allah hikmeti, ilmin en inceliklerini dilediğine verir. Kime hikmet vermişse ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri bunu düşünüp anlayabilir, ibret alırlar.

Alimlerle ilgili Hadis-i Şerifler;

-Alimler peygamberlerin varisleridir.

-Alimin ölümü, alemin ölümüdür.

-Alimlerin mürekkebi, şehitlerin kanından üstündür..

-Alim ölse de yaşar, cahil yaşasa da ölüdür.

Büyük alim Şeyhülislam İbni Kemal’in atının ayağından fırlayan çamur, Mısır seferinde Yavuz Sultan Selim’in çok değerli kaptanına sıçrar ve kirleten İbni Kemal padişahtan özür diler.

- Alimlerin ayağının çamuru bizim şeref tacımızdır. Bu kaftanı ben ölünce tabutuma örtün, vasiyetimdir, der.

-Hizmetin, kadri bilinmeyen yerde başarı, ilmin kıymeti bilinmeyen yerde alim yetişmez.

-Gerçek alim bilmek için, sahte bilgin bilinmek için okur.

-Cahillere kral olmaktansa alimlere köle olurum. (İmam Şafi)

-İnsan okudukça cehlini, alim okudukça ilminin derecesini anlar.

-İlim sonu olmayan bir denizdir. Ben bilirim diyen o denizde boğulur.

-Dünyaya sahip olmaktansa, bilginin kitabı olmayı yeğlerim.

-Gerçek alim ilmiyle amil ozandır. Amelsiz alim vasıtası olduğu halde yolda kalandır.