Zumer Suresinde; “Ey günahkarlar, sakın Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Onun affı sonsuzdur. Allah’ın rahmetinden ancak inkarcılar ümidini keserler.” buyurması, bunun kesin belgesidir. Ama insanların çoğu bu nimetten habersizdirler veyahut bu sonsuz nimetten gafil yaşamaktadırlar. Rabbimiz cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın. Unutmayalım, ömür bitiyor, güz oldu yapraklar dökülüyor, ölümün habercisi olan hastalıkların her gün birisi bedenimizde ve ruhumuzda kendini gösteriyor.

Ne demişler; sıra sıra söğütler, alt tarafı değirmen. Ne diyor büyük ozan Musa Eroğlu; yolun sonu görünüyor. Ne demiş Hz. Ömer; ölümün habercisi olan işaret sakalıma düşen aklıktır, diye kendisini her gün ölüm vardır ey Ömer unutma diye kiraladığı müradiye izin vermiştir. Başka lafa, boş lakırdıya hacet var mı, gerek var mı, lüzum var mı? Niyetimiz halis, amelimiz işimiz halis, hepimiz muhlis fani tertemiz olalım. Olalım ki dünyada ve ahirette huzur bulalım.

*

HZ. İBRAHİM A.S.İN SADAKATİ, İHLASI, HZ. İSMAİL’İN TESLİMİYETİ, GÜÇLÜ İMANI

Hz. İbrahim A.S. Ülülazim, büyük peygamberlerden hem nebi ve hem de resuldür. Beni İsrail peygamberlerinin de büyük dedeleri, R.SAV.in de (Hz. İsmail’in babası olması nedeni ile) büyük dedesidir. Tabi ki arada 3000-3500 sene gibi bir zaman vardır.

Hz. İbrahim, İbrani lisanındadır. O lisanda Abraham, Kur’an’da ise İbrahim olarak geçer. M.Ö. 2300-2000 yıllarında Mezopotamya’da Ur şehrinde doğmuş, Urfa-Harran’da yaşamış, Sümerlerin başkenti olan Ur şehrinde ve o güne göre Asya kıtasında Mısır, Filistin, Anadolu (Mağrip, Fas, Tunus, Cezayir) o havalilerde icrayı faaliyet etmiş, peygamberlik yapmıştır.

Hanımı Sara, Sare annemizden uzun yıllar (80-90 sene gibi) çocuğu olmamış, 86 yaşında iken Hz. Hacer’den Hz. İsmail 90 yaşında da Beni İsrail peygamberlerinin birincisi olan Hz. İshak A.S. doğmuştur. Kur’an’da başta Saffat Suresi olmak üzere İbrahim ve diğer birçok surelerde defaatle isimleri zikredilmiştir.

Hz. İbrahim’in zamanında hak din uğruna mücedele ettiği Nemrut veya Nümrut denen ve kendilerini ilah olarak ilan edip putlarını yapıp halkı kendilerine taptıran zalimlerle mücadele etmiştir.

Hz. İbrahim’in ölümlerden ölüm beğen derecede ömrü sıkıntılarla geçmiş. Urfa’da balıklı gölün olduğu yerde Nemrut tarafından kızgın ateşe atılmış, ateş onu Allah’ın izni ile yakmamış, ateş yeri güllük gülüstanlığa çevrilmiştir. Bugün balıklı göl olarak o yer tarihi eser, kalıntı olarak insanlığın ibret levhasıdır.

Hz. İbrahim’in Kur’an’da bildirilen en yüce sıfatı Allah’a olan imanı ve sadakati ve oğlu İsmail A.S.ı kurman etme olayıdır.

İşte bugünkü yazımızda ihlasın, samimiyetin yaşanmış inkarı mümkün olmayan ayetlerle sabit olan Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’in bu teslimiyetini belgeleyen Hz. İsmail’in kurban edilişi olayını arzedeceğim.

Çünkü dünyada bunun kadar etkin ve belgelenmiş hakkın inanç ve teslimiyet örnekleri pek azdır.

Şöyle ki; Hz. İbrahim büyük bir peygamberdir. Allah’ın emri ile ortadoğuda Sümer milletine peygamber olarak gönderilmiştir. Hayatı ölümcül sıkıntılarla geçmiştir. Çünkü en büyük ibtilalar (bela) peygamberlere ve evliyalara gelir. Onların dereceleri yüksektir.

Hz. İbrahim Hz. Sara ile evlenmiş, 80-90 yıl çocukları olmamıştır. Allah onları bu yolla imtihan etmiştir. Bunun üzerine Hz. Sara ile Mısır’a gidiyorlar. Orada Mısır kralının sarayında misafir oluyorlar. Sare annemize Mısır kralı Hacer adında bir hanımı Sare’ye hizmet etsin için hediye ediyor.

(Sürecek)