Yani cehennemde sadece ateşli azap değil, çok yönlü bir ceza çekme usulleri vardır. Hafif günahlar ve uçlar için hafif, ağır günah ve suçlar için ağır cezalar verilecektir. Cehennemde en ağır ceza inkar ve şirke verilen ebedi ateş cezasıdır ki kurtuluşu yoktur.

Bu niçin böyledir. Bu hususu yüce Allah Nisa suresinde şöyle bildiriyor:

“Andolsun ki biz cehennemi birçok insan ve cinler için yarattık. Çünkü onlar Allah’ın sonsuz nimetlerini yerler içerler de Allah’ı inkar ederler. Onların, inkarcıların kalpleri vardır anlamazlar, gözleri var bakarlar ama hakkı görmezler. Onların kulakları var, duyarlar ama işitmezler, duymak istemezler. Onları akıl ve fikirden yoksun olan içgüdüsü ile hareket eden hayvanlar gibidirler. Belki de daha da aşağıdadırlar. Çünkü akıllarını kullanmazlar (Araf suresi 179. ayet) gafillerdir.”

“Allah kimseye zerre miktarı zulmetmez. İnsanlar kendi kendilerine zulmederler.” (Nisa, 16. ayet)

İmansız olarak ölenler cehennemin bu korkunç durumunu gördüklerinde ‘Ne olur bizi dünyaya geri gönder, anladık, gördük, bildik, iman edelim, güzel ameller yapalım da bu korkunç cehennemi görmeyelim’ diyecekler. Fakat ulu Allah sizler dünyaya geri dönseniz yine aynı olacaksınız” buyurur. (Zumer suresi, 72. ayet)

*

Ahirete imanlı mümin olarak göçen, ama tevbesiz ölen, günahları sevaplarından çok olan kul ve Allah hakkını ödemeden ölenler de cezalarını çekinceye kadar cehennemde suçlarına verilen cezaları çekecekler ve sonra cennete gireceklerdir.

BUNLAR KİMLERDİR?

1.Namaz kılmayanlar ve namazlarını kaza da etmeden ölenler. Yani namazdan borçlu ölen müminler.

2.Üzerine farz olduğu halde malının zekatını vermeden ölen müslümanlar. (Kul hakkıdır)

3.Hiçbir özürü, mazereti olmadığı halde kasten Ramazan orucunu tutmayanlar, kazasını da yapmayanlar.

4.Üzerine farz olduğu halde hac ibadetini yapmadan ölenler.

5.İçki, kumar, uyuşturucu gibi insanlığa muzır olan ve haram kılınan işlerden tevbe etmeden ölenler, yaşı başı geçtiği halde hala içkiye devam edenler. Hadisi şerifte bildirdiğine göre içkiden tevbe etmeden ölenlere cennet şarabı verilmez, denmektedir.

6.Dinini, imanını, ibadetini kalkan yapan, mukaddes değerlerini dünyası için kulananlar yani dinini çıkar edinenler. (Riyakarlar)

7.Haram yemekten çekinmeyenler, cehennemde en acı bitki olan zakkum ağacının meyvesini yiyecekleri bildirilmiştir.

8.Hırsızlık yapanlar, bunu sanat edinenler, insanların mallarını çalanlar.

9.Zani, zinacılar ve tevbe etmeden ölenler.

10.40 yaşını geçiği halde hala günah peşinde koşanlar.

11.Yaşlı olduğu halde şerri, kötülüğü, günahı sevabından çok olanlar.

12.Bunların dışında ayetlerle ve R.SAV.in bildirdikleri günahkar müminler de cehenneme girecekler ve günahları kadar cezalarını çekip sonra cennete gireceklerdir. Bu da imanları sayesinde olacaktır. Günahkardır. Nefsinin ve şeytanın esiri olmuş ama imanını koruyabilmiş öylece vefat etmiş olan müminler eninde sonunda mutlaka selamete, kurtuluşa erişeceklerdir. Önemli olan imandır.

Çünkü; genel cennet müminler, cehnnem müşrik, ataistler için hazırlanmıştır. Müminlerin cehenneme girmeleri vardır. Ama geçicidir. İnsanların, inananların ahirette en çok çektikleri kul haklarından olacaktır. Allah kendi hakkını dilerse affedebilir. Ama kullar asla haklarını bağışlamayacaklardır. Çünkü orada evlat, ana-baba irtibatı kopacak, insanlar kendi dertlerinin dermanına sarılacaklardır. Ayet, ana-baba-eş-dost-akraba şefkati ortadan kalkacaktır.

Cehennemden korunmak için önce iman, iman, iman... Sonra o imanı koruyacak olan ve adına ameli salih dediğimiz iyi işler, hayırlar, hasenatlar, yardımlarla beraber haramlardan sakınmaktır.

Konuyu şöyle bağlayabiliriz;

Bu ayetlerin tamamı insanlar ıkorkutup ümitsizliğe düşürmek asla değidir. Bu öğütlerin uyarılar olduğu unutulmamalıdır. Çünkü Araf Suresi 183. ayetinde; Allah sizlere mühlet veriyor. Sizleri uyarıyor. Bu uyarılara kulak vermeyenlere karşı azabım çetindir.” Çetin azaptan maksat korkunç cehennemdir.

