Bütün olaylar sebebe, nedene bağlıdır. Dua da bu sebeplerin en üstünüdür.

Duadan maksat; halini, ahvalini ulu Allah’a bildirmek değil, kulun kulluğunu, aczini itiraftır. Rabbim huzurumdayım, halim bu, sana malum deyip, dua edenin kalbinin temizliğine, temizliğine göre tecelli edecektir.

SONUÇ

Kur’an’da dua ilgili 100’den fazla ayet vardır. Bu da duanın insan hayatında ne kadar önemli olduğunun belgesidir. Bütün ibadetlerin içinde dua vardır.

Dua bir insanın kalbinin dışında Allah cc hazretlerinden başkası ile meşgul oldukça hakka dua etmiş sayılmaz. Kul kendi ile meşgul olduğu müddetçe Allah’tan uzak kalır.

Kalp Allah’ın nazargahı, ilahisidir. Dua en yüce bir ibadettir. Onun için namazda kulun yapabileceği tüm dualar mevcuttur. Onun için namaz müminin miracıdır denmiştir. Yani, Allah’ı görür gibi yaşamak, ona onu görür gibi ibadet etmektir. Buna inanmak, Cenab-ı Hakk’ı gören müminin cennette tüm ölçüsüz cennet nimetlerinden vazgeçtiği gibi dua da müminin kendenden geçmesi, benliğini yüce Mevlanın varlığında yok etmesine miraç, yani ulu Allah’ı görmesi gibidir, denmiştir. Çünkü Allah’ı cc. hazretlerini gören gözler başkasını göremez. Allah’ı gören gözler ne ay görür, ne yıldızlar diye hak aşıkları böyle dillendirmişlerdir. O anda kişi benliğinden sıyrılır. Vücudu baştan aşağı nur olur. Böyle yapılan dua sonucu peygamberler için mucize, evliyalar için keramet, salih kullariçin tecelliyi muat, yani arzular hasıl olmuş olarak geri döner. Yani asla reddedilmez. Yani kabul olur.

Konuyu yüce kitabımızdaki ilahi fermanlardan, ayetlerden birkaçı ile bitirelim:

“Rabbinize gizli ve açıktan saf yürekle dua ediniz.” (Araf, 55)

“Bana dua ediniz ki duanızı kabul edeyim.” (Gafir, 60)

“Ey Muhammed SAV. Kullarım beni san asorarlar, onlara da ki; rabbin, kullarım bana dua ettiklerinde dualarını kaul ederim. Davetime icabet etsinler, doğruyu ve hakkı bulsunlar.” Burada önemli nokta şudur; Duada Allah cc ile kulu arasına aracı koyma yoktur. Hatta bunu şirk sayanlar da olmuştur. Ancak insanların, müminlerin birbirlerine dua etmeleri esastır. R.SAV. efendimiz hazretleri, “Günah çıkmadık ağızdan dua ediniz. Sizler başkalarına dua ettiğinizde sizin ağzınız dua edilen için günah çıkmadık ağız olur. Çünkü her günah kendi sahibine yazılır” buyurmuştur.

“Dua ibadetin özüdür.” (Hadisi Şerif)

“Sadaka ve dua bela ve musibetleri önler.”

“Allah katında en makbul ibadetlerden birisi de duadır.”

“Dua kibir illetinin ilacıdır. Dua kibiri kırar.”

En büyük dua; beş vakit namazda her selamdan önce okuduğumuz “Allahümme rabbena atina fiddünya haseneten ve fil ahireti hasaneten ve kina azabennr. Birahmetike ya errahmanirrahiym.” Yani, “Ey bizim ulu rabbimiz. Bizlere dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem ateşinden koru. Çünkü sen sonsuz rahmet ve merhamet sahibisin.” (Bakara, 201-202)

NETİCE

Dua mümin için bir okyanustur. Suyu çekmekle bitirilemez. Dua sadece insanlara değil, her varlığın sığındığı bir zırhtır, sığınağıdır.

DUANIN ÜÇ TÜRLÜ SONUCU VARDIR

Yazımızın başından sonuna kadar anlattığımız şekilde ilahi iradeye uygun şartlarına riayet ederek yürekten ve ancak yürekten yapılan duaların kabulünde şüphe yoktur.

Aslında kabul olmayan dua yoktur. Örneğin, zalime karşı kafirin duası, mazlumun duası makbuldür. Dilsiz hayvanlara, diğer mahlukata yapılan eziyetler sonucu o varlıkların ızdırabı onların duaları makbuldür.

Duanın birinci sonucu:

1-İstenilen arzu ilahi illete (sebep), ilahi iradeye aykırı değilse, Ulu Allah anında o duayı kabul eder ve istenileni verir.

2-Duanın kabulü bazen uzar, hata, ay, belki de yıllar sonra tecelli eder. Çünkü Allah arzu edilenin daha iyisini o kuluna vereceği için duasının kabulünü erteler.

3-İstenilen arzu, kişinin hakkında hayır getirmeyeceği için Allah kulunun isteğini vermez. Çünkü kul hakkında neyin hayırlı, neyin şer olacağını bilemez. Duam kabul olunmadı sanır. Çünkü ayette; sizin hakkınd ahayırlı olduğunu zannettiğiniz şey sizin için şer, şer zannettiğiniz ise hayır olabilir. Sizinki zan, Allah’ın cc ise kesindir. Allah’ın bildiğini siz bilemezsiniz. (Bakara, 216)

Dua olayı bir makalede anlatılacak bir olay değildir.

a)Duanın şartları,

b)Kimlerin duaları makbuldür,

c)Beddua da dua mıdır?

d)Tabiat varlıklarının, hayvanların duası ve bedduası var mıdır?

e)İnançsız kişilerin duaları makbul olur mu, gibi çok geniş yelpazeli bir konudur.

yıldırım gibi çarpan dualar var mıdır, gibi bu konuları yeri ve zamanı geldikçe sevgili okuyucularımızla paylaşacağız.

(SÜRECEK)