Alimler ölüyü (mümin ölüyü) kabir azabından koruyan amelleri şöyle sıralamışlardır:
1.Farzları ifa edenler.
2.Ana-baba hakkını koruyanlar.
3.Zikir erbabı.
4.Ramazan orucunu tutanlar.
5.Hac ve umre sevabı kazananlar.
6.Akraba ziyareti yapanlar.
7.Kelimeyi Tevhit, şehadeti çok okuyanlar.
8.Zekatını verenler.
9.Sadakayı çok verenler.
10.Her türlü hayır ve hasenat sahipleri.
11.Kur’an okuyanlar, özellikle Tebareke Mült suresi.
12.Yasini okuyanlar.
13.Komşusu kendinden memnun olanlar.
14.Cuma günü, arefe günü, ramazanda ölenler. Bugünlerde azaplar kaldırılır. Demek ki iyilik, lütuf sahibi, cömert kişilere kabir azabı yoktur.
KABİR ZİYARETİNDE ÖLÜLER ZİYARETÇİLERİ TANIR MI?
Hz. Ayşe R. Anhanın bildirdiğine göre, ölü ziyaretçiyi tanır ve duyar. Selamını alır, duasını duyar ve dua eder. Ölüyü dünyadan tanıdığı ziyaret ederse onu bilir ve tanır, çok sevinir. R.SAV. Perşembe, Cuma, Cumartesi kabirleri ziyaret ederdi. Ölünün ruhu dirilerin rüyasına girer.
DİRİLERİN ÖLÜLER İÇİN YAPTIĞI AMELLER ÖLÜYE ULAŞIR MI?
Hadis alimi İmam-ı Ahmet B. Hanbel Hakimi Tirmizi Nevadiril usulde büyük sahabi Enes B. Malik’in bildirdiğine göre R.SAV. şöyle buyurdular:
“Amelleriniz ölü akrabalarınıza ve yakınlarınıza sunulur. Amelleriniz iyi ise ölüler sevinir, kötü ise hidayet ver diye Allah’a dua ederler.”
Yine, R.SAV. “Pazartesi ve Perşembe günlerinde amelleriniz Allah’a arzedilir. Cuma günü de peygamberlere, anne ve babalarınıza sunulur. Amellerinizle ölülerinize eziyet etmeyiniz” buyurmuştur. (Müslim)
Sağların ölüler adına yaptıkları iyiliklerin sevabı ölülere ulaşır. Hatta tabaklarda sunulur. Onlar buna çok sevinir. Dua ayetlerinde bu durum belirtilmiştir. Sonra sahih bir hadiste, “Üç kişinin öldükten sonra amel defterleri kapanmaz.
1.Hayırlı evlat yetiştirmiş ana ve babasına, akraba ve dostlarına, müminlerin ölülerine, bunların yaptıkları hayırlar ulaşıp ölünün amel defterine yazılır.
2. Sadakayı cariye: Kesilmeyen hayır bırakmış okul, çeşme, cami, hastane, köprü vs. yaptırmış, öğrenci okutmuş, bu hayırlar devam ettikçe sevapları yaptıranlara ulaşır, vakıf yapmış gibi.
3. yine ikinci ile bağlantılı olarak eser yazmış, ilim adamı yetiştirmiş, tevarüz yoluyla devam eden hayırlar da ölülere ulaşır. Ehli sünnet itikadı budur.
ÖLÜLERİN RUHLARI DİRİLERİN RUHLARI İLE RÜYADA GÖRÜŞEBİLİR
Selman-ı Farisi ve Abdullah B. Selam R.Ahümanın bildirdiğine göre, ölülerin ruhları dirilerin ruhları ile rüyalarında görüşebilirler. İbni Kayyım ölünün sana rüyada söylediği haktır. Çünkü ölüler yalan söyleyemezler. Ne derlerse doğrudur, demiştir.
