Medine’de bir kişi var; genç, delikanlı. Fakat çalışma yerine hırsızlığı yeğlemiş, elinin kesileceğini bildiği halde bu işi yapıyor. Bu hırsızın bir de çok zengin, ticaretle iştigal eden komşusu var. Hırsız, zengin komşusunun, bir fırsatını düşürüp, onun evini soymak, malını altınını, akçesini çalmak istiyor. Ama komşuluk var, bir taraftan ev kale gibi korumalı. Bu yüzden kötü niyetini bir türlü gerçekleştiremiyor. Zaman zaman da peygamber mescidine gelip namaz kılıyor. R.SAV.in hayat veren öğütlerini de dinliyor. R.SAV. rızıkla, nasiple ilgili bilgileri sahabilere camide anlatırken, hırsız da bunları dinliyor. Fakat bunları meşru yollarla, hırsızlıkla elde etmeye çalışıyor. Yanlış yapıyor.

Kaderde var ise gelir Hint’ten Yemen’den, nasipte yok ise ne gelir elden. Nasibin var ise dağların dibinde de olsa seni bulur, demişlerdir.

Hırsız bu kötü düşüncelerle zengin komşusunun fırsatını kollarken, zengin komşusu aniden ölüyor. Evde tek hanımı kalıyor. Mütteki, Allah korkulu namuslu ve şerefli bir hanımefendi. Hırsız, işte aradığım fırsat doğdu deyip komşusunun evini tarassuta-gözlemeye alıyor. Fakat komşu hanım geceleri uzun süren namaz kılıyor. Işığı da hiç sönmüyor. Tahammülü kalmayan hırsız bir gece yarısı komşunun evine girmek için kapıya bir anahtar uydurup kapıyı açıyor. Gece namazı (teheccüd) kılan ev sahibesi kapının açıldığını duyunca namazı bırakıp kapıya koşuyor. Bir de ne görsün, yıllardır komşuluk yapan kişiyi karşısında görünce şaşırıyor. Cesur hanım komşuluğun verdiği ferahlıkla cesaretini topluyor. Hayırdır komşu, gece yarısı seni buraya getiren nedir, diyor. Eğer emelin namusumu kirletmekse, önce canımı alırsın. Yok, maksadın para pul ise, işte kasam, içi para dolu, buyur al götür. Sizin azılı bir hırsız olduğunuzu duymuştum. Ama dedikoduya prim vermem. Görmeyince de inanmam. Ama ne yazık ki gözlerimle gördüm. Keşke iyi niyetle gündüz isteseydin, istediğini elde ederdin, deyince, hırsız son derecede mahcup olup özür üstüne özür dileyerek komşunun evini terk etti.

Ertesi sabah R.SAV.in mescidine gitti. R.SAV. namazdan sonra -insanların kaderi- rızkı ve nasibi ile ilgili vaaz ediyordu. Arada bir ön saftaki hırsıza bakıp, yerin altında da olsa nasibiniz sizi bulur. Önemli olan onu helal yoldan kazanmaktır, diyordu. R.SAV. bu cümleyi hırsıza bakarak tekrarlayınca, hırsız bu olayın ilahi vahyi ile R.SAV.e bildirilmiş olacağını düşünüyor, eyvah, beni ele verse veyahut acaba komşu hanım mı haber verdi diyordu.

Doğrusu; Cebrail, olayı R.SAV.e bildirmişti. Neticede, R.SAV.in konuşması bitince cemaat dağılmaya başlayınca zaman zaman itimat kesbetmek için camiye gelen hırsızı, R.SAV. yanına çağırdı. Camiden çıkmakta olan cemaat de acep R.SAV. bu adama ne diyecek diye dikkat kesilmişti. Hz. Muhammed SAV. hırsız genci yanına aldı. Hal ve hatırını sordu. Sonra işini, durumunu sordu. En sonunda da evli misin, bekar mısın dedi. Genç bekar olduğunu söyleyince, evlenmek, ev yuva sahibi olmak sorumluluktur, huzurdur. İstersen seni evlendireyim, dedi. Genç bütün susuzluktan yarılmış toprağa suyun intikali halinde toprağın suya nasıl kandığı gibi ruhunda ve kalbindeki kötü niyetler ruhunu terketmeye başladı. Genç, R.SAV.in evlilik teklifini kabul etti. Bunun üzerine R.SAV. cami cemaatinden bir sahabiyi yanına çağırdı. Falanca yerdeki ve yakında eşi ölen falanca hanımı (hırsızın komşusu) buraya çağır. Selamımı söyle, buraya gelsin, buyurdular.

Hanımefendi mescide geldi. Gece evine giren hırsız komşusunu da orada gördü ve şaşırdı. R.SAV. bu hanıma evliliğin güzelliklerini, nikahın kudsiyetini, bekarlığın-dulluğun zorluğunu anlattıktan sonra hanıma evlenmek istersen seni elimle nikahlayım buyurdular. Hanımefendi takva bir hatun idi. “Allah’ın resulü ne söylerse Allah’tan söyler. O kendinden söylemez.” Necim Suresi 3. ayetini okudu. Emriniz olur ey Allah’ın sevgili resulü dedi.

Sonra hırsız genci göstererek “Hanım kızım, tebdili ahlak kişilerin kötü ahlaklarını terketmeleri, mümkün ve caizdir. Tevbeleri makbuldür, buyurdu. Bu kişi ile evlenir misin dedi. Gece evine giren komşu hırsız olduğunu bilen hanım kadın, siz bilirsiniz efendim, dedi. Sonra gence aynı teklifi yaptı.

Şaşkın bir halde olan genç, R.SAV. emriniz olur efendim, dedi. R.SAV. bunların nikahlarını mescitte kıydı. “Haydi Allah mesut etsin” hayır duası ile onları uğurladı. Mescidi terk eden yeni evlileri uğurlarken, genci yanına çağırdı. Şu ölmez, kıyamete kadar hükmü baki olan şu sözü söyledi:

“Oğlum, dikkat et. Nasibin yerin alıtnda da olsa seni bulur. Nasibin haramdan arama. Günaha harama girmek cehenneme girmektir. O nasip sana gelecek, o hanım senin eşin olacak, o zenginliğin sorumluluğu da sana yüklenecekti. Sen bunu haramdan talep ettin. Rabbinin hidayeti ile helalini buldun” buyurdular.

Şimdi bu olan dini kültürü ihtiva eden eserlerde ve hatta bu olay hadisi şerif olarak nakledilmiştir. İnsanların kişisel ve toplumsal yaşamında her zaman olabilecek nitelikte olaylardır.

Bu hadisedeki mesaj; İyi niyet, has düşünce, salih-ihlaslı samimiyetli düşüncelerin ve niyetlerin mutlaka hayırlı olarak sonuçlanacakları kesindir.

Aksi ise dünyayı haram yoldan ele geçirsen sonu virandır. Yıkımdır. İnsan hayatındaki bu tip olaylar sayılamayacak kadar çoktur. Ne mutlu ibret alana...

(SÜRECEK)