İkinci önemli bir nokta da şudur. Bir kişi müslüman anadan, müslüman babadan doğmuş, müslümanlarla bir müslüman olmuş, akıl, fikir, mantık, bilim, özellikle de Kur’an açık açık haykırırken, sırf dünya zevkleri, geçici, sonu olmayan, kandırıcı sefalar uğruna aslında iman ehli iken sırf şehvet, şöhret, günahlı işler üzünden ibadetleri terketmiş, haram-helal çizgisinden ayrılmış, sonunda da Allah korusun en değerli varlığını yitirmiş olarak ölmüş olanların acıklı durumlarıdır. Aslında iman ehli iken imansızlığa düşmek çok korkunç bir durumdur. Bu hususu yüce Allah cc. hazretleri bakın nasıl dile getiriyor?

Mahşerde; hesap kitaptan sonra herkes hak ettiği yere, cennet-cehenneme girince; cennet ehli ile cehennem ehlini yanyana getirip konuşturacağını müddessir ve Araf surelerinde şöyle bildiriyor; “Her nefis, can, ruh, kişi dünyada yaptıklarına karşılık birer rehinedir. Ancak kitabı sağdan verilenler iman ve ameli salih sahibi olanlar hariç. Bunlar cennet içindedirler. Cennettekiler dünyada tanıdıklarını cehennemde görünce sizler dünyada akıllı becerikli saygın insanlardınız. Sizi bu yakıcı ateşe sokan nedir, derler. Yani uzaktan uzağa sorarlar. Cehennem ehli cennet ehline şöyle cevap verirler. “Biz namaz kılanlardan değildik. (Müddessir 38-39-40-41-42). Yoksulu doyurmaz onların hakkını vermezdik (44). Batıla, haksızlığa, harama, günaha dalanlarla biz de dalardık. Ömür bitmez herşey böyle zevki sefa ile sürer sanardık. Ahireti, ölümü, mahşeri, hesabı, kitabı, cehennemi yani ahireti de yok sayardık. Böylece imanımızı da kaybederdik. Sonunda ölüm geldi amansız bir halde bizi bu acıklı yere sürükledi. Ne malımız, ne mevkimiz, ne oğlu ve kızlarımız yani dünyada taparcasına güvendiklerimizin hiçbirisinin bize bir faidesi olmadı. Ahiretten korkmazdık dediler. Gerçekten bunlar sizlere birer ikazdır, uyarıdır. Kendinize gelmeniz için bir hatırlatmadır. Doğrusu kafirler için acıklı bir azap, müminler için, iyilik sahipleri için cenneti hazırladık. Dileyen bunlardan öğüt alır. (Müddessir Suresi 45-46. ayetler, sh.576). Kim dönüş yaparsa Allah mağfiret sahibi çok merhametlidir, buyurur.

R.SAV. buyurur ki, “Eğer iğnenin deliğinden bakıp cehennemi görseniz, dünyad abir saniye yaşayamazsınız. Şimdi bu durum karşısında “İsteyen iman etsin, isteyen inkar etsin, hür irade size verildi, inanan için cennet, inanmayan için cehennem budur. (Kehif suresi, 29. ayet)

*

Saygıdeğer okuyucu kardeşlerim. Sırf bilgilendirme ve uyarıcı öğüt amaçlı cehennemle ilgili sadece deryadan damla nisbetinde bilgi sunduk.

Şunu hiçbir zaman unutmayalım. Cennet de, cehennem de ilahi adaletin bir tecellisi ve sonucudur. Allahımızın sonsuz kudretinin belgeleridir. Şu günlerde görüyorsunuz, bir noktadan daha küçük olan Covid 19 yani Koronavirüs dünyayı kasıp kavuruyor. Ne ağa diyor ne efendi. Ne kral diyor ne de kraliçe. Ne alim diyor ne de zalim. Tıp profesörlerini bile ayırmadan en adil bir şekilde köleyi de kralı da yere yıkıyor. Mutlaka dermansız dert, şifasız hastalık yoktur. Derdi veren mutlaka dermanı da verecektir. Elbette ki bu bulaşıcı hastalık da geçecektir. Tedbirlere sarılmalı, maddi ve manevi önlemleri almalıyız. En önemlisi de bu felaketleri tez unutup uyarıcı niteliği olan bu bela ve musibetlerin Allah’ın kudretinin birer belgesi olduğunu da hiç hatırdan çıkarmamalıyız. Çünkü dünyada hiçbir şey tek taraflı olamaz, iki sebebi vardır. Birisi maddi, birisi de manevidir. Dualar, inançlar, moraller de manevi tedbir yani önlemlerdir. Duaya muhtaç olmayan hiçbir kimse yoktur. Bu arada bunu da hatırlatmış olduk. Ne mutlu ibret alana, tedbirli olana, güçlü bir imana sahip olana. Hoşça kalınız...