Yine Hakimin Müstedrekinde; Hz. Osman şehit edildiği gecede R.SAV.i rüyasında görmüş, “Üzülme ya Osman, cumada bize kavuşacaksın” buyurmuştur ve o gece Hz. Osman asilerce şehit edilmiştir.
Hakimin Muammerden bildirdiği bir haberde; kolu kurumuş bir kadın, R.SAV.e veya hanımı annelerimizden birinin yanına geldi. R.SAV. bana dua etsin de elim kolum iyileşsin dedi. Annemiz koluna ne oldu diye sorunca, kadın anlattı; “Anam-babam ve ben mutlu yaşıyorduk. Babam çok zengin ve cömertti. Annem ise inadına cimri idi. Babamın kendi malını tasadduk etmesine razı olmaz, ona mani olurdu. Bir gün bir kurban kestik. O gün kapıya yaşlı bir pirifani fakir geldi. Annem ona az bir iç yağı bir de eski bir hırka verdi. Ömründeki bütün sadakası bu kadardı. Zamanla annem de babam da öldüler. Sonra rüyamda cennette babamı ulu bir nehir kıyısında halka su dağıtırken gördüm. Anamı sordum Bilmiyorum dedi. Hiç görmedim burada. (Orada hak, hukuk, cennetlik, cehennemlik bakımından ‘vela ehsabe beyheküm’ ayetiyle sabittir ki, akrabalık analık, babalık, evlatlık, karılık, kocalık bağları kopuyor’ dedi.) Sonra anamı cennette aradım bulamadım. Baktım ki bir kenarda uryan çıplak olarak dünyada hayrına fakire verdiği hırka vardı. Elinde de hayıra verdiği iç yağını yalıyordu. Koştum yanına, ana bu halin nedir dedim. Susuzluktan yanıyorum kızım. Koş bana su bul, dedi. Irmaktan su dağıtan babama koştum. Durumu arzettim. Babam kızım cennet nimetleri cehennem ehline haramdır, dedi. Ama ben bir tas su alıp anneme yetiştirdim. Anamın yanında birisi vardı. Suyu bu kadına kim verdi, dedi. Ben verdim, dedim. Allah elini kurutsun diye beddua etti. Uyandım ki elim kurumuş. Felç olmuş. R.SAV.e bana yardım etmesi için geldim” dedi ve R.SAV.e mübarek elleri ile kadıncağızın kolunu dua ile mest etti. Merzei habi kudreti ilahi olarak kızın kolu şifa bulup iyi oldu.
Bu olayda rüyada felç olan ve uyanıkken iyi olan bir hadisedir. Demek ki dirilerin ruhları ölülerin ruhları ile görüşebiliyorlar. İnsanlar ölüp gidiyorlar ama hatıralarını geride bırakıyor o hayal ve hatıralarla yaşam dünyadaki ölülerin yakınlarının ölüleri ile irtibatlarının devam edeceği aklen de mümkün olduğu tecrübe ile de sabittir.
Tecrübe; deney, gerçek ilimdir. Ölünün sağlığında bıraktığı evlatları, zürriyetleri, bıraktığı asarlarının hayırlar ölüye ulaşmasaydı hiç kimse ahiret için bir şey yapmazdı. Bu bakımdan ölülerin kısmen de olsa dirilerle irtibatı mevcuttur. Ama sınırlıdır. Gerçek mahiyetini de ulu Allah bilir. Allah isterse ölüyle dirilerin konuşmasını bırakın, diriltip huzura bile getirir. Kur’an’da da bir çok olay ayetlerle sabittir. İnsanı yoktan var eden, kainatı yaratan, yaşatan, öldürüp dirilten, iğneden ipliğe sorgu ile haklının hakkını haksızdan olacak olan ulu Allah neye kadir değildir ki. “Vallahü kadiruh ala küllişeyin” Allah her şeye kadirdir. Ruhun bedendeki ve ölümden sonraki serüvenleri İslami anlayışa göre ayet ve hadislere dayanılarak ifade edilmiştir.